.
Efendim Merhaba,
Eşim benden 15 yaş büyük sanki beni sevmiyor bana soğuk davranıyor 1 sene olacak evliliğimiz bana özel hayatta dokunmuyor ben darılınca öpüyor ya anlayamıyorum ben öpmesem beni öpmüyor benden hep kacıyor ne yapmalıyım?
Saygılarımla.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Selda Hanım,
Kıymetli yavrum, sevgi olayında yaş hiç önemli değildir. Peygamber Efendimiz evlendiği zaman eşi Hz. Hatice validemiz kendisinden on beş yaş büyüktü. Ama bu evlilikle beraber tarihin en büyük aşkı yaşandı. Ben evlendiğim zaman yirmisekiz yaşında idim. Eşim otuz altı yaşında idi. Ama onu bir ömür boyu deliler gibi, çılgınlar gibi sevdim. Bu evlilikle beraber insanlık tarihinde altın bir sayfa yazıldı. Eşim, 14 Şubat 2006’da Hakk'a göçtü. Aşkım daha da çok arttı. Son nefesimi verdikten sonra onunla beraber olmayı nasıl istiyorum bir bilsen.
Yavrum, eşinle aranda sıcak bir ilişki yoksa neden kabahati hep eşinde arıyorsun? Sitemizin giriş sayfasının el alt bölümünde yer alan “Bir Babanın Kızına Mektupları” nı okudun mu? En az yirmi kere okudun mu? Acaba kadınlık sanatını biliyor musun? Eşini hep itham edeceğine, hep şımarık bir ruh hali içinde kaprisler yaparak her an sıkıntılı, her an bunalımlı sosyetik kadın rolleri oynayarak eşini kendinden soğutuyor musun? Sende öyle bir ruh hali var ki en ufak bir şekilde erkek ruhundan anlamıyorsun. Çünkü kadınlık sanatını bilmiyorsun. Acaba ona gereken hizmeti verebiliyor musun? Sabahleyin uyandığı zaman gülerek, tebessümle, sıcak bir ruh hali ile “Günaydın, sevgilim” diyor musun? “Sevgilim, kahvaltını hazırlayım” diyor musun, bu arada derhal kendine bir çeki düzen verip saçlarını tarıyor musun? Kahvaltıda onun o sabahki ruh haline göre ya güzel bir fıkra anlatıp, ya güzel bir mısra söylüyor musun? Onu sabahleyin evden krallar, imparatorlar gibi uğurluyor musun? Ev işlerini aşkla, şevkle, heyecanla yapıyor musun? Eşine hayalen sevgiler, öpücükler gönderiyor musun? Akşama onun sevdiği yemekleri hazırlıyor musun? Her akşam değişik bir kıyafetle, değişik bir saçla, değişik bir makyajla onu karşılamaya hazırlanıyor musun? Araya sürprizler katıyor musun? Akşam eve geldiği zaman “Hoşgeldin, evimin sultanı, gönlümün padişahı, rüyalarımın sultanı” diyor musun? Gerçek bir kadının cıvıl cıvıl sıcaklığı içinde onu bir misafir ağırlar gibi baştacı ediyor musun? Onun yorgunluğunu almak için güzel sözler söylüyor, şiirler okuyor musun? Yemeğinizi ilk defa tanışıyormuş gibi aşkla, heyecanla yiyor musun? Gündüz onu ne kadar özlediğini söylüyor musun? Ona
“Saadet bir çimendir, bastığın yerde biter
Yalnızlık, gittiğin yoldan gelir”
diyor musun? O akşam için ona yeni yeni bir sürpriz hazırladın mı? “Haydi sevgilim, bu akşam tiyatroya gidelim, sinemaya gidelim, operaya gidelim, konsere gidelim veya filan dostlara çaya gidelim” diyor musun? Daha önceden bunun hazırlıklarını yapıyor musun? Veya “bugün bir kitap aldım, beraber okuyalım mı” diye teklifte bulunuyor musun? Arada ona ufak tefek hediyelerle sürpriz yapıyor musun? Mesela onun da beğeneceği bir tişört, bir kravat, bir kitap gibi...
Yavrum, eğer bunları yapmıyorsan kocandan öpücük beklemeye ne hakkın var? Hep çehre surat, dağınık saçlar, adına ev kıyafeti denilen o iğrenç kotlarla eşini karşılıyorsan o öpücüğü daha çok beklersin. Hayat böyle yavrum. Çiftçi toprağa tohumunu ekmeden ürün alamaz ki? Sen bunu yapıyorsun. Hayatta bir kadınlık sanatı denilen nüans var. Bir kadın yaş farkı ne olursa olsun canlılığı ile, hareketliliğiyle, giyimiyle, konuşmasıyla, jestleri ve mimikleriyle istediği erkeği heyecanlandırabilir, çılgına çevirebilir. Erkekler buna dünden hazırdır. Ama erkek karşısında dişi bir kadın görecek, canlı, heyecanlı, fıkır fıkır. Ben bunları yapmam arkadaş diyorsan o zaman şunu bil ki kiminle evlenirsen evlen, avucunu yalamaya mahkumsun.
Kıymetli yavrum, bu sözleri kimseden duyamazsın, hiçbir kitapta okuyamazsın. Lütfen bu satırları okuyup burnunu kıvırma, suratını asma. Ben her dakikası değerlendirilmiş bir ömrün sonuda hayat tecrübelerimle sana sesleniyorum. Hiçbir erkek kadınlık sanatını bilen ince, zarif bir kadının karşısında heyecansız kalamaz. Sana söylediklerim belki kadınlık sanatından kilometrelerce uzak kimselere lüks gibi, fantezi gibi gelebilir. Tabi bu onların değer yargısı, birşey diyemem. Ama kadın, erkek ilişkileri o kadar ince, o kadar hassas nüanslara, dengelere dayanır ki bu inceliği dünya edebiyatında en iyi belirten Necip Fazıl Kısakürek’tir. “Bir Adam Yaratmak” isimli piyesinde diyor ki: “Kadınla erkek arasında öyle hassas bir cazibe muhiti var ki en olmayacak sebeplerle bir anda renk gibi uçar, duman gibi dağılır, artık hiçbir gayret ve fedakarlık onu geriye iade edemez”.
Kıymetli yavrum, söyleyeceklerim bu kadar. Karar senin. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhları Şad Olsun.