"Huzur, ancak huzurda olanların, huzura çıkanların, her an birlikteliğin güzelliğini, şiiriyetini yaşayanların halidir. Bunlar aşk işidir. Patırtı gürültüyle, kuru lâfla olmaz. Sevgi, saygı, edep, incelik ve zarafet işidir. Edeple yaklaşan cemalle döner. Hak’tan başka bir şey görmeyenler, her an onunla beraber olanlar ne güzel insanlardır. Aynı mahallede oturdukları bir kimseye, Şiblî Hazretlerini ziyarete gelen bir kimse sorar, siz der, Şiblî’yi tanıyor musunuz? Cevap verir, nasıl tanımam der, otuz yıldır aynı mahallede oturuyoruz. Bu sözü pencerenin önünde oturmakta olan Şiblî Hazretleri işitir. Allah Allah ne biçim iş der. Ben otuz yıldır Rabbimle beraberim, onlar beni kendileriyle sanıyorlar.
Önemli olan halkın içindeyken bile, hep iç dünyamızda O’nunla beraber olabilmektir. O’nun için susmak. O’nun için konuşmak... Ne yapacaksak, O’nun için yapmak. Hûd suresi 112. âyetinde “Emrolunduğun üzre istikâmet eyle” buyruluyor. ResûluIlah Efendimiz’in Hûd suresi saçımı ağarttı sözü ne kadar anlamlıdır. Hepimizin bunun üzerinde uzun uzun düşünmesi gerekir.