Merhaba Efendim,
Güzel bir cuma gününden bütün dostlara selamlar...
Efendim, uğurladığımız Ramazan ayında bu kutlu misafirle yaşadığımız güzellikler, ortaya çıkan dostluklar ve hayırların daha sonraki günlerde de sürebilmesi, bu güzelliklerin bütün bir yıla yayılabilmesi ne kadar güzel olur değil mi?
İnşallah hayırlarla dopdolu nice Ramazanlara en güzel şekilde erişmek ve bu zamanları en güzel şekilde değerlendirebilmek hepimize nasib olur.
Bütün günleriniz Kadir, bütün dostluklarınız Hızır AS bereketi ve güzellikleriyle dopdolu olsun inşallah...
Hoşçakalın...
Seçkin
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Efendim,
Yazdığınız mail hepimizi ilgilendiriyor. Son derece önemli bir konu. Ramazanla edinmeye başladığımız güzel itiyatları ne olur bütün hayatımıza taşıyabilsek. Ve Ramazandan sonra, Ramazanın bereketiyle yepyeni bir hayata başlasak. Ya hayır söylesek yahut sussak, iki günümüz birbirine eşit olmasa, hep daha iyiye, daha güzele, mükemmele daha güzele doğru koşsak, kendimiz için istediğimizi başkaları için de isteyebilsek, beraber olmanın güzelliğini yaşayabilsek, hayat bizler için taşınması güç bir yük gibi değil, bir muhteşem şiir gibi olsa. Kollarımızı sevgiyle açsak, içine bütün kainatı alabilsek, var olmanın çılgın heyecanını duyabilsek, sade karıncaya değil, gördüğümüz her zerreye ürpererek, heyecanla ibret alarak, dersler çıkararak bakabilsek,
“Duyuyor, biliyor, inanıyorum ki
Yaşamak sevgilerle güzel
El ele tutuşup ilan edelim
Aşk gelicek cümle eksikler biter”
diyebilsek. Hayatı eksisiyle, artısıyla, pozitifiyle, negatifiyle bir bütün olarak algılasak, ne kadar kabalığa, zulme, haksızlığa da maruz kalsak yine de efendilik çizgisinden ayrılmadan bir hakîm, bir bilge gibi bakabilsek olaylara ve insanlara. Çünkü hayat her şeye rağmen güzel. Her şeye rağmen muhteşem. Eğer, Yunus Emre gibi “Bir çeşmeden akan su acı, tatlı olmaya” diye hayatı kabullenebiliyorsak o zaman kabahati kendimizde ararız. Yunus’un “Seni deli eden şey yine sendedir sende” mısraında olduğu gibi suçu başkalarında değil kendimizde arasak. Herhalde hayat o zaman inanılmaz güzelliklerini hepimize gösterecek. Yaşamak doyumsuz bir tat, bir lezzet, bir aşk olacak. O zaman Kuran-ı Kerim’deki “Ne yana bakarsan bak Allah’ın vechi oradadır” Ayeti tahakkuk ve tecelli edecek. Yunus bir mısraında “Gören göz değil ruhtur “ diyor. Eğer kainatı kötü, çirkin ve kirli görüyorsak o güzelim insanlara türlü isnatlarda bulunup, onları hasım gibi, düşman gibi görüyorsak kabahat yine bizdedir. Bütün mesele ayetlerdeki ve hadislerdeki o inanılmaz güzelliği kendimizde yaşamaktır. “Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler” diyebilenler bütün kainatı bir aşkın tezahür ve tecellisi olarak algılayanlar tatlı, güzel yumuşak bir atmosfer yaratarak kendi gönül semalarının enginliklerinde bir aşkı, bir şiiri yaşayanlar ne güzel insanlardır. Allah bu aşkı cümlemize nasip etsin. Bize güzellikler alemindeki tecellileri göstermeyen, kendi nefsaniyetimizin önümüze çıkardığı çeşitli oyunlardır. Aman dikkat edelim, bu oyunlara gelmeyelim. Unutmayalım düşman çiçek göndermez.
Allah cümlemizi sevenlerden ve sevilenlerden eylesin. Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.