Sayın Çiğdem Seçkin Gürel,

13 Şubat 2006 tarihli mailinizi aldım. Gösterdiğiniz sıcak, samimi ve yakın
ilgi gözlerimi yaşarttı. Allah sizden razı olsun. Değindiğiniz konular o
kadar önemli ki bazen, bir tek söz, bir tek hareket, bir insanı intahardan
döndürebilir. Onun kalbinde umudun, sevginin, dostluğun, kardeşliğin
kapılarını ebediyyen açabilir. Önemli olan daima müspet, daima olumlu ,
daima güzel konuşabilmek, güzel hareket edebilmek. Yüce Peygaberimiz onun
içn "Ya hayır söyle yahut sus" buyurmuyor mu? Bu bir tek Hadisin bir
insanın, bir ailenin, bir toplumun ve bütün bir dünyanın daha iyiye, daha
güzele gitmesine vesile olacağına bütün kalbimle inanıyorum. Onun için Yunus
Emre,

Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ile bir söz

demiyor mu? Ne olur bizler de Yüce Peygamberimizin, Büyük Yunus'un yolunda
gidebilsek. Hep hayır söylemeyi, hep hayır konuşmayı kendimize bir yaşama
ilkesi edebilsek sorarım size ne kaybederiz? Bazen sıcak bir tebessüm, güzel
bir söz sevgiye giden yolun kapılarını açıverir, bizleri her iki dünyada
mesut, bahtiyar, huzurlu ve mutlu edebilir. Peki o halde ne bekliyoruz?
Kainatın Efendisi buyuruyor ki, bir insana içinde bir sevgi duyduğun zaman
onu hemen söyle. Ertesi güne bile bırakma. Bir sonraki gün ikinizden biri
için çok geç olabilir. Ne olur, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, şefkati,
yardımlaşmayı hayatımızın vazgeçilmez ilkeleri haline getirelim ve sevelim,
durmaksızın, usanmaksızın sevelim. Yeryüzündeki bütün insanları, bütün
hayvanları, bütün bitkileri, bütün eşyaları sevelim, daha çok sevelim.
Onları Muhammedi bir aşkla kucaklayalım. Sevgimiz o kadar büyüsün, o kadar
büyüsün ki biz de rahmetli şair Özdemir Asaf gibi "Dünya kaçtı gözüme"
diyebilelim.

Selam, sevgi ve saygı ile...

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :