Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Önemsiz sandığımız ayrıntılar çok büyük işaretler olabilir.
Gönderen : "Ateş Parçası"
Tarih : 7/6/2018 11:20:58 PM


.


Değerli Büyüğüm, Sabri Amcacığım


Sizin bir konuda çok yardımınıza ihtiyacım var. Allahım sizden çok razı olsun. Sizleri çok seviyorum. Çok kararsız kaldığım bir konu var.


Durumum şu ki yeni bir kızla tanıştım. Haftasonu buluşmak için bir hafta öncesinden anlaştık. Görüşme günü 15 dk geç kaldım. Önceden hiçbir şey söylememesine rağmen görüşmeye gittiğimde kız sadece 1 saatinin olduğunu aniden çıkan bir iş için iş arkadaşı ile görüşeceğini bana söyledi. Derken görüşme güzel giderken bir erkek aradı bu kızı, kızda iş arkadaşı olduğunu söyleyip birazdan civardaki büyük bir alışveriş merkezinde görüşmek için randevu verdi. Konuşurken de telefondaki adama bey filan demeden ismiyle hitap ediyordu. Tabi bu durum beni rahatsız etse de hüsnü zanda bulunmaya çalıştım.


Kızı beğendim çok güzel, konuşması düzgün, duygusal, merhametli, aklı başında bir insana benziyor, iyi kötü ibadetlerini de yapmaya çalışıyormuş. Yalnız bana randevu verdiği gün biraz geç kalınca iş için bile olsa başkasıyla görüşmesi biraz canımı sıktı. Dürüstlüğünden şüphelendim.


Bir de şöyle bir durum var. Kızın bir rahatsızlığı var. Kızda buğday,arpa çavdar gibi mamullerde ve türevlerinde blunan glutene karşı olan bir alerji var. Pekçok şeyde bu gluten varmış açıkcası dışarda yada bir sosyal ortamda bu kızın diğer insanlarla yemek yemesi çok zor gibi. Ekmek simit makarna çörek börek gibi şeyleri ömür boyu yiyemiyor. Zehir etkisi yapıyor. Bu hastalara özel yapılanları da çok pahalı ve genelde yurtdışından geliyormuş. Fakat katkısı olmayan sebze meyve ve et filan istediği kadar yiyebiliyor. Tüm dünyada böyle hastalar varmış ve tedavisi ömür boyu diyet. Genetik özelliği olup çocukta da çıkma olasılığı onda bir.


Sabri amcacığım kız gerçekten sabırlı güçlü bir insan. Rahatsızlığına rağmen görüşmede hep güleryüzlü davrandı. Fakat iç dünyasında moralinin çok bozuk olduğu belli oluyor. Onu sevecek bir eşe çok ihtiyacı var gibi geldi bana. Gerçekten kızın hastalığına çok üzülüyorum fakat başkasıyla görüşmesi yüzünden güvenim biraz sarsıldı. Kıza karşı kalben çok olumlu hissediyorum ama aklım beni şüpheye düşürüyor.


Ailem kızın rahatsızlığından dolayı bütün bir ömür sıkıntı çekeceğimi, yemekli sosyal ortamlarda filan hep sorun olacağını ve ilerde çocukta da çıkarsa çok pişman olabileceğimi söylediler. Ben sevgiyle aşılabileceğine inanıyorum hem de zor bir durumdaki bir kızada yardım etmiş olurum diye düşündüm. Fakat ailemin de dediği gibi ilerde pişman olur muyum diye de çok korkuyorum.


Sabri amcacığım, benim için bu hayat sadece bir sınav, benim için bu kız hayırlı olucaksa kimin ne dediği önemli değil hayatımda bir şeyin bana sağladığı rahatlıktan çok hayırlı olup olmadığına önem verdim. Hatta kimi zaman hayatımda gördüm ki çektiğim sıkıntılar Allaha daha yakınlaşmama sebep oldu. Biraz da asıl bu nedenle kıza ilgim oldu yani eğer hayırlıysa Allaha yakınlaşmama bir vesile olur mu acaba diye düşünüyorum.


Sabri amcacığım çevremde hep sadece bu dünyaya bağlı kızlar oldu. İlk defa bu dünya lezzetlerinden bir nebze bile olsa uzak, duygusal, içli, bana gerçekten ihtiyacı olan bir kızla karşılaştım eksikleri tabi var ama bende zaten daha kamil biri değilim ki. Eğer hayırsızsa ümit vermek istemediğimden bir daha görüşme konusunda çekiniyorum hem de ister istemez evlenirsem ne olur diye gelecek korkusu var içimde. Bu durumda acaba bu kızla evlilik amaçlı görüşmem ve sonunda evlenmem hayırlı olabilir mi?


Saygıyla ellerinizden öpüyorum


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın “Ateş Parçası”,


Kıymetli yavrum,


1-) Önce şunu söyleyeyim, bir genç kız on beş dakika bekletilmez. Bu çok ayıp, çok kötü, saygısızca bir davranış. Ayıp etmişsin.


2-) Kızın senin gözünün önünde bir başka erkekle buluşmak için görüşmesi bence affedilir bir hata değil. Yıllarca önce Ajda Pekkan’ın meşhur bir şarkısı vardı. Hatırımda kaldığı kadarıyla: “Ahmet, Mehmet, Süreyya, Boşvermişim dünyaya” diyordu. Kıymetli yavrum, bizler Nişantaşı sosyetesine mensup değiliz. Bizler gariban Anadolu çocuklarıyız. Bu sosyete numaraları bize sökmez. Ben senin yerinde olsam, ölürüm yine o kızla bir daha görüşmem. Sevgili yavrum bu tip kızlar için evlilik bir gaye değildir. Asıl gaye daha önce yakalandıkları kompleksler nedeniyle evlenmek, sonra da yular takıp bir eşek gibi o zavallı erkeği sürüklemek, onu bir maskara haline getirmektir. Bu tür kızlar usta bir sahne sanatçısı gibidir. İstedikleri anda istedikleri oyunu oynayabilirler.


3-) O bahsettiğin hastalık hiç de gözünde büyüttüğün gibi önemli değil. Birçok hanım zaten kilo vermek için yemeğin yanında ekmek yemiyor. Pekala ekmeksiz de yemek yenebilir. Hatta insan yemeğin lezzetini o zaman daha çok hisseder. Bu hastalığa önem verenler hayatın güzelliklerinden habersiz, sevgiden uzak yaşayan birtakım zavallı insanlardır.


4-) Değerli yavrum, böyle bir kimseyle evlenmek (tekrar ediyorum, o hastalık hiç önemli değil) bence aklı zorlamak olur. Ya bu sosyetik durumlar evlendikten sonra da devam ederse... Ya iş arkadaşlarıyla çalıştıkları işyerinde değil de alışveriş merkezinde görüşürlerse...



Kıymetli yavrum, ben sevdiğim zaman delice, çılgınca, ölesiye severim. Ama karşımdaki insandan da böyle bir sevgi beklerim. Tek taraflı sevgiler bir ruh hastalığından başka bir şey değildir. Keza ben sosyetik sevgilere de inanmıyorum. Onlar boynuz takmayı uygarlık olarak gören adi, aşağılık insanlardır. Onlarınki sevgi değil sadece rezilce bir şehvet duygusudur. Sevgi, o kadar ulvi, o kadar yüce, öyle muhteşem bir duygu ki insan sevdiğine baktığı zaman titreyebilir, ürperebilir, kendinden geçebilir. Bir mana iklimine yükselebilir. Ve öyle de olmalıdır. Her temiz, nezih, güzel aşk insanı Allah’a götürür. Böyle boynuzlu sosyetik sevgilerin insanı nereye götüreceğini bir avukatlar, bir de ceza hakimleri bilir. İşte böyle yavrum. Ne olur daha ilk buluşmanda sana boynuz taktıran bu kız hakkında lüzumsuz fanteziler kurma. Üstelik sen bir iyilik meleği de değilsin...


Lütfen hayat oyununu kuralına göre oynayalım. Tekrar ediyorum, biz sosyete mensubu değiliz. Bizler mübarek Anadolu’nun tertemiz çocuklarıyız...


Sevgili yavrum, diyeceklerim bu kadar. Artık karar senin.


Selam, sevgi ve saygı ile.



Sabri Tandoğan
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]