Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : İnsan olanı ancak insanlar anlar.
Gönderen : "Kardan Adam"
Tarih : 7/10/2018 9:20:07 AM


.



Sevgili Üstâdim Sabri Bey ve Sevgideger Dostlar,


Efendim, bir "hiyerarsi putu" bugünlerde görüs alanima girmis keyfimi kaçiriyor; tefekkür sürecinde bana izdirap veriyor.. Izdiraba sebep su... Düsünüyorum artik 21. asirdayiz.. Yani, devrimizde sahlar-padisahlar-soylular gibi bir adim sonrasinda sosyal siniflasmalara tekabül edecek mevkiler, makamlar kalmamis.. Tabii, bazi ülkelerdeki istisnalar kaideyi bozmaz... Evet, zâhiren böyle! Ancak, isin hakikati hiç öyle degil! Bu yüzden, bir sarkida söylendigi gibi "Bu devirde hiç kimse sah degil; padisah degil!" misrai ancak bir sarki sözü olarak anlam ifade ediyor. Düsündükçe bana öyle geliyor ki -bu devirde- her zamankinden daha çok sah-padisah-sultan var... Bu nevi sahlik-padisahlik-pasalik için bir ünvan, bir masa ve bir sandalye yeterli... Bu seviyede padisahlik yasayanlarin bile eski tabirle "kullari" var.. Daha dogrusu "kul" gördükleri, saydiklari.. Onlarin kitabinda bir karincaya bile "ulu" nazarla bakmak yazmiyor.. Onlar kendileri yaziyorlar; kendileri okuyorlar.. Herkesin de onlarin yazdiklarini okumasini, tâbi olmasini bekliyorlar.. Onlarin aynalarinda kendilerinden baskasina görüntü hakki yok... "Aynalar! Söyleyin bana ben kimim?!" dediklerinde aynalarin esas durusta nefislerine ve seytanlarina tercüman olmasini bekliyorlar.. Ortamini bulup, onlarla bu elim vaziyetin tahlili yapilacak olsa, yönetici olmanin gereklerinden, liderligin esaslarindan, mevki ve makam sahibi olmanin "vakur"(?) durusundan bahsediyorlar... Allah, Allah!! Hiç bilmiyormusuz meger yönetim bilimini?? Meger, biz bu sahada hiç mürekkep yalamamisiz... :)Ceberrut olabilmek ne zamandan beri yönetim biliminde yerini aldi da, yöneticilere tavsiye edilir oldu!! Hangi felsefe, hangi bilim, hangi ahlak, hangi din kibirle yönetim bilimini harmanlamayi telkin eder oldu!! Anliyorum ki, hayatta Hz. Ibrahim'in devirdigi kavminin putlarindan farkli, Resulü Ekrem Efendimizin Kâbe'yi temizledigi putlardan farkli birçok put var!! Hiyerarsik vaziyetlerini putlastiranlar yüksek tepelerden bakma ve kaslarini çatma yarisindalar.. Onlar, otoriteleri için memurlarindan, çalisanlarindan bir tebessümü, bir selami esirgiyorlar.. Onlar talimatlarini azarlayarak vermezlerse olmaz saniyorlar.. Bu "yönetim" dersini Rahmanî bir kanaldan almadiklari muhakkak!! N'olacak bu yönetici müsveddelerinin halleri??? Onlara "gerçek yönetimi" anlatsak, tenezzül edip kulak verirler mi?? Yoksa, tevâzu ve teveccüh onlarin bildigi yönetimde birer zaafiyet mi?? Mütevazi ve müteveccih olurlarsa, astlarina güler yüz gösterirlerse otoriteleri sarsilir; saltanatlari mi yikilir?? Efendim, bu zavallilara kim acisin?? Allah acir mi? En kalbi saygilarimla, Kardan Adam





--------------------------------------------------------------------------------





Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :





Sayın “Kardan Adam”,





Efendim, önce sizden mail geldiği için dünyalar benim oldu. Olacak iş değil ya sanki Fenerbahçe galip gelmiş gibi sevindim. Şaka bir tarafa anlattığınız durum son derece vahim. Bu, hemen her yerde rastlanan bir durum. Bir toplum düşünün, istisnalar dışında insanlar inançlarını kaybetmişler. Aile karamı yıkılmış. Efendilik, ciddiyet, saygı artık lügatlarda bile rastlanmayan kelimeler olmuş. Peki muhterem efendim, bu it oğlu itlerden ne bekliyoruz? Onlara insan desek gerçek insanlar davacı olur. Hayvan desek hayvanlar davacı olur. Durum bu kadar vahim. Onlar, içinde yaşadıkları pislik, rezillik, kepazelik alemini bastırabilmek için ancak bu yolu seçiyorlar. Cart curt edecekler, firavunluklarını ispat edecekler, maiyetlerine tepeden bakacaklar. Bu suretle aşağılık duygularını tatmin etmeye çalışacaklar. Bu ne yazık ki her yerde böyle. Peki, yapılacak iş nedir? Nasıl köpek havladığı zaman, eşek anırdığı zaman birşey yapmıyorsak onların doğası bunu gerektiriyor diyorsak bu şerefsizler için de aynı şekilde hareket edeceğiz. Lise yıllarımda bir şiir okumuştum, Salih Zeki Aktay’ın:










“Kalbim, uçurumlarda açan bir çiçek





O kadın bu kalbi nerden bilecek”










Burda da aynı durum efendim. Bu hayvan oğlu hayvanlarla, o insanlığın yüzkaralarıyla ciddi bir meseleyi konuşamazsınız. Bu şerefsizler hayatlarında değil bir kitap, bir makale bile okumamışlardır. Onların kafalarının içi sadece parayla, şehvetle, nefsin binbir pisliği ile doludur. En iyisi onları hiç muhatap almayalım. Bırakalım, it gibi havlasınlar.





Efendim, gönül gönülle anlaşılır. Bu televizyon tabiriyle söyleyeyim, yaratıklardan hiçbir şey beklemeyeceğiz. Onların o çirkinliklerini, adiliklerini kendi kişiliklerinin yansıması olarak göreceğiz. O kadar. Size selam, sevgi ve saygıların hiç bitmeyecek olanını gönderiyor, bana dünyaları getirecek olan yeni maillerinizi bekliyorum.










Sabri Tandoğan


Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]