.
Sayın Hocam
Öncelikle hayırlı günler dilerim.Uzun bir zaman oldu size yazmayalı. En son manevi yolda ilermeyi arzu eden bir aciz olarak sizden bazı tavsiyelerde bulunmanızı rica etmiştim.Siz de her zamanki hassasiyetinizle detaylı bir cevap yazmıştınız Allah Razı olsun. Bana çeşitli mana büyüklerinin kitaplarını okumamı, namaza başlamamı, gıybetten uzak durmamı söylemiştiniz.
Yaklaşık 3.5-4 yıl önce namaza başlamıştım hocam, ancak çalıştığım için hafta içi sabah ve yatsı hariç diğer vakitleri kaza ediyorum. Ancak namazı kılanlardanım, Yüce Rabbim İnşallah namazı ikame edebilmeyi de nasip eder. Abdülkadir Geylani Hazretlerinin Fütuhu'l Gayb (çeviri Ali Nar)kitabını aldım şu ana kadar 2 kez okudum. (son nefesimi verene kadar da daha çok okuyacağım bir eser)
Bu yola baş koymak istiyorum diye size yazmıştım ya işte hemen o talebimin arkasından Yüce Rabbimin imtihanları başladı. Önce babam ölümden döndü kalbine pil takıldı, arkasından eşimin annesini hastaneye yatırdık safra kesesinden ameliyat oldu, bu arada eşimin 56 yaşındaki özürlü abisini misafir ettik yaklaşık 1.5 ay, arkasından ben telekomda çalışıyorum greve gidildi işsiz kaldık 44 gün. Üzüldüğüm, oturup ağladığım oldu ama en kötü hissettiğim anda bile şunu düşündüm baş koymak istediğim yola kabul edilmiştim şükürler olsun ama gereğini yapmam, sabır etmem lazımdı ve sabrettim, şükrettim 2 ay sonra herşey yoluna girdi.
Yaklaşık bir hafta önce eşimin annesini bu sefer karaciğer işlev görmediği için tekrar hastaneye yatırdık. (hala hastanede)Eşimin özürlü abisi bizde kalıyor, konuşamıyor, 2 yaşındaki bir çocuk gibi, vücudundaki küçücük bir yarayı oynaya oynaya iltihaplı yara haline getiriyor, eşim kızınca çekiniyor ama 1 dakika sonra yine aynı, temizliğini tam yapamıyor, annesini özlüyor ondan dolayı sıkıntılı. Bazen bunlar ağır mı geliyor bilmiyorum, bana birşeyler anlatıp konuşmak istediğinde kısa cevaplar verip susuyorum sonra da vicdan azabı yapıyorum onun ilgiye şefkate ihtiyacı var o benim başımın tacı, o bir melek diyorum ancak bir konuşmayı bile ona çok gördüğüm zamanlar oluyor. Hep enerjik olamıyorum.Hocam çok vicdan azabı duyuyorum. Kayınvalideme de çok üzülüyorum, 17 yaşında bir oğlum var ergenlik çağında onunla da ders konusunda biraz sıkıntımız var. Sabırlı olmam lazım biliyorum. Ama şunu da biliyorum Ruhumun Şarj edilmeye ihtiyacı var. 1.sınavımı başarıyla verdiğimi düşününce bundan da yüzümün akıyla çıkmayı arzu ediyorum, talep ettiğim yolun meşakkatli olduğunun farkındayım, pes etmek manasına gelen sabırsızlıktan Yüce Rabbime sığınırım ama yardımınıza ihtiyacım var. (Zamnınız çok değerli biliyorum cevap vermeniz gereken pek çok mail alıyorsunuz, bu uzun mektubum için de affınıza sığınıyorum.)
Allah Sizden Razı Olsun
FULYA
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Sayın Fulya Hanım,
Kıymetli yavrum, bir güzel yola girdiniz, o yolda ilerliyorsunuz. Size güvenim tam, başaracaksınız. İleride aileniz, yakınlarınız sizinle iftihar edecek. Lütfen olaylar karşısında duygusal bir tavır takınmayınız. Duygulu olmak çok güzel birşey. Ama duygusal olmak öyle değil. Olaylar karşısında şöyle üzülüyorum, böyle üzülüyorum diye ah-ü vah etmek size birşey kazandırmaz. Ama çok şeyi alır götürür. Eşinizin hasta kardeşi sizin mana aleminde ilerleyebilmeniz için bilinçli olarak gönderilmiştir. Sakın duygusal bir tavır takınıp itici ve kırıcı olmayın. Siz de bir Miss Sulivan olun. Biliyorsunuz Helen Keller görmüyordu, işitmiyordu, konuşamıyordu. Miss Sulivan ona öğretmen olarak getirildi. Öyle bir gayretle işe başladı ki Helen Keller, fakülteler bitirdi, kitaplar yazdı, makaleler yazdı. Sorulan binlerce soruya cevaplar verdi. Niye siz de bir Miss Sulivan olmayasınız? Lütfen ilahi planı bozmayın, elinizden gelen gayreti gösterin. Şundan emin olun ki Allah insana kaldıramayacağı yükü vermez.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.