Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Rana Hanım ile tanışmaları ve evlilikleri üzerine sohbet.
Gönderen : Sabri Babayla Sohbet
Tarih : 8/1/2018 9:33:23 AM


.





SABRİ BABA'MIZLA RANA HANIM İLE TANIŞMASI VE EVLİLİĞİ ÜZERİNE SOHBET


-Efendim, Rana Hanım gibi bir eşe rastlamış olmanız da sizin hayatınızdaki en büyük güzelliklerden birisi olmuş. Buna şans da diyebilir miyiz?


Sabri Baba:



-Yavrum, benim Rana’yla karşılaşmam tamamen Allah’ın bir takdiriydi. Ona rastlayıncaya kadar etraftaki kızlara bakıyordum, ben asla bu tiplerle anlaşamam, diyordum. Birtakım teşebbüslerim olmuştu önceden hani o kaşık olayı filan ama hiçbirinden içime sinecek bir sonuç çıkmamıştı. Allah baktı ki bana kalırsa bu iş olmayacak, en nihayet karşıma Rana’yı çıkardı. Ben Danıştay’a girmeden üç ay önce Rana Danıştay’da işe başlamış. Daha önce SSK’da hukuk müşaviri olarak çalışıyormuş. Bir gün evlerine eski Danıştay üyelerinden olan bir tanıdıkları geliyor. Biraz sohbetten sonra Rana’ya nerede görev yaptığını soruyor. Rana’da söyleyince Danıştay’a geçmesini daha uygun bulduğunu belirterek bunun için aracı oluyor ve Rana kısa bir süre içinde Danıştay’da raportör olarak göreve başlıyor. Ben ise üç ay sonra sınava giriyorum ve bin kişi içinden birincilikle sınavı kazanıp Rana ile aynı odada görevlendiriliyorum. Hiç unutmam, işe başladığım ilk gün on altı kişilik o salonun kapısını aralayıp içeri girdiğimde bir de baktım, tam karşımda Rana oturuyor. Üzerinde gri tayyör, içinde beyaz balıkçı yakalı kazak var. Ceketinin yakası böyle siyah kadifeden. Onu daha görür görmez içimden bir ses, “İşte Sabri”, dedi, “senin evleneceğin hanım bu.” Yani ben istesem de böyle bir şeyi ayarlayamazdım. Bu tamemen Allah’ın bir takdiriydi.



-Efendim, içinizden gelen o ses neydi?


Sabri Baba:


-O, Allah’ın sesiydi yavrum! Sonra bir yıl boyunca Rana’yı izledim. Hali, tavırları, konuşması, işini iyi yapması, etrafındaki insanlarla geçimi, giyinişi, oturup kalkması, edebi, hanımefendiliği ... hepsine dikkat ettim. Rana bunların hepsinden tam not aldı.



Sonra bir gün ona evlenme teklif etmeye karar verdim. Rana cumartesi günleri işten sonra eve geliyor, yemeğini yeyip sonra bir opera sanatkarından şan dersleri almaya gidiyordu. Kendimce romantik bulduğum bir sahne tasarladım ve ona evden çıkıp şan dersine gitmek için otobüse bineceği durakta evlenme teklif etmeye karar verdim. O gün ondan önce gidip durakta beklemeye başladım.



-Yani onun cumartesi programlarını biliyordunuz, nereye kaçta, nasıl gittiğini?? : )



-Eee...



-Peki Rana Hanım sizi durakta görünce nasıl olup da veya niye orada olduğunuzu sormadı mı?



Sabri Baba:


-E, Rana bu, sormadı. Sadece karşılıklı selamlaşıldı, hal, hatır soruldu. Biraz sonra ona birden “Rana, hayat yolunda beni hayat arkadaşın olarak kabul eder misin?” diye sordum. Şaşırdı, “Pat” diye elindeki şan defteri yere düştü. O defteri hala saklıyorum. Bulabilirsem göstereyim. Tabi durur muyuz, beyefendilik yaptık, eğilip yerden aldık, silip tekrar eline verdik. Rana sonra dedi ki “Bir düşüneyim Sabri. Bana biraz zaman ver.”. “Hayırlı olsun, Rana.” dedim. Sonra otobüs geldi, onu uğurlayıp döndüm.



-Peki, bu cevap beklediğiniz süre içinde ya kabul etmezse diye hiç endişe ettiniz mi?



-Hayır. “Allah’ım, hakkımda ne hayırlıysa o olsun.” diye hep dua ettim yalnız. Bir hafta sonra Rana bana, “Sabri,” dedi, “aramızdaki yaş farkı ileride sorun olabilir...” Ben de bunun üzerine ona dedim ki, “Rana, Peygamber Efendimiz gibi Yüce bir insan bile böyle bir evlilik yapmayı uygun bulduğuna göre neden biz de uygun bulmayalım? Biliyorsun Peygamber Efendimiz evlendiğinde kendisi yirmi beş, Hz. Hatice Annemiz ise kırk yaşında idi.” Rana bunun üzerine “O zaman bana biraz zaman daha ver, tekrar düşüneyim” dedi. Üç gün sonra da teklifimi kabul ettiğini söyledi. Ben vakit geçirmeden işi sağlama almak için “Bak Rana” dedim. “Ben düğün olayına karşıyım. Bu sonra aramızda bir sorun olmasın.” Rana kabul etti. Sonra nişanlandık. Sonra iş evlilik aşamasına gelince Rana’nın ailesi düğün isteriz diye tutturdu. Ben de onlara “Eğer düğünde ısrar ederseniz yüzüğü her an çıkarmaya hazırım. Biz bu konuyu daha önce Rana ile konuşmuştuk.” dedim. Tehdit ettim yani. Bunun üzerine vazgeçtiler. Sonra işte nikahımız oldu ve o kırk dört yıl süren rüya gibi, masal gibi yıllar başladı. Bir tek gün bile kavga, münakaşa etmedik. Bir tek gün aramızda para lafı olmadı. Ne yiyeceğimizi hiç sorun etmedik. Rana uzun yıllar çamaşırlarımızı elinde yıkadı, çamaşır makinasını çok sonra alabildik. Birbirimize her zaman çok tatlı bir ses tonuyla hitabederdik. İşyerindeyken bile Rana’yı gün içlerinde aramadan edemezdim. Hatta bazen birden çok kez aradığım olurdu. Birgün üye arkadaşım rahmetli Selahattin Falay ile odamda oturuyorduk. Rana’yı telefonla aramam gerekti. Meğer Selahattin Bey bize kulak misafiri oluyormuş. Telefonu kapatınca artık Rana’yla nasıl konuştuysam “Sabri,” dedi, “iyi ki şimdi burada bir hanım yoktu...” Şaşırdım. Hayretle, “Niye ki Selahattin Ağabey, ne oldu??” dedim. “Niyesi var mı Sabri,” dedi, “eğer burada şimdi bir hanım olsaydı senin eşine böylesine bir sevgiyle hitap ettiğini duysa akşam eve gidince kocasıyla arasında olay çıkartırdı...” Yavrum, benim Rana ile olan evliliğim, Peygamber Efendimizin Hz. Hatice Annemizle olan evliliğinden sonra bana göre dünyanın en muhteşem evliliğiydi.



-Efendim, peki evlenme teklif ettiğiniz veya bunu planladığınız o günlerde Rana Hanım’ın da size karşı bir ilgisi var mıydı, böyle bir şeyi seziyor muydunuz?



Sayın Büyüğümüz tatlı bir tebessümle başını öne eğiyor



-Bilmem ki yavrum...



-Efendim, sizin bilmediğiniz bir şey var mı?? : )



Sabri Baba:


-Yavrum, işte her şeyi söyleyemiyor insan...



-Peki aranızdaki yaş farkının bu muhteşem evlilik için bir dezavantaj oluşturduğu durumlar oldu mu?



Sayın Büyüğümüz ani bir hareketle doğrularak parmaklarıyla masaya vuruyor:



-Allah şahittir, aramızda yaş farkı olduğu evliliğimiz boyunca bir tek gün aklımızın ucundan bile geçmedi. Benim için sadece Rana vardı, Rana için de sadece Sabri...



Ama Rana ile evlenme kararımız duyulunca işyerindeki bekar bazı hanımlar arasında bunu çok takanlar, laf edenler oldu... Bir gün hatta bir tanesi koridordan geçerken bana yüksek sesle bağırdı, aramızdaki yaş farkını eleştirmek ve kendince beni vazgeçirmek için.



-Peki cevaben ne söylediniz o hanıma?


Sabri Baba:



-Hiçbir şey. Başımı önüme eğdim, Besmele okuyarak, sükut içinde edeple yanından geçtim.


Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]