Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Güzel sözler, petekten damla damla sızan bala benzerler.
Gönderen : Çiğdem
Tarih : 8/22/2018 8:29:10 PM


.

Aziz Büyüğümüz ve Sevgili Dostlar,

Şükürler olsun, bir mübarek Kurban Bayramını daha kutlamak nasip oldu. İnşallah hayır ve esenlik dolu daha nice bayramlara sevdiklerimizle sağlık ve huzur içinde erişebilmek dilekleriyle sözü yine müsaadenizle siz değerli büyüğümüzün sohbetlerine bırakıyorum...



Sonsuz hürmet ve dua ile hoşçakalın...







Çiğdem











SOHBET SOFRASINDAN DERLEMELER





Yuvayı dişi kuş yapar derler. Evlilik hayatında kadının rolü çok önemli. Anayasa deniyor, anacadde, anadil deniyor, anayol deniyor... Ama sadece trabzan babası, mafya babası, iskele babası ... var.



Bir insanı değerlendirirken bir konuda en ufak bir tereddüt oluşursa onun üzerine gidilmeli, kesinlikle önemsiz diye gözardı edilmemelidir. Küçük (!) işaretler, büyük bilgileri saklar. Minicik olaylarda bile gardımızı alacağız. Beni gençliğimde bir hanımla tanıştırmak istediler. Amerika’da tahsil yapmış, bir aile kızı diye. Evlerine davet etmişler. Hep birlikte gittik. Sofraya oturuldu. Çorbalar konulmuştu ama kaşıklar yoktu. Bunun üzerine bu hanımdan kaşık rica ettim. Biraz sonra elinde bir kaşıkla geriye geldi, kaşığın sapını bana uzatırken baktım avucunun içiyle iç kısmını tutuyor. O anda kararımı verdim. Çünkü bu davranış pek çok şeyin göstergesiydi. Yine takdir ettiğimiz bir hanım memurumuz vardı. Bir gün onu sakız çiğnerken gördüm. Kendisine bunun uygunsuzluğunu anlatabilmek için “Siz, İngiltere Kraliçesi Elizabeth’i herkesin içinde sakız çiğnerken düşünebilir misiniz?” dedim. “Neden olmasın?” dedi. Baktım ertesi günü yine sakız çiğniyor, o zaman hakkındaki düşüncelerim değişti. Ona kendisinin de bir kraliçe gibi olabileceğini ima etmiştim ama demek ki buna layık değildi.



Evlilik hayatına kesinlikle borçla girmeyin, ama kesinlikle. Borçla evlilik olmaz. Nikahta ayağa basma olayı medeniyete de insanlığa da aykırıdır. Bu ne zalimce bir davranış! Bir insan hayranlık duyarak evleneceği bir kimsenin nasıl olur da ayağına basar? Hem evde benim sözün geçsin de ne demek? Biz evlenirken eşimle bir mukavele yaptık. “Bu evde yalnız Allah’ın ve Peygamberin dediği olacak. Ne senin dediğin ne de benim dediğim olmayacak” dedik. Ve kırk dört yıl bir cennet hayatı yaşadık.



Son derece tutumlu olun. Zengin bile olsanız daima dikkatli para harcayın. Ve o kredi kartı denilen oyuna başvurmayın. Çünkü belli olmaz, yarın hiç hesapta olmayan harcamalar çıkabilir.



Evde yalnız bir çeşit yemek pişirin, kültürel çalışmalara da zaman kalsın. Ve mutlaka kitap okuyan bir kimse olun.



Eşinizle ibadetlerinizi mutlaka zamanında yapın. Rahmetli annem gündüz işi nedeniyle kılamadığı namazlarını gece kaza ederdi. Bir vakit namaz borcu olmadan Hak’ka göçtü.



Eve girip çıkan kimselere de çok dikkat edin. Bazı uygunsuz kimseler gelmek isteseler de bir bahane bulun kabul etmeyin. Çünkü aile içinde daha sonra çıkan birçok problem eve iyi niyetle alınan bu kişilerden kaynaklanabiliyor. Daima pozitif kimselerle görüşün.



Şimdilerle kız ve erkek çocuklar, gençler daha okulları bitmeden, hayata atılmadan flört etmeye kalkıyorlar. Oysa bu yaşlarda genç, ne kendini, ne karşı cinsi gereğince tanımıyor. Ben, kainatın en muhteşem evliliklerinden birini yaptım. Ama fakülte bitene kadar, askerliğimi yapana kadar, işe girene kadar bu işleri hiç düşünmedim. Bir hanım yemek servisine sofraya önce baklava getirerek başlasa olur mu? Hayatta herşeyin bir sırası, bir zamanı vardır. Ağustosta balkabağı olmaz. Hayatın kanunlarını çiğnerseniz hayat da sizi çiğner!



Karı-koca beraberliği sırasında alkollü olan varsa ilerde çocukta bir şekilde anormallik çıkıyor.



Anne, doğum yaptığında hiç karamsar olmayacak, hep iyi şeyler düşünecek, çocuk altını kirlettiğinde hemen temizleyecek, negatif insanların kucağına çocuğu vermeyecek, hep yumuşak bir sesle konuşacak. Bebeğin kulağına tatlı sesle ilahiler söyleyecek ki çocuk o ilahi nağmeleri daha çok küçükken duymuş olsun.. Bütün işlere “Besmele”yle başlayacak. Yalnızken, anne, yumuşak bir sesle ona “Bismillahirrahmanirrahiym, Bismillahirrahmanirrahiym ...” diye tekrarlayacak. Bu şekilde çıkan pozitif elektrik çocuğu etkiler. Ses tonu burada da çok önemlidir.



İnsanın ses tonundan karakteri hakkında fikir yürütülebilir. Bazı sesler cırlaktır, bağıra bağıra konuşur, konuşurken insanı rahatsız eder. Böyle bir sesin sahibinin hoş geçimli olması zordur.



Çocuğa konacak isim onun karakterini etkiler. Tasavvufta bir söz vardır: “Söylenen söz vücut bulur” denir. Güzel anlamlı bir isim söylene söylene çocukta bir açılım oluşturur. Aksi de böyledir. Savaş, Hıncal, ... gibi isimler de çocuğun karakterini olumsuz etkiler...





...



Sabri TANDOĞAN





Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'ni cevaben yazdıkları:
------------------------------------------------------------
Kıymetli yavrum, yine bizlere bir ziyafet sofrası hazırlamışsın. Ne kadar teşekkür etsek azdır. Allah senden razı olsun. İki dünyan cennet olsun. Güzel sözler işitmek, insanı nasıl da mutlu ediyor. Tıpkı petekten damla damla sızan bal gibi gözleri ve gönülleri doyuruyor. İnşallah bütün günlerin birbirinden güzel geçer. İnşallah, yakında profesörlüğünü görmeyi Allah nasibeder.

Selam, sevgi ve saygı ile.



Sabri Tandoğan
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]