Bir süredir yazilarinizi takip ediyorum.
Kuran'da bir Âyet beni hem ürpertiyor, hem sürekli kendimi sorgulamama neden oluyor.
Haşr suresi 21. Âyette Allah (C.C.) söyle buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahiym
Lev enzelna hazel Kur'âne 'alâ cebelin leraeytehu hasi'an mutesaddi'an min hasyetillah ve tilkel'emsalu nadribuha linNasi le'allehüm yetefekkerun.
(Eğer biz şu Kuran’ı bir dağın üzerine indirseydik, elbette onun Allah korkusundan, çatlayıp parça parça olduğunu görürdün. İşte bu misalleri insanlara tefekkür etsinler diye veriyoruz.)
Burada mesaj dağa degil, inananlar da dahil olmak üzere tüm insanlaradir. Ey insan, dağ bile korkusundan parçalanirken sen ayetlerimiz karsisinda ürpermiyor, titremiyor, bir sey hissetmiyor, sorumluluklarini yerine getirmiyorsun. Senin kalbin dağdan daha mı katı? diye soruluyor bizlere.
Kuran'da, kainattaki her şeyin Allah'ı tespih ettigi söyleniyor. Hadi inanmayanlari bir kenara birakalim, biz inandik diyen insanlar acaba Allah'a, dağdan daha mi yakiniz ? Kuran okurken, namaz kilarken, dua ederken bunlari düsünmeden edemiyorum ve Allah'im bana da dağin imanini ve korkusunu ver diye dua ediyorum.
Dualarinizi bekler, selam ve hürmetlerimi sunarim.
Muradi
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Muradi,
Çok değerli yavrum, bu muhteşem Ayet-i Kerime karşısında duyduğun huşu, hayret ve ürperti beni çok duygulandırdı. Gözlerimi yaşarttı.
Kıymetli yavrum, her inandık diyeni sen gerçekten inanmış mı sanıyorsun? Günümüzdeki rezaletleri görüyorsun. Temiz, masum, gariban insanlara atılan namussuzça kazıkları sen de müşahade ediyorsun. O şerefsizler, o alçaklar da inandık diyorlardı. Hani Karacaoğlan’ın şiirinde olduğu gibi
“Kafir ağlar bizim ahval-i perişanımıza”...
Kainatın en büyük şairi Yunus Emre beni daima ürperten, ağlatan bir şiirinde
“Benim bir karıncaya ulu nazarım vardır”
der. Öyle muhteşem bir dünyada yaşıyoruz ki çevremiz nice güzelliklerle dolu. İbret alınacak binbir olaylarla dolu. Biz, bu çıldırtıcı kâinat karşısında ne yapıyoruz? Herbirimiz ayrı bir şekilde nefsimize kul köle olmuş “belhüm adal” yani hayvandan daha aşağı bir şekilde yaşamıyor muyuz? Sabah ezanında bütün kuşlar ayrı ayrı huşu içinde doğan günü kutlarken içimizde çağdaş, aydın geçinen birtakım yaratıklar uykumuz bölünüyor diye binbir şikayete kalkıyorlar. Şimdi biz bunlara insan mı diyeceğiz? Bırakalım leş gibi uyusunlar. Bak çevrene yavrum, duyan, düşünen, hisseden, ürperen, huşû duyan, hayret makamını yaşayan kaç kişi göreceksin? Bu nedenlerle sen topluma uyma. O, muhteşem ürpertine devam et. Allah feyzini artırsın yavrum.
Seni seviyor, sana saygı duyuyor, yeni maillerini bekliyorum. Bu fakiri de duadan uzak tutma.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.