TERTİPSİZ, DAĞINIK, SAVRUK İNSANLAR HAYAT YOLUNDA HEP KAYBEDERLER
SABRİ BABA İLE SOHBET
Muhterem Büyüğümüz, Sabri Baba'mız anlatıyor:
-Zorluklar insanı yetiştiriyor. Zorluklar olmayınca yavrum insan yetişemiyor.
Mesela şimdi bir futbolcu var... David Beckham dünyanın en çok para kazanan en meşhur futbolcusu... Bir gazeteci ile onun bir röportajını okudum. Gazeteci soruyor; nasıl dünyanın en meşhur futbolcusu oldunuz? diyor... Beckham da; "Dünyada hiçbir futbolcu benim kadar antreman yapmadı. Ben gece rüyamda bile gol atarım." diyor. Kendini öyle vermiş ki futbola.....
Mesela dünyada hiç kimse, İdil Biret kadar güzel piyano çalamıyor. Neden... Çünkü dünyada kimse İdil Biret kadar piyanoya emek vermedi. He rgün 8 saat çalıştı. Ne zamandan beri...? 5 Yaşından beri... Dile kolay bu... Yani, çile çekmeden olmuyor.
Geçen sene televizyonda bir program seyrettim. Bir Japon terzi, Paris'e geliyor. Paris'te dünyanın en büyük terzisi oluyor. Bir provasını gösterdiler... Tüylerim ürperdi... Bir hanıma tayyör provası yapıyor. Ceketi giydirdi. Kol acaba böyle su gibi düşüyor mu...? Kendini yerden yere attı adam yahu... Oradan bakıyor, buradan bakıyor kol nasıl duruyor diye... Niye kendini bu kadar helak ediyorsun...diyorlar. "Nereden bakılırsa bakılsın, kol bir su gibi inmeli yere. "diyor. "Orası buruşuk , burası kıvrık olmaz...! " diyor.
Daha ufacık çocukken, anneside mahalle terzisiymiş Japonya da. Annesine yardım edermiş. Teyelleri yapar, düğme dikermiş. Sonra annesi onu bir erkek terzisinin yanına veriyor. Mesleği öğrensin diye. Orada Tokyo'nun en meşhur terzisi oluyor. Bu yetmez bana anne, ben Paris'e gideceğim diyor. Tabii Paris moda merkezi... Dünyanın en iyi terzisi olacağım, diyor. Birisi, bir mantoluk kumaş getirdi. O kumaşa bir bakışı, dokunuşu var... O elleri sanki sevgiliyi okşuyor gibi. Kumaşa öyle saygı, sevgi dolu yaklaşımı var ki... Sanki o kumaş değil de , gökten inen Hacer'ül Esved... Kumaşa öyle yaklaştı ki... E... bu adam olur bir şey yani... Hayatta her şey öyle.....
Soru; Dağınıklık bir alışkanlık mıdır, genetik midir?
Sabri Baba: Bir dereceye kadar annenin , babanın etkisi olabilir... Savruk, derbeder bir annenin kızıda öyle olur. Ama, önemli olan onu aşmak... Annem öyle olabilir ama ben öyle olmıycağım. Benim babam her gece içki içiyorsa, bende mi içeyim...? Benim teyzem dedikodu yapuyorsa ben de mi yapayım... ? Bana ne ailemden, sana ne... Yarın Allah'ın huzuruna çıktığım zaman, bana annem, babam sorulmayacak... Sen diyecekler, hayatını nasıl yaşadın... Tıpkı şunun gibi; Lokantaya gittin. Biraz sonra hesap alınacak... Hiç bir masanın hesabı başka bir masadan istenmeyecek.
Psikologlar ispat etmişler. Masası dağınık bir genel müdürün çalıştığı işyerinden hayır gelmiyormuş. Amerika da bazı şirketler gece baskın yapıyorlarmış...Kimin masası dağınıksa, bir not bırakıyorlarmış. "İşinize son verilmiştir. Sabahleyin muhasebeciden hesabınızı kapatın" diye...
Ben 3 yaşında iken annem bana şunu öğretti; "Yavrum aslan yattığı yerden belli olur". Dağınık bir insan benim nazarımda beş para etmez. Ve öyle kişiler hayatta hiç bir zaman tekamül edemezler. Onlar ne mutlu bir evlilik hayatı yaşayabilir, ne meslekte başarılı bir insan olabilir, ne de toplum içinde sevilen, sayılan, el üstünde tutulan bir insan olabilir. Yani bunlar bir lüks, bir fantazi, bir özenti değil... Eğer insan olarak yaşayıp, insan olarak ölmek istiyorsak buna mecburuz yavrum.
Hep güzel örnekler bizi ilgilendirecek. Peygamberler, velîler, mana yolunun büyükleri.....Yunus böyle derdi... Mevlana öyle yapardı... Abdulkadir Geylani Hz.'leri böyle söylerdi... Muhyiddin İbni Arabi Hz.' leri böyle söylerdi... Bunlar beni ilgilendirir yavrum...
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.