"Rahmetli Dr. Münir Bey, abdestli gezmeyi çok severdi.
Yolda giderken, abdesti bozulsa eve veya işyerine gitmeyi beklemez teyemmümle abdest alırdı.
Ömür boyu ne zengin, ne fakir kimseden muayene ücreti almadı.
“Ben devlet memuruyum, maaşım ne kadarsa onunla idare etmeliyim.” derdi.
Münir Bey daima sofrada bir çeşit yer ve hemen doyardı.
Yaz kış pantolon ve tişört giyer, onların temiz, ve ütülü olmasına çok dikkat ederdi.
Çok az uyurdu. Çok güzel konuşurdu.
Ömür boyunca Münir Bey kadar Türkçeyi güzel konuşan bir insan görmedim.
Çok mütevazı idi. İnanılmayacak kadar temiz bir insandı.
Bazen kendisinden o kadar güzel bir koku gelirdi ki hepimiz o kokuya hasrettik.
Mümkün olduğu kadar yanında olmaya çalışır, o ilahi kokuyu içimize çekerdik.
Münir Bey’le beraber olup da yeni bir şeyler öğrenmemek imkansızdı.
Espriyi çok severdi. Ama onlarda bile nice hikmetler gizli olurdu.
Duası birçok hastalıkları iyi etmeye yetiyordu.
Hayatının hiçbir döneminde parayla ilgili bir problemi olmadı.
Bir gün rahmetli eşim Rana Hanımla beraber Eskişehir deydik.
Yanımızda Münir Bey vardı. Merdivenleri çıkıyorduk.
Daha önce bir çocuk çikolata yemiş, kağıtlarını merdivene atmıştı.
Çıkarken eğildi, birer birer o çocuğun attığı çikolata kağıtlarını topladı.
Ankara’da olduğu zamanlar yemeğe davet ederdik.
Çorbadan biraz içer sofradan kalkardı.
Balla tahan ı birbirine karıştırıp, yemekten sonra bir kaşık almayı severdi.
Suyu yaz kış, buz gibi içerdi. Eğer içinde buz parçaları varsa daha memnun olurdu.
Münir Beyle geçen zamanlar tadına doyum olmayan en güzel anlardı.
Çevredeki herkes bu birliktelikten sonsuz bir haz ve mutluluk duyardı.
Onunla beraber olunca her şey şiirleşiyordu.
Sanki bir cennette yaşıyorduk... "
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Hepsinin Aziz Ruhları Şad Olsun.