Merhaba Çok Kıymetli Büyüğüm,
Sizi en güzel duygularla yeniden selamlayabilmek şükürler olsun, ne
kadar güzel...İnşallah siz de en büyük hayırların, güzelliklerin,
saygılar ve sevgilerin mazharı olursunuz bütün zamanlar için...
Efendim, Gönül Sohbetleri kitaplarınızın bir cildinde geçen bir cümleyi
okuduğumda ürpermiştim. Mealen şöyle yazmıştınız: -Bir kimse eğer
başkalarının kusurları ortaya döküldüğünde memnuniyet duyuyor ve mutlu
oluyorsa aynı kusurlar kendisinde de var demektir".
Çok Kıymetli Büyüğüm, zaman zaman gerek toplumsal hayatta karşılıklı
konuşmalarda ve gerekse internette aktarılagelen yazılarda doğruluğu
daha belli olmayan, belki olsa bile duyurulması birçok geri alınamaz
sonuca götürebilecek haberlerle karşılaşıyoruz. Böyle durumlarda
hatırıma yine Sizin bir sözünüz geliyor: -"Olumsuz durum ve hatalı
davranışlar karşısında önemli olan, bunların bizim noktamıza geldiğinde
nihayet bulmasıdır."
Efendim, bu noktada Sokrat'la bir ahbabı arasında geçen bir konuşmayı da
eklemeden edemeyeceğim:
Bir gün bir tanıdığı ünlü filozafa rastladığında hararetle ona:
"-Arkadaşınla ilgili neler duyduğumu biliyor musun?" deyince "Bir dakika
bekle" der Sokrat, "bunu söylemeden önce seni küçük bir testten geçirmem
gerekiyor, üçlü filtre testinden".
"Üclü Filtre?" mi?
"Doğru" diye devam eder Sokrat. "Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya
başlamadan önce bunları bir filtreden geçirmekte fayda var: Birinci
filtre "Doğruluk Filtresi, söyle bakalım bana birazdan söyleyeceğin
şeyin tam anlamıyla doğru olduğundan emin misin?
"Hayır" der adam, "Bunu sadece duydum ve ..."
"Tamam" der Sokrat, "öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını
bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreyi deneyelim, iyilik filtresini.
Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi birşey mi?"
"Hayır" der adam "tam tersi..."
"Öyleyse" diye devam eder Sokrat, "Onun hakkında bana kötü bir şey
söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan da emin değilsin. Fakat
yine de testi kısmen geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı:
işe yararlılık filtresi. Şimdi söyle bakalım, bana arkadaşım hakkında
söylemek istediğin şey az da olsa bir işe yarar mı?"
"Hayır,gerçekten öyle değil." der adam yine...
"O halde," der Sokrat, "eğer söyleyeceğin şeyin doğruluğu şüpheli ise,
iyi birşey olmadığı ortadaysa ve üstelik de herhangi bir işe de
yaramıyorsa onu bana niye söyleyesin ki?..."
Efendim, bu noktada sizin de sözlerinizin ışığında hayatın güzellikleri
üzerine yoğunlaşarak, güzel görmeyi, güzel düşünmeyi bir alışkanlık
haline getirmekle ne kadar kazançlı çıkarız değil mi testimizi sadece
güzelliklerle doldurmakla yükümlü olduğumuz hayat sürecimizde? En
azından birçok olumsuz durumun ta en başından ortaya çıkmasına engel
olabilmek, böylece hayatın içinde sadece güzelliklere, hayırlı işlere ve
düşüncelere yer açabilmek ne kadar güzel en başta kendimize yapacağımız
çok büyük bir iyilik olarak...
Sayın Büyüğüm, herzaman için gerçekçi ve sadece güzelliklere kapı açan
yorum ve düşüncelerinizle bizlere ışık tutageldiğiniz için bütün gönül
dostlarınız olarak size müteşekkiriz. İnşallah bundan sonraki daha nice
hayırlı, sağlıklı, huzurlu ve berketli zamanlar içinde de hayırlı
çalışmalarınızın ve bunların en hayırlı neticelerinin çoğalarak devam
etmesi, İstanbul seyahatinizin de sonsuz hayırlara vesile olmuş ve
olacak olması dileklerimizle, sonu gelmeyecek selam, saygı ve sevgiler
sunuyoruz size...
Allahısmarladık...
Çiğdem
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
________________________________________________
Sayın Çiğdem Hanım,
Yine her zaman olduğu gibi bazı insanları tereddütte bırakan karanlık köşelere ne güzel ısık tutuyorsunuz. Allah sizden razı olsun. Allah bir gününüzü bir etsin. Yine sitemize anlam, zenginlik ve güzellik katan kıymetli maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.