Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Herkes Allah'ı bilebilir mi.
Gönderen : H. Sancar Karaca
Tarih : 9/26/2018 9:59:05 PM


.





Merhaba Efendim;





Müsaadenizle , Mülâkatlar adlı eserinde Samiha AYVERDİ'nin bir ziyaretçisinin "Herkes Allah'ı bilebilir mi? sorusuna verdiği cevabı , sitenin değerli müdavimleri ve ( Verilen cevap tüm insanları tarif etmiş ve bizim de istiâbımızı aşmış olduğundan pek tabîi yardımınız için ) sizinle paylaşmak istiyorum.





Sâmiha Hanım bu soruyu,





"Tabîi ki bilemez.Hazreti Ali: akıl mahlûktur, Hâlik'ı nasıl idrak eder? diyor. Ama aklın durduğu noktada aşk başlarsa ona diyeceğim yok" diye cevaplandırıyor ve devam ediyor;





"Her istîdat kendi istiâbı kadar o hakîkatten alır, bir fincanın aldığı kadar bir maşrapanın, bir kazanın aldığı bir midir? Eğer o fincanın üstünden denizi de geçirsek, yine kendi alacağından fazlası dökülüp gider"





Cevabın ilk kısmından ; "aklen idrakin mümkün olmadığı safhada ihtiyaç duyulan aşk'tan kasıt iman mıdır?





Cevabın son bölümü ile ilgili olarak da;





(Bunca yıldır , insanlara yardım yolunda gayret ettiğinizi ve hiç bir ayrım gözetmediğinizi bildiğim için) ;





Muhatabınızın istidâdınızı farkettiğiniz (fazlasının dökülüp gideceğini bildiğiniz ) halde, yardıma devam ediyor olmanız sizi hiç ümitsizliğe düşürdü mü, yorgunluk ve bıkkınlık yaşadınız mı hiç?















Ankara günlerini özlediğimizi bilmenizi istiyor, selam ve saygılar sunuyorum. H.Sancar KARACA





Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


_______________________________________________





Sayın H. Sancar Karaca,





Önce gösterdiğiniz yakın ilgiye teşekkür ederim. Ben de sizleri çok özledim. Bir haftaya kadar gelmeyi düşünüyorum. İnşallah görüşür, hasret gideririz. Efendim, herkes kendi istidadına göre aklına, kültürüne,hayat tecrübesine, görgüsüne göre derece derece Allah’ı bilebilir, tanıyabilir. Ama dediğiniz gibi bu tanıma göreceli. Allah, akıl yoluyla da iman ve aşk yoluyla da bilinebilir. Bütün mesele bu konularda iddialı olmamak, kesin konuşmamak daima edep, tevazu ve incelik içinde saygıyla hareket etmek. Bugün biz hala Yunus Emre’nin bazı mısralarını anlayamıyoruz, onların derinliğine varamıyoruz. Herzaman söylerim bugünkü psikiyatristler hala Yunus Emre’nin “Seni deli eden şey, yine sendedir, sende” mısraını anlamış değiller. Anlamış olsalardı hastalarını yüksek dozajlı uyuşturucu ilaçlarla perişan etmezlerdi. Acaba günümüzde yaşayan kaç kişi Yunus’un “Beni bende demen, bu ben değilim,





Bir ben vardır bende benden içeri,





Süleyman kuş dilin bilir demişler,





Süleyman var Süleyman’dan içeri”





mısralarını anlayabiliyor, idrak edebiliyor. Ne yana bakarsak bakalım orada Allah’ın vechini görüyoruz. Ziya Paşa ne güzel söylüyor





İidraki meal bu küçük akla gerekmez


Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez”





Bütün mesele gücümüz yettiği kadar, imkanlarımız elverdiği kadar o yüce varlığı, o güzeller güzeli varlığı çeşitli yönleriyle, kıyısından bucağından sevmeye, anlamaya, idrak etmeye çalışmak, duyduğumuz hayret ve hayranlık duygularımızı biraz daha artırmaya gayret etmek. Durum bundan ibaret, aziz dost. Size selamların, sevgilerin ve saygıların en içten gelenini sunuyor, işlerinizde başarılar diliyorum.


Sabri Tandoğan


Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]