Sayın "Reis",
14 Şubat tarihli mailinizi aldım. Hiç kimse işin başından usta olamaz. Siz lütfen o duyduğunuz kirli ve çirkin sese katılmayın. İbadetlerinizi eliniz yettiği kadar, gücünüz yettiği kadar yapmaya çalışın. O duyduğunuz ses sadece şeytanın sesidir. Ona kulak asmayın. Gerek ülkemizdeki, gerek İslâm dünyasındaki bozuk gidiş sizin kızmanızla, benim kızmamla değişecek değildir. Meseleler söverek, sayarak, kızarak, öfkelenerek değil, yalnız ve yalnız Kur'an'ın ve Allah'ın Resulünün gösterdiği metotla halledilir. Kızmak, öfkelenmek, bağırıp çağırmak sadece aptallığın, geri zekâlılığın göstergesinden başka bir şey değildir. Biz önce gücümüz yettiği kadar kendimizi düzeltmeye, inançlarımızı yaşamaya çalışalım. Aksi takdirde o kızmalarla, mevcut enerjimizi sadece boşa akıtmış oluruz. Ne olur, siz de, ben de, hepimiz de bu aptallıklara bir son verelim. Biz kendimiz ortaya bir güzel, bir hoş, Kur'an ahlâkı ile ahlâklanmış, içi sevgi, saygı ve hoşgörü ile dolmuş bir insan olamamışsak, "Önce inandım de, sonra dosdoğru ol" Ayet-i Kerimesini yaşayamıyorsak, bunu başkalarından beklemeye ne hakkımız var. Bugün günümüz Müslümanları çok büyük bir yanılgı içindeler. Sadece protesto ile, sövüp saymakla meselelerin halledileceğini sanıyorlar. Ve içimizdeki biriken iman tohumları, kıvılcımları böylece harcanıp gidiyor. Çok değerli kardeşim, internete gönderdiğiniz maillerle sizin çok değerli bir insan olduğunuza inanıyorum. Size sevgi ve saygı duyuyorum. Ama siz de lütfen beni anlamaya çalışın. İnşallah en yakın bir zamanda müşterek duyguları paylaşırız. Kendimize, ailemize, memleketimize ve bütün insanlık ailesine faydalı olmaya çalışırız. Selam, sevgi ve saygı ile...

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :