RESULULLAH EFENDİMİZ ALEYHİSSELATÜ VESSELAM VARKEN...
Kıymetli yavrum,
Kadın, erkek, genç, ihtiyar, köylü, kentli, okumuş, okumamış yüzlerce okurumdan mektuplar alıyordum. “Efendim,” diyorlardı, “öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, kimin elini tutsak, kime yaklaşsak hayal kırıklığına uğruyoruz. Biz tam bir insanı sevmeye, saymaya hazırlanırken, o insandan hiç umulmayan bir zamanda öyle sözler, öyle hareketler sadır oluyor ki, birden gözlerimiz kararıyor, ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Bu kadar da olmaz ki. Sözler ve davranışlar arasındaki bu çelişki, bizi o insanlardan buz gibi soğutuyor, uzaklaştırıyor. Biz de yeni arayışlara giriyoruz. Bazen bu hayal kırklıkları birbirini takip ediyor. Açıkçası tutunacak dal arıyor, ama sonunda o dalların ellerimizden kaydığını görüyoruz. Öyle bir toplum içinde yaşıyoruz ki, örnek insan bulmak, ona yaklaşmak ümidiyle kıvranıyoruz. Ama çabalarımız hep boşa gidiyor.”
Bu ve buna benzer mektupları okudukça hayretler içinde kalıyordum. Önümüzde Resulullah Efendimiz gibi yeryüzüne gelmiş ve gelecek insanların en büyüğü, en güzeli, en muhteşemi varken, biz neyi arıyoruz acaba? Yüce Peygamberimiz bütün insanlık ailesine rehber olarak, önder olarak, nur olarak, örnek olarak gönderilmedi mi? Acaba bizler neyi arıyor, neyi bekliyoruz? Sonu hayal kırıklığı ile bitecek bağlanmalar yerine, her yönüyle Kâinatın Efendisi’ne intisap edip, bağlanıp, O’nun ümmeti olsak, O’nu anamızdan, babamızdan, akrabamızdan daha çok sevsek, O’nun mübarek ellerinden öpüp, Hadis-i Şeriflerini günlük hayatımızda yaşamaya çalışsak, dünyamızı da, âhiretimizi de cennete çevirmiş olmaz mıydık?
Yıllardır konferanslarımda, televizyon sohbetlerimde sorardım: “Ya hayır söyle, yahut sus.” Hadis-i Şerifini günlük hayatında, aile hayatında, iş hayatında uygulayanlar oldu mu? Bugüne kadar ben uyguladım diyen çıkmadı. Bir tek bu Hadis-i Şerifin uygulanması insanın hayatına ne büyük güzellikler, ihtişamlar getirebilir, bir düşünebilsek. İnsanlar bilerek veya bilmeyerek çevrelerinde kendilerine örnek olacak, rehberlik yapacak insanlar ararlar. Bu tarihin her döneminde böyle olmuştur. Acaba neden Kâinatın Efendisi’ni görmüyorlar? Resulullah Efendimiz hayatı boyunca bir insanın yaşayacağı bütün ıstırapları, çileleri görmüş, yaşamış ve bize ne güzel örnek olacak davranışlar bırakmıştır. Bir insanın dini, dili, cinsi, ırkı ve milliyeti ne olursa olsun, Resulullah Efendimizin yolundan gittiği, birkaç Hadis-i Şerifini uyguladığı takdirde dünyanın neresinde olursa olsun memnun, mes’ut ve bahtiyar olacaktır. Bunda hiç şüphe yok. Yıllardır pek çok ana babadan aynı soruyu işittim: “Evlâdımıza İslâmiyet’i nasıl sevdirelim? Bunun metodu, yöntemi nedir?” Hep aynı cevabı veririm: “Bizler Allah’ın ve Resulünün yolunda giderek, edep dolu, saygı dolu, incelik dolu bir hayat yaşayarak çocuklarımıza örnek olmalıyız. Onlar yalan söylememeyi, dikkâtli olmayı, edepli ve saygılı olmayı bizlerde görürlerse, mesele kendiliğinden halledilmiş olur.”
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.