.
Ben 42 yaşıma bastım. Düşünce ve duygularımda önemli değişimlerin olduğunu farkediyorum. Aslında iki sorunum var birini sizinle paylaşıp görüşlerinizi almak istiyorum. yaşadığımız yerde heyelendan terkedilmiş eski bir köy var az insan yaşıyor. orda kayınpederimin bir yıkık ev yeri ve tarlası vardı eşime çok söylerdi tamirlesin diye ben de olur dedim önümüze çıkar, bakar, eker biçeriz güzel bir şey olur "ölü yatırım" olmaz dedim. kendi annem ve babamda yardım etti.bitirdik.ogün bu gün boş kalacağına annem babam orda kaldı sevdiler.babam hayvancılağa başladı.annem bahçe işlerini yapmaya çalıştı. istanbuldan gelip yerleştiler biz de köye yakınız ama ilçede yaşıyoruz. (Oraya yerleşmeleri eşimin fikri)
Kayınvalidemler ise eski köye yakın yeniköyde yaşıyorlar. Hocam benim birde görümcem var bekar benim yaşımda kayınvalidemlerle kalıyor. benim sorunum onlarla onlara karşı sevgim azaldı. inanın onlara karşı hep iyi niyetli oldum yardım edebild iğim her şeyde yardımcı oldum. fakat onlar istemekten bıkmadılar hocam. Önce evlerini tamirledik, babasına dükkan yaptık ki geliri olsun. evlerindeki tamirlerden tutun da gidecekleri yerlere kadar destek olduk. eşim tek erkek olduğu için tabiki yapacak anası babası dedim ama bıktırdılar hocam en son mütahite bir arsa verdik iki görümcemin de arsaları vardı. eşim birleştirdi ve mütahite verdi 3 daire bize iki daire onlara düştü. Bu arada görümcem akrabalarla ablaları ile konuşup "abim bir daireyi bize versin annem babamla oturalım" ben kendi dairemi kiraya verip doğalgazı öderim falan dedi şimdiye kadar ben baktım onlara falan demiş. Biz de hayır diyemedik ama içimede bir kötülük girdi.bu yüzden onu sinsi buluyorum artık kayınvalidemde koşa koşa kabul etti. ama hep ben apartmanda yapamam derdi. Kayınpeder karşı çıktı benim evim var dedi. ( bakımsız sobalı bir ev diye geçtiler) Kızım siz orayı Kiraya verin dedi ve 3 ay inatla evinde oturdu Tek başına.Çünkü kayınvalidem ve görümcem onu tek bırakıp yeni eve taşındılar ve nasıl olsa geleceksin diye 3 ay beklediler. çok soğuk bir kış günü arabayla onu alıp doktora götürdüm ve ikna ettim çok üşümüş diye yeni eve zor geçti. O gün bu gündür çok beyendiğim çatı katlı dairede oturuyorlar. (yaklaşık 1 yıl) Bende ister istemez çok soğukum. ve onlarla çok kalmak istemiyorum. Çatı katı bi zim olsun geldiğimizde kalıcaz dedik görümcem çıkarmadık eşya bırakmadı yukarı. Boyasını değiştirme dedim onuda değiştirdi. Eşim biz orda oturamyacağız bırak otursunlar ordaki kiraya ihtiyacımız mı var diyor. kiraya versek mahvolacak kiracılardan diyor kalbini bozma diyor. Acaba annem ve babama eski köyde ev yaptık diyemi kıskandılar diye düşünüyorum. Bu konuda eşimide üzdüm biraz laf söyledim bıktım falan diye. Hatta senin annene babana hayırlı evlat olma hakkın varda benim yokmu diyorum. o zaman bir dairedede benim annem babam otursun benim kardeşimde bekar hemde işi yok o da dairesini kiraya versin alıp yesinler bakalım sana nasıl gelecek diyorum. bakalım hak yerini bulsun diyorum.o da gerekirse olur tabii ben sizinkilerden ne esirgedim de böyle konuşuyorsun diyor ama kiracı aramaya da devam ediyor. Hocam kayın validem oğlunun herşeyi onunmuş gibi düşünüyor. oysaki onlarda benimde hakkım var hiç düşünmüyor bakalım ben helal edecekmiyim görümcemde abimin diyor kayınvalidemde oğlumun diyor. Hocam şimdi beş dakika uğruyoruz. ne işleri varsa bize sayıyorlar. nasılsınız demiyorlarda sineklik yapıcaklarmış yok küvete çıkamıyormuş , ona marangozda tabure yapalımmış, kayınpeder kavun alacakmış, arabayla taşıyacakmışız yürüyemiyormuş, pazara gidlecekmiş vs. yeni eşyalar aldılar hocam ev tıklım tıklım eşya dolu.üç kişiler bide ben kıskanmayayım diye görümcem bana verdin sayma anneme babama verdin say demezmi. Görümcem oldum olası sorunlu zaten. Bencil ve herkesin heşeyinden anında faydalanan bir yapısı var. Kiminle tanıştırdımsa olumsuz görüş bildirdiler. Onunla bir iş yapmaktan çekinir oldum artık hocam öylesine çıkarcıki hissetmemek mümkün değil. Hocam inanın 17 senedir ben gelinleriyim bir iğne bile almayı düşünmediler bana. Bide (kendi kıyamamış anasına vermeye) benden daire istiyor. Kendi kiraya veriyor.Hocam inanın bana haksızlık geliyor. Kendi çalışyor memur olarak herşey onun başının altından çıktı. rahat yaşamak istiyormuş artık. Ben burda kendimi melaike göstermiyorum ama bu durmda onlara sevgi besleyemez oldum tam iyi niyetlerle gidip eskisi gibi olayım diyorum. Kayyınvalidem anneme diyorki ben bu bahçede olucam burda bi tek ot olmaz. annem belinden rahatsız çok iş yapamıyor. üzülüyor kadın. hocam bunlar çok kıskançlar tamam bende evimi onlardan kıskandım ben de hata yaptım ama ben 17 sene hiç bir şeyi onlardan esirgemedim. Bu duygular içindeyim ama onlara belli etmiyorum fakat sadece çok durmuyorum yanlarında. Yine kayınvalidemi kayınpederimi doktora taşıyor ve elimden geleni yapıyorum. ama kızdığım için vicdanen rahatsız oluyorum.
Hocam bana kıskanç diyeceksiniz biliyorum ama insan bazı duygularıda kış demekle kovamıyor.Ben bu imtihanı başarmak istiyorum. Kimseyi kırmadan ve örnek olarak. Bana bu imtihanda başarılı olmak için neler önerirsiniz. Onların bizim daireye yerleşmek istemelerini söylemeleri doğru bir davranışmı? Eşim ve benim aklımıza bile gelmemişti çünkü. İnşallah anlatabilmişimdir uzun yazdığım için özür dilerim.
Yüce Rabbimden size sağlık ve Afiyetler diler Saygıyla ellerinizden öperim.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Z.A,
Kıymetli yavrum, Allahını seversen senin maldan mülkten başka bir düşüncen yok mu? Senin dinin imanın Allah’ın, Peygamberin para mı? mütemadiyen mal lafı ediyorsun. Ne diyor Yunus Emre:
“Mal sahibi, mülk sahibi.
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan”
Kıymetli yavrum, ne olur o güzel başını bu Allah’ın belası mal, mülk problemlerinden uzak tut da bir güzel kitap oku. Gönül Sohbetleri’ni oku. Ama bir kere değil, en az otuz, kırk kere. Yunus’u oku, Mevlana’yı oku, Samiha Ayverdi’yi oku, Kenan Rıfai’yi oku, Nezihe Araz’ı oku. Güzellikler alemine dal. En büyük Fransız şairi Boudleaire’e sormuşlar, “Senin hayata en sevdiğin şey nedir?” Cevap vermiş, “Bulutlar” demiş. Çocukluğumdan beri bulutlara bakıyorum, daha doyamadım. Şimdi Bayram Bey’in getirdiği çiçeklere bakıp hayranlık duyuyorum. Bana her şeyi unutturuyor. A güzel yavrum, hayat yalnız kayınvalideden mi, görümceden mi ibaret? Ne olur bir güzel mısra oku, bir güzel cümleyi tekrarla. Kainatın en büyük, en güzel, en yüce insanı Resulullah Efendimiz “Ya hayır söyle, yahut sus” Buyuruyor. Ne olur sen de bu sözü her gün yüzlerce defa tekrarla. De ki: “Aşk gelicek cümle eksikler biter.” “Sevmek, devam eden en güzel huyum.” “Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz.” Haydi benim güzel yavrum, kayınvaidesiz, görümcesiz bir yolda el ele baba-kız beraberce yürüyelim. Gidelim ta Allah’a kadar, Peygambere kadar gidelim. Hiç arkamıza bakmayalım.
“Mal sahibi, mülk sahibi.
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan, mülk de yalan
Var biraz da sen oyalan”
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.