.
Selamunaleyküm,
Peygamberimiz (S.A.V) “İki nimet vardır ki insanlar bu nimetlerin kıymetini bilmezler: Bunlar; sağlık ve zamandır.” buyurmuşlardır. Resulullah, 63 yıllık dünya hayatında her anını tam bir kulluk bilinciyle sürdürmüştür. Geri dönüşü olmayan zaman sermayemizi en iyi nasıl değerlendirebileceğimizi yine Ondan öğreniyoruz.
Resululah’ın “zaman yönetimini” şu ana başlıklar altında toplayabiliriz:
Geçen her andan sorumluyuz
Bir hadiste şöyle buyrulmaktadır: “Kişi kıyamet günü beş şeyden hesap vermedikçe Allah’ın huzurundan ayrılamaz:
1. Ömrünü ne yaparak tükettiğinden,
2. Gençliğini ne işte harcadığından,
3. Malını nereden kazandığından,
4. Malını nereye ve nasıl harcadığından,
5. Öğrendiğini ne derece hayatında uyguladığından.
Bu sayılanları biraz düşündüğümüz takdirde hepsinin zamanla bağlantılı olduğunu görüyoruz.
Ömür, içinde bulunduğumuz andır
Hz. Muhammed, ömrünü yaşanan andan ibaret bilmekle ilgili “Dünyada tıpkı bir gurbetçi veya yolcu gibi ol, kendini mezardaki ölülerden biri say.” buyurmuştur. Yine bir hadisi şerifte “Akşama erdin mi sabahı bekleme. Sabaha erdin mi akşamı bekleme. Çünkü yarın ne olacağını bilemezsin.” demiştir.
Her gün daha ileri
Hz. Muhammed, ümmetine her gün bir önceki güne göre ilmini ve manevi derecesini artıracak etkinliklerde bulunmasını tavsiye etmiştir. Hz. Ayşe’den gelen rivayette Allah Resulü şöyle buyurmuştur: “Beni Allah’a yaklaştıran ilmimin artmadığı bir gün yaşayacak olsam, o günü hayırla geçirilmeyen bir gün sayarım.” Bu ifadeyi pekiştiren bir hadiste; “İki günü eşit olan zarardadır... buyurmuştur. Tabii bu ifadeleri “Faydasız ilimden Allah’a sığınırım.” “Her ne kadar çok öğrenirseniz öğrenin; ancak bu öğrendiklerinizi uygulamadıkça Allah size ücret vermeyecektir.” hadisleriyle birlikte değerlendirmeliyiz.
İşin en hayırlısı az da olsa devamlı olanıdır
Zamanın değerlendirilmesinde önemli yaklaşımlardan biri de istikrardır. Yani günün belli saatleri belli işlere ayrılınca, bunun devamlı yapılması esastır. Parlayıp sönen, anlık heyecanla iddialı bir şekilde başlayan ama devamlı olmayan ameller tavsiye edilmemiştir. Peygamberimiz, insanlara her zaman güç yetirebilecekleri işlere azmetmelerini ifade etmiştir. Nitekim bir hadiste Allah Elçisi “Allah’a en sevimli ve en hoş amel az da olsa devamlı olanıdır.” buyurmuştur.
İslam’da boş zaman yoktur.
Gerek Kur’an ayetleri ve gerekse hadisler zamanın hiçbir şekilde boş geçirilmemesini emreder. Kuranı Kerim’de İnşirah suresinde ‘Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. O halde boş kaldığın zaman hemen başka bir işe başla. Boş kaldığın vakit yine yorul...” şeklinde emredilir. Bu sure “Bir işten, bir ödevden, bir ibadetten sonra iş bitti deyip yan gelip yatma. Diğer bir işe geç. Zorluğa sıkıntıya katlanıp yeni kolaylıkları elde et. Başka bir iş yaparak dinlen.” şeklinde açıklanmıştır.
Ölüm ne zaman gelir bilinmez; belki yarın, belki yarından da yakın. Öbür dünyada değerini en çok arayacağımız, şu anda hayatımızdan akıp giden zaman olacaktır.
Selamunaleyküm
Hanif
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Hanif,
Hepsi birbirinden güzel, birbirinden değerli Hadislerle yazdığınız mail beni çok duygulandırdı. Keşke elimde bir imkan olsa da bu maili yeryüzündeki bütün insanlara duyurabilsem. Çalışman için çok teşekkür eder, Allah razı olsun derim.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.