Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : En hayırlı dost...
Gönderen : Çiğdem
Tarih : 11/30/2018 12:07:21 AM


.


Çok Kıymetli Büyüğüm ve Saygıdeğer Dostlar,


Okuduğum güzel bir yazıyı paylaşmak istedim. Bu yazıyı okurken içimden iki düşünce geçti, birisi Sayın Büyüğümüzün de buradaki gibi bir sevgi anlayışını benimsemiş olması diğeri de burada anlatıldığı gibi güzel bir dost olmayı başarabilmenin ne büyük bir güzellik olduğu hem başaran için hem de onun çevresindeki dostları için..


Allah hepimize hakiki dostlar olabilmeyi ve nihayetinde hakiki “Dost”a ulaşabilmeyi nasip etsin.



Saygı, sevgi ve dua ile…




Çiğdem



En Hayırlı Dost Kimdir



En çok Seven, En çok Sevilen Kişidir!


En hayırlı dost odur ki; kesintisiz (daimî) zikrin sahibi olması hasebiyle bütün hal ve hareketlerinde, insanlara Allah’ı hatırlatacak cümle güzellik mevcuttur. İşte bunlardan bir tanesi de Sevgi’dir.


Allah Sevgisi
Tasavvufta yeryüzündeki tüm varlık, Allah’ın tecellisinin bir yansıması olduğundan, başka bir varlığı sevmek, aynı zamanda Allah’ı sevmektir. Allah’ı gerçekten sevenler, Allah’ın yeryüzündeki halifesi olan ve en mükemmel yarattığı varlık olan insanı da severler:
“Eşrefoğlu Rûmi’nin
Varlığı hepsi Senin
Her ne kim Senden geldi
Canıma hoşa geldi.” (Eşrefoğlu Rûmi)


“Hakkı gerçek sevenlere cümle âlem kardaş gelür” (Yunûs Emre)


Kendisine baktıkça Allah’ı hatırladığımız en hayırlı dost, Allah’ı çok sevmektedir; gününün 24 saatini zikirle geçirmektedir. Bu sebeple kendi hayatının öncesinde, onun için önemli olan hep başkalarıdır. Tüm zamanını başkalarının mutluluğuna (Allah’a) hasretmiştir. O, ilahi sevgiyi yaşayandır.


İnsan Sevgisi
İnsanlar onun için çok kıymetlidir. O, etrafındaki bütün insanları sever, bunun tabiî neticesi olarak da sevilir; hem de çok sevilir. Hem Yüce Rabbimiz tarafından, hem insanlar tarafından, hem de tüm yaratılmışlar tarafından sevilir…


Öyle ki; dillenip de sevgisini dile getirmek ister ona yerdeki karıncalar, gökteki kuşlar… Kulağına sevgi şarkıları mırıldanmak ister bülbüller, en güzel kokularını vermek ister kokladığı çiçekler… Eşya, mekan, hatta zaman bile sevmektedir onu…


Başkalarına duyduğu sevginin tezahürü olarak her dâim parıldamaktadır onun gözlerinin içi. Mis kokulu çiçek tarlaları gibidir bakışları. Kalbindeki %100 sevginin bir nişânesi olarak, insanlara hep mutluluk ulaştırmaktadır. Onun, başka insanları mutsuz etmesi sözkonusu bile değildir. Nefsini Allah’a teslim etmiş olduğu için, yaptığı fiilerde (davranışlarında) hiçbir zaman negatif bir durum, bir yanlışlık söz konusu olamaz. O, Ehl-i Tezekkür’dür. Allah ile tezekkür etme yetkisinin sahibidir. Bilmediklerini her an O’na sorup öğrenebilir; hangi durumda ne yapması gerektiğini de… Eğer insanlar onun yanındayken mutsuz oluyorlarsa, bu yalnızca kendi kalplerindeki afetler sebebiyledir.


O, bulunduğu toplumdaki bütün insanlar için eşsiz bir değerdir. Lâkin her değerin kıymeti gerektiği ölçüde bilinememekte, eşsiz olan her değer vaktiyle idrak edilememektedir. Bu konuda söylenmiş meşhur bir beyit vardır:


"Cihân-ârâ cihân içredir, ârâyı bilmezler
Ol mahîler ki derya içredir, deryayı bilmezler.” (Hayâlî)


Bir insanın, başka insanları sevdiğinin bir göstergesi de onlara yardım etmesidir. İşte bize Allah’ı hatırlatan, En Hayırlı Dost olan kişidir ki, bütün hayatını insanlara yardım etmeye adamıştır:


“Bir hastaya vardın ise, bir için su verdin ise
Yarın anda karşu gele, Hak şarabın içmiş gibi.” (Yunûs Emre)


O, herkesi ayrı ayrı mutlu etmeye çalışır, herkesle ilgilenir. Sevgiden bir taht kurmuştur insanların kalbinde:


“Aç herkese açabildiğin kadar sineni ummanlar gibi olsun, inançla geril ve insana saygı duy, kalmasın el uzatmadığın ve alaka duymadığın bir mahzun gönül.” (Bedîuzzaman Said Nursî)


Ehl-i Hüküm, Ehl-i Tezekkür, Ehl-i Hayır olan o dosttur ki, baktığı heryerde güzeli görür. Her baktığı şey güzeldir çünkü, gördüğü şeyin kusurundan çok daha ziyade, güzelliğini görmektedir:


“Maharet güzeli görebilmektir.
Sevmenin sırrına erebilmektir.
Cihan alem bilsin ki şunu;
En büyük ibadet sevebilmektir.” (Yunûs Emre)


Seven kişi, kendi için isteyeceği bütün güzellikleri başkaları için ister:


“Sen sana ne sanırsan, ayruga da anı san
Dört kitabın manası budur eger var ise.” (Yunûs Emre)


Aşık olan ise bir başkadır, bambaşkadır… O, fedakârlığı, başka insanlarla kıyaslanamayacak derecede yaşayandır. Eşref Rûmî Hazretleri “Adı Aşk” şiiriyle ne de güzel tarif etmektedir O’nu…


ADI AŞK
Cihânı hiçe satmaktır adı aşk
Dökülüp varlığı gitmektir adı aşk


Elinde sükkeri ayruğa sunup
Ağuyu kendi yutmaktır adı aşk


Belâ yağmur gibi gökten yağarsa
Başını ona tutmaktır adı aşk


Bu âlem sanki oddan bir denizdir
Ona kendini atmaktır adı aşk


Var Eşrefoğlu Rûmî bil hakîkat
Vücûdu fâni etmektir adı aşk (Eşrefoğlu Rûmî)


Şule Betül Dağ

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]