Değerli Üstâdım,
Sn. Miray Asyalı'nın size tekrar yazabilmesini "gönül kapınızı yeniden çalmak" diyerek tanımlaması ve Sn. Mehmet Doğramacı'nın sorularını "berrak gönlünüzden süzülenleri yudumlamak" niyetiyle sunması o kadar hoşuma gitti ve o kadar dikkatimi çekti ki söze buradan başlamak istedim.
Mehmet Bey'in sorularını cevaplarken temas ettiğiniz bir husus var ki bendenize Örenli Mustafa Efendi'nin sözlerini hatırlattı. Mâlum, "mürid mürşidini aramaz; mürşid müridini arar" buyurmuştunuz...
Merhum Mustafa Eren hakkında bildiklerim -aslında- duyduklarıma dayanıyor.. İstanbul'daki talebelerinden biri bizim çok değerli dostumuz.. Dolayısıyla, Mustafa Eren ismini ilk defa o dostumdan işittim.. Bazı "dikkatli" sorularımıza verilen tatmin edici cevaplarla Mustafa Bey'in ne kadar "özel" bir insan olduğuna kanaat getirmek bizim için de zor olmadı.. Tabii, biz ilk defa ismini işittiğimizde yıl 1992-93 idi ve güzel insan 1991'de ebediyyete intikal etmişti.
Bahsi geçen dostumdan, geçen haftalarda o güzel insanı bir kere daha dinleme imkânı buldum. Vaktiyle de söylenmişti ve son sohbetimizde tekrarlanan bir anekdot vardı Mustafa Eren hakkında..
Bir mecliste talebeleriyle beraberken şöyle sormuşlar.. "Siz mi bizi buldunuz; yoksa biz mi sizi??"
İlk şaşkınlığın ardından, talebelerden cevap gelmiş.. "Efendim, biz sizi bulduk!!"
Güzel insan, gelen cevaba karşılık müşfik bir tebessüm ile şöyle demiş.. "Biz sizi bulmasaydık; siz bizi bulamazdınız!!"
Kendisini gıyâben tanıdığım Mustafa Eren Beyefendiyi rahmetle yâdediyor; zâtı âlinize ve meclisinizdeki bütün dostlara en kalbi saygılarımı sunuyorum.
Kardan Adam
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Aşk ile yola çıkalım Yazan Kardan Adam
Cvp: Aşk ile yola çıkalım Yazan Sabri Tandoğan