Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : "Durun kalabalıklar durun, bu yollar çıkmaz sokak!" Necip Fazıl.
Gönderen : Sabri Babadan Mektup
Tarih : 12/10/2018 1:10:27 AM


.
SABRİ BABADAN MEKTUP
"DURUN KALABALIKLAR DURUN, BU YOLLAR ÇIKMAZ SOKAK!" NECİP FAZIL
Efendim,
Neden insanca, efendice, mede­nice yaşayamıyoruz, neden Kur’an ifadesiyle “Belhum Adal” olmak yolunda, hayvandan aşağı bir hayat tarzını seçiyoruz, önemli olan mertçe, yiğitçe, erkekçe bu soruyu sorabilmek ve bunun cevabını araştırmak. Artık mâhut bazı kişilerin, insanı tiksindiren nutuklarına karnımız tok. O tür söylemler, sadece midemizi bulandırıyor, bizi iğrendiriyor. Ortada bir hastalık var, bunun süratle teşhisinin konulması lâzım. Herkes kendi hesa­bına bunun cevabını bulmakla yükümlü. Efendim, ben sadece kazancıma bakarım demek, benim başıma saman yüklü bir torba bağlayın, beni yalnız o ilgilendirir demekle müsâvi.






Bundan uzun yıllar önce şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Çocuk ve Allah” isimli bir şiir kitabı çıkmıştı. Orada değerli şair:





“Çocuğum dua et geceleri,




İnsan uzaklaşabilir Allah’tan”



diyordu.





Gerçek ortada, lâfı eveleyip, gevelemeye, sündürüp uzat­maya hiç hacet yok. Biz Allah’tan uzaklaştık. Biz mânâ âle­minden, ışıktan, güzellikten, incelikten uzaklaştık. Madde adına, para adına ve sözde yetiştirdiğimiz çocuklar adına, bütün mâ­nevi değerleri çiğnedik. Sonuç ne oldu? İşte ortada. İnsanı utandıran, kahreden çirkinliklerde, rezillikte her gün yeni rekor­lara gidiyoruz. İçkide, sigarada, uyuşturucuda, cinsî sapıklık­larda, edepsizlikte, kabalıkta, her gün insanlıktan, efendilikten biraz daha uzaklaşarak “Belhum Adal” olmak yolunda süratle ilerliyoruz. Artık bazı gazetelerimiz, genelev albümü gibi çıkıyor. Bazı televizyon kanallarımız, sokağa düşmüş zavallı kadınların reklâmını yapmak, fiyatlarını arttırmak için birbirleriyle yarışıyor. Artık bir “ikinci Necip Fazıl” yok ki



“Durun kalabalıklar durun! Bu yollar çıkmaz sokak

Haykırsam kollarımı makas gibi açarak”



desin. Artık bu ülkede, bütün dürüst, temiz, hassas, ince ruhlu asil insanların, hanımefendilerin, beyefendilerin bo­yunları bükük, onlar garip, yalnız, çaresiz. Onlar, muhtaç olduk­ları sevgiyi, saygıyı, ilgiyi en yakınlarından bile göremiyorlar. Öyle yalnızlar ki, bazen göz yaşlarını bile içlerine akıtmak zorundalar. Karşılarında mâneviyat adına, kültür adına, insanlık adına her şeylerini ama her şeylerini kaybetmiş bir gürûh var. İthamlar başlıyor. Yobaz, gerici, mürteci, çağdışı ve daha neler neler. O tertemiz, o pırıl pırıl, o kirlenmemek için canlarını dişlerine takan insanlar, göz yaşlarını içlerine akıtarak, ıstırap içinde şunları söylüyorlar:






“Beni kimsecikler okşamaz mâdem;




Öp beni alnımdan, sen öp seccadem!”"



Sabri Tandoğan

Rahmet ve Şefaat Üzerine Olsun Sevgili Büyüğümüz

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]