Muhterem Büyüğümüzün benzer bir soruya cevabından:
Kıymetli yavrum,
Böyle kimselerin yapamayacağı adilik yoktur. Hiç oralı olma yavrum. Otur, köşende yoğurdunu ye.
Hikayeyi biliyorsun. Temel, Fadimeyle evlenir, çocukları olur. bir sene sonra Temel bunalır, yurtdışına gider, bir süre kaldıktan sonra gelir. Bakar, ortada bir masa, üç tane çocuk. “Fadime,” der, bunlar neyin nesi?” Fadime cevap verir: “Büyük çocuk” der, “bizim yavrumuz. Sen gittiğin zaman da vardı.” “Peki,” der Temel, “ikincisi?” “Sen giderken hamileymişim. O çocuk.” “Peki,” der Temel, “üçüncüsü?” Fadime kızar, “Aman be Temel” der, “işi fazla uzattın. Çocuk köşesinde oturmuş yoğurdunu yiyor. Üstelik sana baba dediği de yok...”
Sevgili yavrum, sen de otur köşende yoğurdunu ye. Kimseyle ilgilenme. Sabahleyin kimi görürsen “Günaydın” de. Akşam çıkarken kimi görürsen “İyi akşamlar” de. Kimseyle samimi olma. Görüşme. Mesela bir kafeye gittin, çayını içiyorsun. Saçma sapan bir müzik sesi geliyor, hiç oralı olmazsın. Sizin orda olanlar da sanma ki yanlız oraya mahsus. Aşağı yukarı pek çok işyeri böyle. Nene gerek senin. Bırak, it itle dalaşsın. (Onlar dalaşmadan yapamaz ki.) O çirkef insanlara ne olur kafanı takma. Sana ne yavrum. Onlar zehirini akıtacak. Çünkü onlar akrep cinsinden. Bu böyle sürüp gidecek.
Benim görüşüm bu yavrum. Sen de Jean Paul Sarte gibi düşüneceksin. Başkaları cehennem diyeceksin. Kendi işine dalıp onu en iyi yapmaya çalışacaksın. Niçin üzülüyorsun? Sana ne?
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan
(Aziz Ruhlarına Fatihalarla)
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Dinde ve aşkta münakaşa olmaz. Yazan Elif
Cvp: Dinde ve aşkta münakaşa olmaz. Yazan Sabri Babadan