Konu : Karar vermek; hayatın en önemli olayı.
Gönderen :
Ercüment Özden
Tarih :
12/18/2018 8:59:26 PM
.
Merhaba Sayın Büyüğüm,
Size öncelikle çok teşekkürler ediyorum, sitenizde çok yararlı bilgiler buluyor ve istifade ediyorum. Efendim, benim sorunum şu, karar alırken zorlanıyorum. Çünkü hayatta daha önce aldığım bazı önemli kararların doğru olmadığını daha sonra farkettim. Şimdi de özellikle çok hayati konularda karar verirken nasıl davranmam gerekir bilemiyorum. Evleneceğim kızı seçme konusunda artık ailemin yardımcı olmasını istiyorum mesela. Bu konularda sizce nasıl hareket etmek gerekir, hayat yolunda başkalarının ve özellikle ailenin düşünceleri ne ölçüde önemli olmalıdır, karar alma konusunda kendimi nasıl aşabilirim?
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
_____________________________________________________
Sayın Ercüment Özden,
Kıymetli yavrum, ele aldığın konu o kadar önemli, o kadar önemli ki hayat=seçmek, karar almak diyebiliriz. Zaten insanın başına ne geliyorsa bu yüzden geliyor. Birçok insan yanlış seçimleri yüzünden hayat yolunda hata ediyor, yanılıyor, bazan perişan oluyor. Bazı hayati öneme haiz seçimler var; mesela meslek seçimi gibi, mesela eş seçimi gibi, mesela arkadaş seçimi gibi. Karar almak, bana sorarsanız hayatın en önemli olayıdır. Karar alırken, seçimimizi yaparken mümkün olduğu kadar objektif olarak hareket etmeliyiz. Eğer duygularımızın, önyargılarımızın esiri olursak yapacağımız seçim de bizi müspet bir yola götürmez. Bunun eğitimi daha küçük yaştan itibaren verilmelidir. Önce çocuğun karar almasında yardımcı olunabilir, ama bir süre sonra onu tek başına karar almaya yöneltmelidir. Aldığı karar yanlış bile olsa sonra hatasını görünce vazgeçebilir. Daha sonraki kararlarında daha dikkatli olur. Herşey gibi karar alma da hayatın içinde, yaşayarak, tabik ederek öğrenilir. Bir takım soyut bilgiler vermek meseleyi halle yetmez.
Lise yıllarımdaydı, merak ettim, elimde bir Hadis kitabı vardı. Acaba dedim Peygamberimizin üzerinde en çok durduğu hususlar nelerdir? Yaptığım inceleme sonunda onlardan birinin “istişare” olduğunu gördüm. İstişare etmek, yani sormek, danışmak, başkalarının da fikrini almak, bu muhakkak bizim de onlar gibi düşünüp, karar vereceğimiz anlamına gelmez. Ama bir fikir verir, bir yol gösterir. Ve deriz ki meseleye bu açıdan da bakılabilir. Peygamberimiz, “İstişare ediniz ama istişare ettiğiniz şahıs ‘emin’ olmalıdır. Yani inanılan, güvenilen kişi olmalıdır” buyuruyor. Meşhur Rus Çarı Deli Petro bir gün çar olduktan sonra bir savaşa girer ve kaybeder. İkinci bir savaşı gene kaybeder. Üçüncü savaşı da kaybedince annesi “Oğlum, Petro, üç kere savaş açtın, üçünde de yenildin. Demek ki sen bu işi beceremiyorsun. Gel anne sözü dinle, bir daha savaşa girme” der. Petro’nun tarihe geçen cevabı müthiştir: “Hayır, anne” der, “yenile yenile yenmesini öğreneceğim”. Gençlik yıllarımda okuduğum bu anektod beni uzun yıllar düşündürdü. Aldığımız bir iki karar yanlış diye hemen teslim bayrağını çekmek, bence daha büyük yanlışa düşmektir. Devam edeceğiz, doğru karar vermesini öğreninceye kadar. Ama bu arada sorarak, soruşturarak , incelemeler yaparak, istişare ederek doğru karar vermesini öğreneceğiz. Fransız yazarı Jean Paul Sartre, “Hayatta seçimden daha önemli hiçbirşey yoktur” der. Bizler de doğru kararlar vermeyi öğreninceye kadar elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz.
Kıymetli yavrum, bu konuda söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Eğer aydınlanmadıysan yine sorar, yine mes’eleyi irdelemeye devam ederiz.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.
|