Konu : Konuştuğun zaman yumuşak ve tatlı söyle...
Gönderen :
Sabri Babadan Mektup
Tarih :
1/4/2019 1:30:29 AM
.
SABRİ BABADAN MEKTUP
KONUŞTUĞUN ZAMAN YUMUŞAK VE TATLI SÖYLE..
Kıymetli yavrum,
Ortaokulda Coğrafya öğretmenimiz anlatmıştı. Bazen siklon rüzgârları çıkıyor. Önüne ne gelirse deviriyor. “Yalnız,” demişti hocamız, “bu siklon merkezlerinin ortasında, son derece sessiz, sakin bir tabaka var. Orada her şey huzur dolu, mutluluk dolu, bir sükûnet içinde.” Aradan uzun yıllar geçti, ama ben hocamız Muhsin Bey’in o gün anlattıklarını unutamadım. Ve hep hayatta öyle kalmaya çalıştım. Dışarıdaki şartlar ne olursa olsun, ona uymamak, temiz, nezih, güzel hayatımızı yaşamak. Başkaları kaba konuşuyorsa, sert konuşuyorsa niye onları örnek alalım? Niye Kur’an-ı Kerim’deki Âyetleri hatırlamayalım? Cenab-ı Hak, Hz. Musa’yı Firavun’u Hak’ka davetle görevlendirir. Sonunda; “Ya Musa, Firavun’la konuşurken yumuşak ve tatlı söyle” buyurur. Hayat boyu birçok kavgaların, küskünlüklerin, dargınlıkların bir tek sert bir sözle başladığını gördüm. İnsan sesi o kadar önemli ki, ağzımızdan çıkan sözler, sesimizin yumuşaklığında şekillenmiyorsa, konuşmalarımızın da ne kıymeti kalır? Yunus Emre:
“Söz ola kese savaşı,
Söz ola kestire başı,
Söz ola ağulu aşı,
Yağ ile bal ide bir söz”
der. Bazen tatlı, yumuşak, sıcak bir ses tonuyla söylenen birkaç kelime bir kavgayı, hatta bir savaşı önleyebilir. Hepimizin buna ihtiyacımız var. Peki bunu başkalarından bekleyene kadar önce kendimiz yapsak. Başkaları dedikodu yapıyor olabilir, biz yapmayalım. Başkaları yalan söylüyor olabilir, biz söylemeyelim. Mesele çevrenin etkisi altında kalmak değil, o çevreye rağmen kendi efendiliğimizi, güzelliğimizi sürdürebilmektir. “Nâkıs emsal olamaz” diye güzel bir söz vardır. Kendimize negatif örneklerle şekil vereceğimize, tavır alacağımıza, önümüzdeki kâinatın en büyük, en güzel örneğine baksak daha iyi olmaz mı? Resulullah Efendimizin yaşama sanatının en güzel örneği olan Hadis-i Şeriflerini okusak ve sonra onları hayatımızın her bölümünde, meslek hayatında, aile hayatında, sosyal hayatta uygulasak. Bir tek Hadisin bile yaşama geçirilmesiyle, gerek o insanın, gerek o toplumun, pek çok değerler ve güzellikler kazanacağına inanıyorum. Bir tek; “Ya hayır söyle, yahut sus” Hadisinin uygulanması, bir cemiyeti kötü gidişinden kurtarabilir, bir insanı velâyet makamına götürebilir. Bazı kimselerin, “Efendim, çevre böyle istiyor, cemiyetin gidişi böyle, ben istemesem de onlara ayak uydurmak zorundayım” demelerini, ömür boyu asla kabul etmedim. Hep, “Hak bildiğin yola yalnız gideceksin” sözünü rehber edindim. Mâdem ki bu hayat bir sınav yeri, bir er meydanı, savaştan kaçmaya ne haddimiz, ne imkânımız var. Mesele, sonuna kadar yiğitçe direnebilmekte. İyinin, güzelin ve doğrunun yolunda taviz vermeden yürüyebilmekte. Böyle yaparsak başkaları bizi sevmeyecekmiş, beğenmeyecekmiş, bizimle alay edecekmiş. Olabilir. O, kendi bildikleri, bilecekleri bir iş.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.
|