.
SABRİ BABA İLE BİR SOHBETTEN NOTLAR
Okuyucu Mektubu
Muhterem Büyüğüm, Değerli Dostlar,
09/06/2010 tarihli bir sohbetten alınmış notları sunuyorum. Değerli kardeşimiz Hatice Hanım’la birlikteyiz. Sohbetimize sonradan Hüseyin Bey’de iştirak ediyor.

SABRİ TANDOĞAN HZ İLE HAK SOHBETLERİ

Hatice Hanım - Efendim sizin günlük yaşantınızın her yönünde estetiğe çok önem verdiğinizi görüyorum.Bu sizde bir yaşama üslubu haline ulaşmış. Bizler günlük yaşantımızda nelere dikkat edelim ki; Yaşantımız bir estetik olay haline erişsin. ,

Sabri Tandoğan Hz:

-İnsan elbisesini giyerken, çıkarırken bir estetik davranış içinde olmalı. Namaz kılarken, rükua eğilirken, secdeye varırken yine bir estetik incelik içinde olmalı. Her hareketinde böyle olmalı. Acele ve telaş estetiğin yaşanmasına engel olur. Vaktini dikkatli kullananlarda ise telaş olmaz. Acele,insanın zamanını değerlendirememesinden doğar. Mesela giyeceğimiz giysinin ten rengimizle uyum içinde olup olmadığına dikkat edeceğiz. Bir hanım ilerlemiş yaşına rağmen gençler gibi giyiniyorsa, “Kuzucuklarla kırpılıyor” derler. Bulunduğumuz ortama göre de renkleri ayarlayacağız. Bu kendine saygıdır, sonra çevresine saygıdır. Mühim olan yaşına göre giyinmek, yaşına göre saç modeli, yaşına göre renk seçimi.

....

Şerife Hanım teyze komşumuzdu. Ne zaman helva kavursa bize de getirirdi. “Ümit helvayı sever onsuz boğazımızdan geçmedi ” derdi. Ne zaman helva getirse sevinçten gözlerimiz dolardı. Bu küre-i arz üzerinde mühim olan bir iyilik yapmak, gönül almak…Yunus Emre diyor ya; “Hepisinden iyisi bir gönüle girmektir.” demin Hüseyin Bey, oturmam için koltuk getirdi. Beni çok memnun etti. Çok mutlu oldum. Hiç kimse mükemmel değil. Hepimizin artıları da var. Eksileri de var. Mühim olan artılarımıza artı katmak. Bütün olumsuzluklara rağmen bizim yapmamız gereken, önümüzdeki işi güzel yapmak.Kimse ile münakaşa etmemek, herkesle güzel geçinmek.

Hüseyin Bey – İşini güzel yapmak dediniz de aklıma bir fıkra geldi. Müsaade buyurursanız anlatayım.

Sabri Tandoğan Hz.– Tabii buyurun.

Hüseyin Bey - Adamın biri terziye ceket diktirecekmiş. Kumaşını verir. Ölçü alınır. Terzi, ceketi on beş gün sonra teslim edeceğini söyler. Söylenen tarihte müşteri ceketini sorar. Terzi der ki; Ceket hazır sayılır. Önü ile arkası, kolu ile yakası kaldı.

Fıkra bizi epey güldürüyor. Söz fıkradan açılmışken, sevgili kardeşimiz Çiğdem Hanımı anmadan geçemiyoruz.

Sabri Tandoğan Hz.- Fatmagül, Çiğdem’in son anlattığı fıkrayı anlatır mısın.

F.Gül – Bir toplantıda bir Amerikalı,bir Alman, bir Fransız bir de Temel bulunuyormuş. Amerikalı ülkesindeki son teknik gelişmelerden söz ediyor ve "Biz" diyor "yakında Mars’a gideceğiz."

-Alman, "Biz yakıtsız giden otomobil üreteceğiz.”

-Fransız, "Atom bombasını etkisiz hale getirecek projelerimiz var" diyor.

Bütün bunları dinledikten sonra Temel, onlardan aşağı kalmamak için: “Biz de yakında güneşe gideceğuk “ diyor göğsünü kabartarak.

Amerikalı

- Aman Efendim, nasıl olur, güneşe gidemezsiniz, güneş yakar.. deyince Temel:

-"O kadar da" diyor, "enayi değiluk, akşam serinliğinde gideceğuk…

Tatlı sohbetimiz duygu dolu şiirlerle devam ediyor.

Şimdilik burada bitiriyorum. Efendim esenlik dolu hayırlı günler dileği ile, gül kokulu ellerinizden öpüyorum. Müsaadenizle…

F.GÜL