Konu : Aşk, bekleyiştir.
Gönderen :
Ahmet Suret
Tarih :
2/25/2019 11:55:19 AM
.Selam ve selam Sabri Bey,
Hak aşığı Münir Derman rahmetligi 4 senedir kitaplarından tanıyorum. kitabının birinde mikrofonun başındaki kişi diye bahsediyor. Siz yıllardır yanında kalmıssınız. Bu kişi ile ilgili size bir işaret verdi mi? Cevabınız için şimdiden teşekkürler.
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
------------------------------------------------------------------------
Sayın Ahmed Suret,
Değerli kardeşim, Münir Derman Hazretleri, öyle bir okyanus ki bütün nüanslarıyla ne siz, ne ben, ne başkası anlayamaz. Lütfen, anladığımızla yetinelim ve onları günlük hayatımızda, meslek hayatımızda, aile hayatımızda tatbike koyulalım. Anadolu’da bir söz vardır “Hepsi tamam da bir leğen örtüsü noksan” derler. Efendim, önemli olan Hazret-i Ömer’in buyurduğu gibi İslamı yalnız kimsesiz bir çöl kadını safiyeti, duyarlılığı, inceliği içinde yaşayabilmek. Bunu yapabilen insanlar o kadar az ki. Günümüzde entel-dantel Müslümanlar gittikçe çoğalıyor. Adam ilahiyat fakültesinde profesör, dialog nutukları atıyor. Neyin dialoğu kardeşim. Karşındaki kimse senin Peygamberini kabul etmiyor, kitabını kabul etmiyor, Ehl-i Beyti, sahabiyi, veliyi kabul etmiyor. Sen bu Picasso’nun resimleri gibi çarpık, çurpuk adamla neyin dialoğunu kuracaksın? İşte, bu entel-dantel adamlar dialog ayaklarıyla kendi inançlarına ihanet ediyorlar, farkında değiller. Mes’ele o hayatları laf salatasına dönmüş insanların etkisinde kalmamak, onlara gerektiğinde “Söndür sigaranı efendi” diyebilmek. Gerçeğin, güzelliğin kapısına safiyetine, güzelliğine, asli hüviyetini kaybetmiş bir ruh hali ile, çamurlu ayakkabılarınızla yaklaşamazsınız. Kendinize geliniz. Sizi oyuna getiriyorlar. Farkına varın.
Sevgili kardeşim, ben yıllarca Münir Bey’in yanında bulundum. Kitaplarını yüzlerce defa okudum. Ama yine de O’nun söylediklerinin, yazdıklarının yirmide birini bile anladığımı söyleyemem. Bir okyanus’un suları bir fincana nasıl sığdırılır? Yapılacak şu: Onları okuyun, okuyun, okuyun, takıldığınız yer olursa geçin. Üzerinde ısrar etmeyin. Sonra yine okuyun.
Bakın size bir hatıramı anlatayım: Senelerce, senelerce evveldi. Üniversiteye gidiyordum. Bir arkadaşım vardı, Güngör Tüzün. Okuyan, düşünen, ve şiiri çok seven bir arkadaşım. Onunla akşam üstleri Yenimahalle-İvedik yolunda yürüyüşe çıkardık. Bir gün bana Ahmet Muhip Dranas’ın Olvido isimli şiirini okuyup, okumadığımı sordum. Evet dedim, okudum ama zevk almadım. “Öyleyse” dedi “bir daha oku”. Ve bu durum sekiz kere tekerrür etti. Ben ona “okudum zevk almadım” demekten, o bana “bi daha oku” demekten usanmadık. Nihayet, güneşin batmasına yakın bir saatte dokuzuncu defa okurken tadına doyulmayan bir zevk aldım. Şiirin düğümü benim için çözülmüştü. O gün bugündür Olvido en sevdiğim beş on şiirden biri olmuştur. İşe önemli olan ısrarla okuyabilmek ve düşünebilmek. Ve karanlıklar aydınlanıncaya kadar ısrarla bu yolu takip etmek.
Değerli kardeşim, ne demek istediğimi bilmem anlatabildim mi? Burada son veriyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.
|