Sayın Göktürk Aşıcı,
17.5.2007 tarihli mailinizi aldım.
Kıymetli yavrum, yazdıklarınızda haklısınız. Hani bir tekerleme vardır: “Doğru söze ne denir?” diye. Ama haklı olmak yetmiyor. Bu maçın birinci devresi. Bir de bunun ikinci devresi var. Bir tarihte Fenerbahçe ile Galatasaray maçı vardı. Birinci devre Fenerbahçe üç sıfır mağlup olarak sahadan ayrıldı. O zamanki antrenör Veselenoviç soyunma odasına gitti, sporcularıyla konuştu. “Çocuklar”, dedi, “hiç üzülmeyin. İkinci devre maç yeni başlıyormuş gibi sahaya çıkın. Sizi temin ediyorum, galip ayrılacaksınız. Haydi arslanlarım, haydi koçlarım” dedi. Sporcuların hepsinin arkasını sıvazladı. Fenerbahçe ikinci devre sahaya çıktığı zaman yayından fırlamış bir ok gibiydi. Derhal Glatasaray kalesini abluka altına aldılar. Ve hepsi birbirinden güzel dört gol attılar. Maçı dört üç galip gelerek bitirdiler. İşte sevgili yavrum, önemli olan maçın ikinci yarısı. Şartlar ne olursa olsun ümitsizliğe kapılmayacağız. Hayata hergün yeniden başlayacağız. Ve zafer bayrağını dalgalandıracağız. Bütün mesele işe önce kendimizden başlayabilmek. Başkalarını itham etmek bile zaman kaybetmektir. Önemli olan şahsımızla, yaşantımızla, çlışkanlığımızla, efendiliğimizle, mukavemetimizle hayat savaşında yer alabilmek. Bunu yapamadıktan sonra neyin kıymeti kalır. Aman dikkatli olalım. Hele böyle zamanlarda daha da dikkatli olalım. Peygamberimiz, “Ya hayır söyle, yahut sus buyuruyor. Bizler de hep müspet olanı, olumlu olanı konuşalım. Negatif kelimeleri, sözleri dilimize yaklaştırmayalım. Atalarımız “Hayır söyle işine, hayır gelsin başına” derlerdi. Biz de o yolda gidelim. “Birgün unutulmuş bir aynadan bütün sevgilerin bize döneceğini” göreceğiz. Hepimiz buna şahit olacağız. Konfüçyüs, “Karanlığa küfredeceğine sen de bir mum yak” der. Biz de öyle hareket edelim. Bazan toprağa atılan minicik bir tohumdan bütün dağları kaplayan bir orman meydana gelebilir. Bu gerçeği unutmayalım.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :
Valery sorarmış, “Mukavemetin nedir? dermiş. Yazan Göktürk Aşıcı
Cvp: Valery sorarmış, “Mukavemetin nedir? dermiş. Yazan Sabri Tandoğan