" Bütün dünya, bu vücut ve bu hayat yüklerdir. Siz bu dünyayı kocaman bir şey gibi görüyorsunuz, fakat o sadece bir rüya(hayal)dır. Bütün bu gördüğünüz düşler tarafından aldatılıyorsunuz, fakat onlar sadece seraplardır. Dünya bir ilüzyon çölüdür, ve siz buna rağmen halen gördüğünüz her şeyi kapmaya çalışıyorsunuz. Bunun susuzluğunuzu gidereceğini düşünüyorsunuz, fakat bu seraptan asla içemeyeceksiniz. Orada asla huzur bulamayacaksınız. Bedeniniz, dünyanın çok daha büyük olmasına karşın, küçüktür. Fakat aklınız hatta dünyadan daha büyüktür, ihtirasınız hatta aklınızdan da büyüktür, ve hatta bütün karmanız (Akla, vehme ait sıfatlar; beş unsurun özüne ait sıfatlar; aklın sıfatları; cehenneme ait sıfatlar. Altı kötülük: arzu, öfke, hırs, bağ, bağnazlık ve kıskançlık ile diğer beş kötülük: sarhoşluk, şehvet, hırsızlık, adam öldürme ve yalan söyleme.)bundan da büyüktür.
Rüyalarınızın top yekunu budur. Bunlar sizin işinize yaramaz şeylerdir. Bir şeyhe gittiğiniz zaman , bütün bunlar yanıp gitmek zorundadır.
Orda sizde çok küçük bir şey var. Hakikat çok çok küçüktür, fakat mücevher gibi çok ağır ve çok değerlidir. Pamuk yününe benzemeyen bir biçimde, bu hakikatin müthiş bir ağırlığı vardır. Şeyhin irfanı bu hakikat gibidir, çok küçük ve çok ağırdır. Şeyh bunu size verdiği zaman, bunu çok dikkatli ve nazikçe almalısınız. Onun verdiği şeyin engin değerini fark etmeli ve onun büyük ağırlığına dayanabilecek kuvvete sahip olmalısınız. İman kuvveti, azim, istikrar ve kararlılık sizde gelişmelidir. Elinizi bu kararlılık kuvveti ile uzatmalısınız ve şeyhin verdiği şeyi kabul etmelisiniz."
Birçok sıkıntı ,çile geliyor başımıza ve hep bu hakikat çıkıyor karşımıza.Ancak biz her tercihimizde,her an yaptığımız seçimlerde Allah'ın bizi "sevgi ve ilgiden" yarattığının bilincinde olarak ,yani bu ışıklı yolu seçerek batıldan kurtulabiliriz.
Saygılarımı sunarım.
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın Esra Hanım,
Kıymetli yavrum, nicedir senden bir haber alamıyorduk. Bu beni üzüyordu. Şükürler olsun bugün sana kavuştuk. Değerli yavrum, mailin çok önemli. Hepimizin üzerinde uzun uzun düşünmesi, dersler, ibretler alması lazım. Ben de şöyle düşünüyorum. İçinde yaşadığımız dünya geçici, muvakkat. Ama hepimiz için bir okul. Öyle bir okul ki doğduğumuz andan başlıyor, son nefesimizi verinceye kadar görmesini bilenler, muhakeme, mukayese etmesini bilenler, idrak edebilenler, ders alabilenler için muhteşem bir okul. Önemli olan yaşadığımız sürece son derece saygılı, dikkatli, edepli, uyanık olabilmek. Olan bitenleri tarafsız, objektif olarak değerlendirebilmek. Kendimizi ona göre düzeltmek, hatalarımızdan, yanlışlarımızdan, önyargılarımızdan imkan nispetinde kurtulabilmek. Onun için ben bu dünyaya yalan diyemiyorum. Geçici olduğunu biliyorum. Ama beni yetiştiren bir okul olduğunu görüyor, ona saygı duyuyorum. Sade insanlara karşı değil, aynı zamanda hayvanlara da, bitkilere de, eşyaya da, cemadata da büyük saygı duyuyorum. İnsan okuduğu okula nasıl küçümseyerek bakabilir? Madem ki her zerreden zikreden Allah, o halde?...
Sevgili yavrum, aman yaşadığımız sürece son derece dikkatli olalım. Olan bitenlere karşı uyanık olalım. En küçüğünden en büyüğüne kadar bütün olaylardan bir ders çıkaralım..
Beni çok sevindiren, mutlu eden kıymetli maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.