.
Beyitlerdeki Güzellikler BERCESTE BEYİTLER
BERCESTE BEYİTLER
Eğer maksud eserse, mısra-ı berceste kâfidir!
Koca Ragıp Paşa
*
Mutriba! Sen ışka dair bir hava bilmez misin?
Tokadî Kânî Ebubekir Efendi
*
Her Ali Haydar değildir, denilmez her seyfe Zülfikar!
Keçecizade İzzet Molla
*
Ehl-i dil söyleyemez derdini Allah’a bile!
Hızırağazade Said Bey
*
Erişir menzil-i maksuduna aheste gidenler
Tiz-reftar olanın pâyına damen dolaşır!
Hatemî İbrahim Bey
*
Su uyur, düşman uyur, haste-i hicran uyumaz...
Şeyh Galip
*
Değil bülbül gibi fasl-ı bahara giryemiz mahsus
Senin âşıkların ey bî-vefa gül her zaman ağlar!
Keçecizade İzzet Molla
*
Ayağı yer mi basar zülfüne berdar olanın?
Necati Bey
*
Bela dildendir ol dildar elinden dâdımız yoktur!
Gönüldendir şikâyet kimseden feryâdımız yoktur!
Nev’î
*
Geldimse n’ola ben şuara bezmine âhir?
Adet budur ahirde gelir bezme ekâbir...
Nev‘î
*
Fark eylemeyen cevheri sarraf değildir...
Nev’î
*
Vefakâr olmadan geçtik, cefakâr olmasa bari!
Mollafeyzîzade Raşid Efendi
*
Terk-i rahat eyle rahat andadır!
Keçecizade İzzet Molla
*
Kimi ar‘ar dedi kadd-i dildara kimi elif
Cümlenin maksudu bir amma rivayet muhtelif...
“Muhibbî” Kanuni Sultan Süleyman
*
Kâfi bana bilmek beni, hiç bilmesin âlem
Zira büyük afettir o şöhret, neme lazım!
“Giridî” Sırrı Paşa
*
Gören sanır sefadan sema‘-ı rah ederim
Döner döner bakarım kûy-ı yâre, ah ederim!
Esrar Dede
*
Çeşm-i insaf gibi kâmile mizan olmaz...
Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz!
Bursavî Tabib Muhammed Bey
*
Yetmez mi temaşa-yı cemal, elde sunarsın?
Ey âşık-ı mihnetzede, buldukça bunarsın!
Şamî Mustafa Bey
*
Sükût etmek gibi âlemde nadana cevab olmaz!
Kefevî Şefi’î Dede
*
Kimseden havf eylemez Allah’dan havf eyleyen!
Keçecizade İzzet Molla
*
Lalenin nakşın görüp, ümmid-i bû etmez gönül...
İstanbulî Şinasi Muhammed Çelebi
*
Behamız ağır anınçün bizim revacımız yoktur...
Lâ-edri
*
Ol zehri Cem de içmiş gerdun-ı dûn elinden...
Lâ-edri
*
Seng üzre gösterir zer-i kâmil ayarını...
Nedim
*
Mecnun ki fena deştini seyr etti ser-a-ser,
Gamhaneme geldi, dedi “Halin ne birader ?”
“Deli Birader” Gazalî
*
Gamdan ölmem, korkarım gayret helak eyler beni...
Şeyh Galib
*
Bir gün aranır elde heman bir hüner olsun!
Keçecizade İzzet Molla
*
Geldi burc-ı evliyaya padişah-ı namdar!
Fuzulî
*
İlim kesbiyle paye-i rif‘at arzu-yı-muhal imiş ancak...
Aşk imiş her ne var âlemde, ilim bir kıyl u kal imiş ancak!
Fuzulî
*
Dünya evine konduk oturduk bir iki gün!
Fuzulî
*
Bir gün bulur elbet arayan derdine derman!
Keçecizade İzzet Molla
Ey gam yine meydan-ı muhabbet sana kaldı...
Şeyh Galib
*
Anlasam bari bidayet mi, nihayet mi nedir?
Şeyh Galib
*
Garibindir anı hoş tut, efendim işte biz gittik,
Gönül derler ser-i kûyunda bir divanemiz kaldı!
Hayalî
*
Hun-i dil nuş ederiz, bade-i hamra yerine!
Hayalî
*
Kim halâs olmuş cihandan, olmadan candan halâs!
Keçecizade İzzet Molla
*
Dar-ı dünya deli gönlüm gibi viran olsa!
Ne cihan olsa, ne can olsa, ne hicran olsa!
Taşlıcalı Yahya Bey
*
Bin safsata bir mısra-ı bercesteye değmez!
İndimde esatir-i Felatun hezeyandır...
Yenişehirli Avni
*
Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı
Yunus Emre
*
Sanman taleb-i devlet ü cāh etmeye geldik
Biz āleme bir yār için āh etmeye geldik
Yenişehirli Avni
*
Gülmek ol gonceye münāsiptir
Ağlamak bu dil-i hazîne gerek
Bâki
*
Cihāna aşk ile geldim, ne malım ne menālim var
Kanaat gencine kānî olalı hoşça hālim var
Figānî
*
Gül gülse dāim ağlasa bülbül acep değil
Zîrā kimine ağla demişler kimine gül
Zâti
*
Bir demir dağı delip boynuna almak gibidir
Her kişi âşık olurdu eğer āsan olsa
Taşlıcalı Yahya
*
Bir peri peyker mi var yanınca ağyār olmaya
Var mıdır bir gül ki ānın çevresi hār olmaya
Kanunî (Muhibbî)
*
Künc-i mihnette rakiba bizi tenha sanma
Yar ger sende yatursa elemi bizde yatur
Ruhî
*
Güzeller mihribān olmaz demek yanlıştır ey Bākî
Olur vallahi billāhi hemān yalvarı görsünler
Bâki
*
Ne yanar kimse bana āteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bād-ı sabādan gayrı
Fuzulî
*
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
Kılma dermān kim helākim zehri dermānındadır
Fuzulî
*
Ol gülendām bir al şāla bürünsün yürüsün
Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün
Enderunlu Vasıf
*
Can yandı nâr-ı aşkına, yansın beden dahi
Ateş-peresti-i aşka gerekmez kefen dahi
Ali Ruh-i Bey
*
Ders-i aşkın müşkilin Yahya nice halleylesin?
Söyleyenler kendini bilmez, bilenler söylemez!
Şeyhülislam Yahya
*
Dâim arayan bulsa civanım seni bende
Bir gonce gül olsan da senin gülşenin olsam
Nedim
*
Bu suçlarla beni tartarsa Rahman
Kırılır rûz-ı mahşerde Mizan
Mesihî
*
Baharı neylerüz ol Gülizâr-ı goncefemüm
Gülüp açılması bin nevbahâra değmez mi?
Nâilî
*
Cânıma bir merhaba sundu ezelde çeşm-i yâr
Şöyle mest oldum ki gayrın merhabâsın bilmedim
Ahmet Paşa
*
Ya ver bana mihnetimce tâkat
Ya tâkatım olduğunca mihnet
Fuzulî
*
Bîgâne-i mahabbetün olmaz gam-âşinâ
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşina
Nâilî
*
Berg-i gülle andelîb-i zârı tekfîn ettiler
Bir Gülistan beytini üstüne telkîn ettiler
İzzet Molla
*
Hâb görmez çeşmimiz endîşe-i ağyârdan
Pâsbânız genc-i esrâr-ı mahabbet bekleriz.
Fuzulî
*
Sen bana bakma;
Ben senin baktığın yönde olurum...
Özdemir Âsaf
*
Sen olasın deyü yer yer asılıp âyineler
Gelene gidene eyler nazarı döne döne
Necâtî
*
Bende yok sabr u sükûn sende vefâdan zerre
İki yoktan ne çıkar fikr edelim bir kerre
Nâbî
*
Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir
Müptela-yı gama sor geceler kim kaç saat
Fuzulî
*
Vermeyen cânın sana bulmaz hayât-ı cavidân
Zinde-i câvid ana derler ki kurbândır sana
Fuzulî
*
Yârin gelir hemişe cefâsı Nesimi'ye
Sen sanma ki Nesîmi’ye yârın atâsı yoh
Nesimî
*
Görünen yıldız değil, yer yer delinmiştir felek,
Gün yüzünün hasretiyle, tîr-i âhımdan benim.
Necâtî
*
Dilde gam var şimdilik lûtfeyle gelme ey sürûr!
Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne
Rasih
*
Ger derse Fuzulî ki güzellerde vefa var
Aldanma ki şair sözü elbette yalandır.
Fuzulî
*
Şu ellerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yaralar beni.
Pir Sultan Abdal
*
Hicrinle hasta guşe-i mihnetde ben zâr iken,
Yalnız komaz gamın beni her dem gelir gider
Kemal Paşazade
*
Ne beyân-ı hâle cür’et ne figâna tâkatim var
Ne recâ-yı vasla gayret ne firâka kudretim var
Vâsıf
*
Arz-ı hal etmeye cana seni tenha bulamam
Seni tenha bulıcak kendimi asla bulamam
Ulvî
*
Da’vi–i Mansûr ederdi her kişi dâr olmasa
Koca Ragıp Paşa
*
Gittin ammâ ki kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile
Neşâti
*
Cânı kim cânânı içün sever cânânın sever
Cânı içün kim ki cânânı sever cânın sever
Fuzûli
*
Bahçeye kurdum çifte salıncak
Yâr gidip yâr gelip salınacak
Anonim
*
Senin de yolun biter diner gözünde yaşlar
Benim talihsiz yolum bittiği yerde başlar
Faruk Nafiz Çamlıbel
*
Büyür çınar gibi zahmetle şanlı sevdalar
Bahara geç kavuşur sevdiğim yüce dağlar
Faruk Nafiz Çamlıbel
*
Aşkı bir vâdiye irgürdü dil-i divâne kim
fürkatüne râzı oldı vuslatı itmez taleb
Taşlıcalı Yahya Bey
*
Âşıka firkat ü vuslat nola yeksan olsa
Bir görür ehl-i fenâ yokluğ ile varlığı
Ulvî
*
Hiç neyleyeyin bu dil-i âvâreyi bilmem
Ne vuslata kâdir sana ne fürkata sabır
Nevî
*
Derd-i aşkı gayrıdan sorman ne bilsün çekmeyen
Anı yine âşık-ı nâlâne söylen söylesün
Bâkî
*
Kimsesiz hiç kimse yok her kimsenin var kimsesi
Kimsesiz kaldım yetiş ey kimsesizler kimsesi
Ruşeni
*
Hani ol gül gülerek geldiği demler şimdi
Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz
Mahir
*
Öyle zaif kıl tenimi firkatinde kim
Vaslına mümkün ola yetürmek saba beni.
Fuzulî
*
Mecnun ile bir mektebi-i aşk içre okuduk
Ben Mushafı hatmettim, o Vel-Leyli'de kaldı.
Fuzulî
Kaynak : rumimevlevidergisi.blogcu.com