Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : “İlim Çin de bile olsa arayınız” Hadis-i Şerif.
Gönderen : Mehmet Yalçınkaya
Tarih : 6/14/2019 5:33:21 PM


.




Sayın Hocam,


Bir insanın dini İslam, medeniyeti Batı olabilir mi? İkisini birlikte yaşamaya imkan var mıdır?


Hürmetlerimle


Mehmet Yalçınkaya


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Mehmet Yalçınkaya,


Efendim olaya kalın çizgileriyle değil de daha bir derine inerek objektif ve tarafsız olarak bakacak olursak şunları görürüz:


Kur’an-ı Kerim’i açtığımız zaman şunu görürürüz, Fatiha suresinin birinci Ayet-i Kerimesinde “Elhamdülillahi Rabbül Alemiyn” buyruluyor. Dikkat edilirse “Rabbül müslimiyn” değil, “Rabbül Alemiyn”... İslam bütün insanlığın, bütün kainatın dini. İslamla batı medeniyetini karşı karşıya getirmek de bana göre çok vahim bir hatadır. Batı medeniyeti insanlık kültürünün bir bölümüdür. İslamdan habersiz birtakım zavallı insanlar onu bir muhteşem medeniyet gibi sundular. Ne yazık ki içimizde pek çoğumuz bunu aptal aptal kabul ettiler. Yıllarca önceydi. Rahmetli eşimle Fransa’ya ilk gidişimizde Paris’in yanındaki Versay sarayını geziyorduk. Yaz günü, çok su içiliyor. Görevli memura tuvaletin yerini sordum. Memur cevap olarak “Burada tuvalet yok, efendim” dedi. Hayret etmiştim. Acaba memur benimle alay mı ediyrdu? İtiraz ettim, “Ne demek yani” dedim, “onaltıncı Lui’lerin, Maria Antuanette’lerin oturduğu bir sarayda tuvaletin olmaması mümkün mü?” Memur tekrar etti. “Efendim, tuvalet yok.” “Peki”, dedim, “bu sarayda oturanlar ihtiyaçlarını nasıl gideriyorlardı?” Memur cevap verdi: “Lazımlığa oturarak”. Peki, sonra o lazımlık nasıl temizleniyordu? Hayretim büsbütün artmıştı. “Lazımlığı pencereden dökerek” diye yanıtladı. “Hiç öyle şey olur mu” dedim. “Gerçek bu” dedi. Şu anda Paris’te Adalet Bakanlığı’nın arşivlerinde onbinlerce lazımlık dosyası var. Adam yolda giderken pencere açılıyor, lazımlığın içindekiler üstüne dökülüyor. O da mahkemeye müracaat ediyor. Olay bu. Biz, bu pis, bu iğrenç insanları başımıza taç yaptık, taptık onlara. Sonuç ortada.


Peki, Batı medenyetinin güzel tarafları yok mu, üstün tarafları yok mu? Bizim onlardan öğreneceğimiz hususlar yok mu? Var. Hem de pek çok. İlimde, felsefede, güzel sanatlarda birçok değerli insan yetişti. Aslında İslamı ve batıyı hasımmış gibi yan yana getirmek ne İslamı, ne batıyı, ne bilimi, ne felsefeyi, ne güzel sanatları hiç mi hiç anlamamak demektir. Eğer, siz Peygamber Efendimizin hadislerini güzelce okusaydınız, bu soruyu sormak gereğini duymazdınız. Kainatın Efendisi bir Hadis-i Şerifinde “İlim ve hikmet, müminin yitik malıdır. Nerede bulursa alsın”, “İlim, Çin’de olsa arayınız” buyuruyor. Biz de yetişebilmek, gelişebilmek, mü’min ve müslim sıfatlarına layık olabilmek için doğuya, batıya bakmadan her yerde, herzaman ilim ve hikmet arayacağız. Ve onları kendi kültürümüze katacağız. Onları hasım gibi görmek niçin? Türkiye’de hiçbir üniversitede batılı manada bir bilimsel araştırma yapılmıyor. Onlar sadece işin çalımında, cakasında. Birbirlerinin zavalı, değersiz, beş para etmeyen koltuklarına göz dikiyorlar ve çocuklar gibi bunun mücadelesini yapıyorlar. Bir Beethoven’i, bir Shakespeare’i, bir Dostoyevski’yi, bir Edison’u, bir Marconi’yi nasıl görmezden gelebiliriz? Bu, hayatı inkar olmaz mı? Yarın bunun hesabını sormazlar mı? Onun için biz iyiyi, güzeli, faydalıyı nerede bulursak alacağız. Bunun doğusu, batısı olmaz. Bugün, dev gibi bir batı kültürü var. Bunun zararlı yönlerini bırakıp faydalı yönlerini almak, dine hizmet değil midir? Lütfen, çok ince mes’eleleri pazar üslubuyla halletmeye çalışmayalım. Evet, biz Müslümanız. Ama Kur’anın ve Hadisin gereklerini yerine getirmediğimiz için geri kaldık. Medeniyet savaşında yenildik. Şimdi bunu telafi edip daha öne geçmemiz gerekirken bu yolda ölesiye çalışıp gecemizi, gündüzümüze katmamız gerekirken onu yok saymak, görememezliğe gelmek bizi büsbütün çıkmazlara götürez mi? Lütfen dikkatli olalım. Yüce Peygamberimizin Hadis-i Şerifini kafamızın ve kalbimizin başköşesine yazalım. “İlim, Çinde bile olsa arayınız”, “İlim ve hikmet mü’minin yitik malıdır. Nerede bulursa alsın”...


Selam, sevgi ve saygı ile.


Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]