Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Hayatın özü: Edep ve tevazu.
Gönderen : Ayşe
Tarih : 6/14/2019 5:40:36 PM


.




Saygı değer Hocam; Bir süre maillerime ara verdim.Siteye o kadar güzel şeyler yazanlar, öyle güzel insanlar var ki edeben bir süre susmayı ve sessizce sadece onları okuyup, teffekkür etmeyi istedim.Ama ayrılığa, sizin gönlüme deva olan sözlerinize hasretten dolayı yine yazmaya karar verdim. Lise son sınftayken, yaşadığım bazı olaylar karşısında hislerimi sözlere dökerdim.Şimdi o sözler "Tasavvuf Yolunda" adını verdiğim defterimde yazılı. Bir gün ne yaşadıysam şu sözleri yazmışım "Kendini deryalara gemisiyle hükmeden kaptanmış gibi görüp büyüklenme, hayatta öyle insanlar tanır, öyle olaylara tanık olursun ki, kendinin aslında küçücük bir su birikintisinde yüzen süpürge çöpüne konmuş bir sinek olduğunu çok acı bir şekilde anlarsın..." Demekki bir anlık kendini beğenme ve sonrasında yaşadığım bir olay sonucunda hissettiğim pişmanlığın kaleme dökülmüş hali bu söz...Aradan bir kaç yıl geçti bir ansiklopedide Mevlanayı okurken onun sözüne gözüm ilişti.Diyordu ki Gönüller Sultanı" Göllenmiş at idrarında yüzen saman çöpüne konan sinek, idrar birikintisini derya, saman çöpünü gemi, kendinide kaptan-ı derya sanır!" Hem şaşırmış hemde sevinmiştim. Çünkü O Gönüller sultanı ile benzer örnekler kullanmışım bilmeden diye..Şimdi bu sözün tesiriyle anlıyorum ki Allaha giden yolda edep ve tevazu ile yol alıp, menzile varmak lazım.Kaptanım diyenler o deryada çıkan en küçük fırtınaya mağlup olmaya mahkum...Kulluğunun ve acziyetinin bilincinde olarak, sabır ve teslimiyetle yola koyulup Kuran ve sünneti kendine pusula eden tüm evreni sonsuz bir sevgiyle kucaklayanlarsa vuslata erdiler.Yine Mevlanamız diyor" Yüksekliği isterdim, onu alçak gönüllülükte buldum." Regaip Kandilinde dua ederken geçen bir yılın muhasebesini yaptım.Geçen yıl Regaip Kandilinde oğlumu Hakka uğurlamıştım. Tam bir yıl olmuştu. Ya Ayşe bundan bir yıl önce anladın dedim hem de bir daha unutmamak üzere acziyetini...Malikül Mülkün gerçekten kim olduğunu. Daha önce dilde derdim Mülk Allahındır ve mülkünde dilediğince takdir eder.O zamanlar dille söylediğimi şimdi kalben tasdikliyorum.ve Malikül Mülk ancak Allah'tır derken kalbimin titremesini ve gözyaşlarımı engelleyemiyorum.İşte bir yılda bu değişti." Dert, Allah’ı gizlice çağırmana sebep olduğundan, bütün dünya malından iyidir.Dertsiz dua soğuktur, bir işe yaramaz; dertli dua gönülden, aşktan gelir.""diyor Mevlana...Evet bir derdim var ki dermanını arardım, meğer ki o dert benim dermanımmış. Daha önce bilmezdim Ona sığınmanın bu kadar güzel olduğunu, teslimiyette ki huzuru, Rabbimin kalbe şifa veren rahmetini... Nasıl ki bir anne elini prize uzatan çocuğa onu incitmek için değil, sırf onu yanıp kömür olmaktan korumak için vuruyorsa, işte Rabbim de o kadar merhametli ki gözümüz kapalı cehenneme doğru ilerlerken bizi uyandırıp kendimize gelmemiz için böyle şefkat tokatları atıyor ve yine eline vurulan çocuk yine ağlayarak koşup annesine sarılıyorsa, bende hatamı anlayarak, gözyaşlarıyla ona sarılıyorum.Biliyorum ki Allah yarattıklarına asla zulmetmez. Gözlerimi açan, bana kurtuluşum için bir şans daha veren Rabbime hamd ü senalar olsun. Hocam, siz bana gurbet dediğim bu dünyada yalnız olmadığımı hissettiren kişilerdensiniz.Bu yolda yürürken yolumu aydınlatacak tavsiye ve dualarınıza ihtiyacım var.Sizlerin halleri, sözleri sayfalarca okunacak kitaplardan daha tesirli.Allah sizden razı olsun ve sizi başımızdan eksik etmesin. Allaha emanet olunuz. Ayşe


--------------------------------------------------------------------------------


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :


Sayın Ayşe Hanım,


Kıymetli yavrum epeydir maillerinin özlemini duyuyorduk. Şükürler olsun Allah yine kavuşturdu. O kadar güzel yazmışsın ki tekrar tekrar okuma ihtiyacını duydum. Mana alemine giden yolun edep ve tevazuudan geçtiğini ne güzel belirtmişsin. Allah razı olsun. Buna kesinlikle inanıyorum. Bir kimse on iki fakülte bitirse, binlerce kitap okusa eğer edep ve tevazudan nasibi yoksa benim nazarımda hiç de makbul bir insan değildir. Öylelerine hiçbir zaman sevgi ve saygı duyamadım.


Neden ölçü olarak edep ve tevazuyu alıyoruz? Çünkü bir kimsede kadın veya erkek, genç veya ihtiyar, köylü veya kentli hiç farketmez edep ve tevazuu yok ise o şahsın kafası karmakarışıktır. Kafasının içi bir cenk meydanı gibidir. Bu formülü çevrende gördüğün insanlara uygulayabilirsin. Netice hiç değişmez. O burnu büyük, çevreye küçümser nazarlarla bakan firavun taslakları hayat boyu ne severler, ne sevilirler. Onların tek bağlı oldukları varlık kendi nefisleri, egoları, idealleridir. Onların kendine hayrı yoktur ki sana, bana olsun. Ne diyelim Allah ıslah etsin.


Kıymetli yavrum, yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.


Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]