Konu : Bir Babanın Kızına Mektupları.
Gönderen :
Sabri Babadan Mektup
Tarih :
6/16/2019 10:28:15 AM
.
SABRİ BABADAN MEKTUP
ANNE BABA VE YAŞLILARIN DUASINI ALMAK İNSANIN HAYATININ AKIŞINI BİLE DEĞİŞTİRİR
Kıymetli yavrum,
Sene 1969. 10 Mart günü rahmetli babam Ahmet Rüştü Bey, Hakka göçtü, annem yalnız kaldı. Yenimahallede bahçeli, müstakil evde tek başına oturacaktı. Ben şöyle bir düşündüm, bu olayı havsalam almadı. Bana bu alçaklığın, namussuzluğun, şerefsizliğin zirvesi gibi geldi. Hemen gittim, rahmetli annemi edeple, saygıyla bizimle oturmaya davet ettim. Rahmetli anneciğim davetimi kabul etti. Lütfetti, evimizi şereflendirdi. Onun gelişiyle beraber evimize Allah’ın nuru da geldi. Bolluk geldi, bereket geldi, güzellik geldi. Bir ailenin mutlu yaşaması için ne gerekse hepsi geldi. Ve son nefesine kadar evimizin şeref misafiri olarak başımızda bulundu. Ben de, rahmetli eşim de ona sevgi, saygı göstermekte bir an tereddüt etmedik. Ve kollarımızda bir melek gibi Hakka göçtü. Bazan bakıyorum çevreme öyle durumlar görüyorum ki, bir türlü düşünceme sığdıramıyorum. Bir profesör akrabam var, Hacettepe’de. Uzun yıllar evvel babası Hakka göçtü. Şimdi annesi yapayalnız o evde oturuyor. Seksen küsür yaşında. O yaşın getirdiği bütün durumları yaşıyor. Ama o sayın profesör annesine gereken hürmeti gösterip “gel anneciğim, evimize şeref ver, beraber yaşayalım” demiyor. Düşünüyorum, düşünüyorum bir türlü aklıma sığdıramıyorum. Bu durum bana bir cinayet gibi geliyor. Be adam, yarın Allah’ın huzuruna çıktığına zaman bunun hesabını nasıl vereceksin?
Rahmetli eşim Rana Hanım’ın vefatıyla beraber öyle acılar, öyle ıstıraplar içinde kaldım ki, artık yapayalnızdım. Gözyaşımı silecek kimsem yoktu. Birgün pencerenin dışında bir sinek gördüm. “Ah”, dedim, “keşke o sinek gelse, elime konsa, onunla arkadaşlık yapsam, ona yalnızlığımı anlatsam. Ona Rana’nın arkasından döktüğüm gözyaşlarını anlatsam. Onunla gözyaşımı paylaşsam”. Yaa işte böyle sayın profesör cenapları. Senin taş kalbin böyle duygulardan ne anlar. Sen, kasım kasım kasıl...İşin gücün bu.
Kıymetli yavrum, bu insanlar birşeyi unutuyorlar: “Dünya bir tarladır, insan ne ekerse onu biçer”. Bir süre sonra o profesör de kendi evladı tarafından ihmal edilecek, aranıp sorulmayacak. Sırtı okşanmayacak. Çünkü ektiğini biçecek. Evet, çocukların sevgiye ihtiyaçları var, ilgiye ihtiyaçları var, öpülüp, okşanmaya ihtiyaçları var. Ama insanlar şunu bir bilseler ki yaşlılarda bu durum daha da artıyor, daha da büyüyor. Onların ıstırap seslerini yalnız melekler duyuyor. Aman yavrum, akrabamız olması şart değil oturduğumuz yerdeki, çevremizdeki yalnız yaşayan yaşlı kimselere de ilgi gösterelim. Sevgi, saygı gösterelim. Minicik de olsa onlara sürprizler yapalım. Belli olmaz bir yaşlı büyükten alacağımız bir nasihat bir ömür boyu gönül dünyamızda yediveren güller gibi bize huzurların, mutlulukların, güzelliklerin en büyüğünü getirebilir. Biz, Allah rızası için bir yaşlının sırtını okşarsak, Allah da bize gizli, aşikar nice hazinelerinin kapılarını açar. Unutmayalım yalnız ve yalnız sevenler sevilir, sayanlar sayılır, ilgi gösterenler ilgi görürler."
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.
|