.
Muhterem hocam,

Günün birinde bir derviş kucak dolusu elma ile bayırları aşan bir genç kıza rastlamış. Bozkırın sıcağında yorgunluktan yanakları al al olmuş kızın.

- Nereye gidersin? ne doldurdun kucağına ?

Uzak bir tarlayı işaret etmiş kız.

- Sevdiğim çalışıyor orada ona elma götürüyorum. demiş.

- Kaç tane ? diye sormuş derviş

Kız şaşkın şaşkın,

- İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç...... demiş.

Usulca koparıvermiş elindeki tesbihin ipini derviş......

Hürmet ve hayır dualarımla.

Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
------------------------------------------------------------------

Sayın “Bir Talebe”,

Kıymetli yavrum, yazdığın mail ve o maildeki anlattığın hikaye çok anlamlı, çok düşündürücü. Öyle bir hayatta yaşıyoruz ki manevi duyguları, inançları bir rakama, sayıya indirgediğimiz zaman işler karışıyor. Süleyman Çelebi “İnsan bir kere içten, gönülden, candan Allah derse bütün günahları sonbahar yaprakları gibi dökülür” diyor. Büyük bir hristiyan kadın veli var, ona her zaman saygı duydum. Diyor ki “Geliniz bir anımızı imanlı yaşayalım, öyle geçirelim”. Bu söz beni birçok defalar duygulandırdı, düşündürdü, ürpertti, ağlattı. Nice yıllar bu sözdeki müthiş manayı düşündüm. Keşke herkes kendi hesabına bu sözü, bu sözdeki ihtişamı yeniden düşünse. Ona yeni yorumlar getirse.

Selam, sevgi ve saygı ile.



Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.