Konu : Ticaret yapmak incelik ister.
Gönderen :
Sabri Babadan Mektup
Tarih :
7/26/2019 9:25:00 AM
.
TİCARET YAPMAK İNCELİK İSTER
Kıymetli yavrum,
Hayat kumaşı o kadar ince örgülerle, o kadar ince ipliklerle yapılıyor ki en ufak bir aksama derhal kendini belli ediyor. Aslında bütün insanların beklediği aynı şey: Biraz sevgi, biraz saygı, biraz incelik. Eskiler buna yarım elma, gönül alma derlerdi.
Gençlik yıllarımda ticaret merkezi Ankara’da Ulus meydanı idi. Karpiç lokantasının yanında Kiğılı mağazası vardı. O kadar güzel gömlekler, kravatlar getirirdi ki seyrine doyum olmazdı. Bir rüya, bir masal, bir şiir gibiydi. Kapıdan içeri girdiğiniz zaman kendinizi imparator sanırdınız. O kadar içten, samimi, sıcak bir karşılama idi bu. Hemen ikram teklifinde bulunurlardı. Mevsimine göre çayınız, gazozunuz önünüze gelirdi. İster bir giyim eşyası alın, ister almayın bir imparator gibi kapıdan uğurlarlardı. O günlerin Ulus’unda bazı dükkan sahipleri gelip geçenlere gülsuyu, kolonya dökerlerdi. Bir dükkan sahibinin tebessümü hala hafızamdadır. Sıcak, bembeyaz, tertemiz bir tebessüm. Yarabbi, o günler ne kadar güzelmiş. O günlerde insanların kalbinde bir sevgi, bir saygı, bir edep, bir yumuşaklık varmış. Şimdi bir mağazaya giriyorsunuz buz gibi soğuk bakışlar sizi karşılıyor. Sanki bir suç işlediniz, sanki büyük bir kabahat yaptınız.
Liseyi bitirip üniversiteye başlayacağım yıl, yaz tatilinde bir esnafın yanında çalışmaya ve yeni tecrübeler edinmeye karar verdim. Hâl’de gıda maddeleri satan bir yere gittim, “Ben, tüccarlığın sırlarını öğrenmek istiyorum. Yanınızda çalışabilir miyim?” dedim. “Ne vereceğiz sana?” dedi. “Bir ücret istemem, yalnız bir şartım var, dükkânda yapacağım yenilik ve değişikliklere karışılmayacak” dedim. Adam razı oldu. O gün dükkânın bütün raflarını indirdim. Yeni kaplama kâğıtları aldım, onlarla bütün rafları kapladım. Dükkânda birçok su şişeleri vardı. Onları güzelce yıkadım, bazılarına su, bazılarına turşu suyu koydum, dolaba bıraktım. Oradan soğuk olarak her gelen müşteriye, o sıcak yaz günlerinde ikram etmeye başladım. Meselâ şişman bir hanım gelmiş, kan ter içinde, ona “Efendim,” derdim, “size su mu ikram edeyim, turşu suyu mu? Ne içersiniz?” Bir tane içtikten sonra “Bir daha vereyim mi?” diye kibarca sorardım. Kadın iyice rahatlamış olarak başlardı, “şunu da ver, bunu da ver” demeye.
Eee, ticaret böyle yavrum. Her adam ticaret yapamaz. Böyle bir gün, bir hanıma kamyon tutmak zorunda kaldık satın aldığı şeyler için. Başka bir gün de bir hanım geldi. Birçok paketler vardı elinde. “Efendim,” dedim, “verin o paketleri size tek bir pakette toplayayım.” Ambalaj kâğıtları arasından bir tane çektim. O arada dükkân sahibinin gözleri faltaşı gibi açıldı, bir kâğıt boşa gidecek diye. Oysa o ticaretin inceliklerini bilmiyordu.
Ticarette en önemli husus, müşteriyi hoşnut etmektir her şeyden önce. Bunun için bazı şeyleri önceden düşüneceksin. Sonra onlar bir şekilde geri döner. Kadının paketlerini aldım, güzelce tek paket yaptım, üstüne de bir fiyonk attım. Kadın o kadar mutlu oldu ki. Başladı alışveriş yapmaya. O gün birçok şey satın aldı. Ve böyle böyle ne oldu biliyor musunuz? Dükkânın cirosu o yaz iki katına çıktı. O arada iki de evlilik teklifi aldım. Etrafın zengin işadamlarından ikisi bana “Gel delikanlı” dediler, “seni kızımızla evlendirelim, bizim ortağımız ol. İşlerimizin başına sen geç.” Onlara “Hayır efendim,” dedim, “ben okumak istiyorum. Çok teşekkür ederim.” O yaz tatilinde birçok tecrübeler edinmiştim böylece.
Bu tecrübeleri hayatın birçok alanına da uygulayabiliriz.
Selam, saygı ve sevgi ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.
|