Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : "Her dem taze doğarız, bizden kim usanası"
Gönderen : Emine
Tarih : 9/25/2019 9:27:03 PM


.
Çok değerli büyüğümüz,

Nazım Hikmet, resmin kelimeler kadar hayatı ve duyguları anlatamayacağını düşünerek Abidin Dino’ya “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” diye sormuş. Abidin Dino mutluluğun resmini yapmış mı bilmiyorum ama herkesin huzur arayışı içinde olduğu dünyamızda sizlere bir huzur resminin öyküsünü sunuyorum.

Bir gün, halkı tarafından sevilen bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük ödül vereceğini ilan etmiş. Yarışmaya çok sayıda sanatçı katılmış. Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoşlanmış. Ama birinciyi seçmesi için ikisinden birisine karar vermesi gerekliymiş. Resimlerden birisinde sükunetli bir göl varmış. Göl bir ayna gibi etrafında yükselen dağların görüntüsünü yansıtmaktaymış.Üst tarafta pamuk beyazı bulutlar gökyüzünü süslüyormuş. Resme kim baktıysa onun mükemmel bir huzur resmi olduğunu düşünmüş.

Diğer resimde de dağlar varmış. Ama engebeli ve çıplak dağlar. Üst tarafta öfkeli bir gökyüzünden yağmurlar boşanıyor ve şimşekler çakıyormuş. Dağın eteklerinde ise köpüklü bir şelale akıyormuş.Resim hiçte huzurlu gözükmüyormuş.Fakat kral resme bakınca, şelalenin ardında kayalıklardaki çatlaktan çıkan küçük bir çalılık görmüş. Çalılığın üstünde ise anne bir kuşun örttüğü bir kuş yuvası görünüyormuş.Sertçe akan suyun orta yerinde anne kuş yuvasını kurmuş.

Ödülü kim kazanmış dersiniz?

Kral ikinci resimi seçmiş. Kralın açıklaması şöyleymiş:

-Huzur hiçbir gürültünün ,sıkıntının yada zorluğun bulunmaması demek değildir. Huzur bütün bunların içinde bile yüreğimizin sükun bulabilmesidir.

En içten selam sevgi ve saygılarımla

Samime Işıkay

Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
----------------------------------------------------------------------

Çok Saygıdeğer Büyüğüm,

Engin tecrübelerinizden, ince fikirlerinizden yararlanmaya ihtiyacım var.bana yardımcı olursanız sevinirim.

Efendim 28 yaşında bir öğretmen adayıyım.10 Temmuz da yapılan Kpss'ye girdim atanabilmem için gereken puanı aldım tam atanmayı beklerken kopya olayları patlak verdi ve atamalar durduruldu.Arkasından da sınav iptal edildi yeniden sınav yapılacak.Tabi mecburan bizlerde yeniden sınava hazırlanmaya başladık.Ülkemizde malesef adaletsizlikler hat safhada.Benim için sınava yeniden girmek problem değil, sınav anında Allah'ın izniyle kötü birşey olmadığı sürece bilgime güveniyorum yine yaparım fakat bu süreçte askerde olanlar, doğum yapanlar, yakınlarını kaybedenler...vs. mağdur olan onlarca insan var.Gerçekten çok üzülüyorum efendim.Bu ülkenin gençlerine yazık oluyor.Birçok insan için umut kapısı olarak görülen bu sınavda kopya çekme düşüncesinde olup, bunu organize eden binlerce aşağılık, adi insan müsveddeleri de var tabi gençlerimizin arasında ama pırıl pırıl, içi çalışma, bu ülkeye faydalı olma azmiye dolu, dünya güzeli insanlar da var.Allah'ım yardımcımız olsun diyorum efendim.

Kıymetli Babacığım içimde binlerce soru işareti var.Bundan 10 sene öncesinde Tıp fakültesini kazandım 1,5 sene sonrasında da bıraktım.Öğretmenlik okumak istedim, okudum, üniversiteyi de bitirdim ama 3 senedir atanmak nasip olmadı, bu süreçte boş durmadım çok şükür.Dersanede çalıştım,ardından bir bankaya girdim, 2 sene çalıştım, fakat kendi mesleğimi yapmak ve gerçekten insanlara faydalı olmak için banka işinden ayrıldım.Atanmak için elimden geleni yapacağım.Fakat bu süreçte ailem tıp fakültesini bırakmamı hiç kabullenemedi.Babacığım ben bugün itibariyle yeni bir hayata başlamak istiyorum.Ailemin güvenini yeniden kazanmak istiyorum.Geçmişte canımı acıtan, beni hırpalayan, üzen ne varsa unutmak istiyorum.Bundan sonra 1 saniyemin bile boş geçmesine tahammülüm yok.Kendimi geliştirmek, ülkem için bişeyler yapmak istiyorum lütfen bana yol gösterin, yardım edin.Çevremdeki insanlar bir işe yaramadığımı hissettiriyorlar o an bütün gücüm tükeniyor sanki...

Babacığım sizin 4 fakülte bitirdiğinizi biliyorum bunu düşününce bende yapabilirim diyorum. Öncelikle yarım bıraktığım tıp fakültesine af çıktığı an kaydımı yeniden yaptırmayı ve tahsilimi tamamlamayı düşünüyorum fakat öncelikle o şehre öğretmen olarak atanmalıyım sonra durmadan çalışacağım.Okuyacağım 3. üniversiteyi bile belirledim kafamda. Evlilik düşüncemde var tabi bunların yanında, bir yandan ailem ve birçok insan senin yaşında herkes çocuk sahibi, sen ne bekliyorsun deyip bana evde kalmış kız muamelesi yaparak beni üzüyorlar. Efendim kendi düşüncelerim ve çevremdeki insanların beklentileri arasında sıkıştığımı hissediyorum. Sağlıklı karar verememekten korkuyorum.

Sizin güzel fikirlerinizden feyz almalıyım.Ellerimi uzatıyorum, lütfen doğru yola gitmeme yardım edin. Sizi seviyorum

Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
-----------------------------------------------------------------------
Sayın Çiçek Hanım,

24.9.2010 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, İngilizlerin bir atasözü var:” Dökülen süte ağlanmaz.” Diye. Sen de bazı sütleri dökmüşsün. Ama olan olmuş bir kere. Şimdi oturup bunlar için dövünmek, ağlamak, feryad etmek, hayata küsemek, insanlara küsmek, ikinci bir enayilik olmaz mı? Gel olanları unutalım. Yunus bir şiirinde

“Her dem taze doğarız,

Bizden kim usanası”

diyordu. Kur’an-ı Kerim’de bir Ayeti Kerimede “Allah her an yeni bir şe’n üzeredir.” Buyruluyor. Evet, her şeye yeniden başlayalım. Biz yeni doğduk. Hayat yeni başlıyor diyelim, Besmeleyle yola koyulalım. El alem ne der safsatalarından uzaklaşalım. Lütfen eski yemekleri ısıtıp ısıtıp hayat sofrasına yeniden getirmeyelim. Göreceksin, bu düşünce sistemi sana huzuru, mutluluğu ve güzelliği getirecek. sen de o zaman benim gibi çevrene bakıp acaba ben cennete mi yaşıyorum diyeceksin. Allah’ım diyeceksin, hayat, yaşamak, var olmak, güzel, çok güzel, inanılmayacak kadar güzel diyeceksin. Ve varolışun şiirini yaşayacaksın. Haydi yavrum, Besmele de yola koyul.

“Yürü, bu yol şeref, zafer yolu

Karşında bekliyor seni tanyeri

Yürü, atıl, devir karanlığı

Durma yürü, haydi ileri”

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]