Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Ayetlerden dersler.
Gönderen : Sabr Babayla Sohbet
Tarih : 10/2/2019 2:38:51 PM


.



AYETLERDEN DERSLER
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz ile Kur’an-ı Kerim’den Bazı Âyetler Üzerine Sohbetlerimizden


− Efendim, Kehf Sûresi’ne adını veren Ashab-ı Kehf (Ma­ğara Ashabı), halkını küfre çağıran devrin zâlim hükümdarından kaçan ve bir mağaraya sığınan gençlerden oluşuyor. Bir de onlara yolda katılan çobanın köpeği var. Yani gençlerden oluşan bir gurup ve bir de köpek. Bunlar yıllarca mağarada ilâhi bir hikmete binâen uyutuluyorlar. Üçyüz küsur yıl sonra (kesin süre özellikle belirtilmiyor) uyandırılıyorlar ve sadece mağarada çok az bir gün kaldıklarını zannediyorlar. Mağaranın kuzey­batıya baktığı anlaşılıyormuş Âyette geçen güneşin mağaraya vuruş yönü ifadesinden ki bu özelliği daha sonra Afşin’de olduğu tespit edilen mağaranın özellikleriyle de doğrulanmış. Bu şekilde ağzı kuzeybatı istikametinde olan dünyada tek mağara imiş (Kaynak: Ahmet Eyicil, Afşin Ashab-ı Kehf).


Efendim, sormak istediğim, bu gençlerin, haklarında inen bir Sûre ile onore edilmiş olmaları, onlara dahil olan köpeğin de onore edilmesi, bütün bunlarla ilgili neler söylersiniz?


SABRİ BABA:


− Yavrum, hükümdara karşı çıkarak onun istediği gibi iman etmemek için gençlerin mevki, makam, servetlerini bırakarak mağaraya sığınması çok önemli ve kolay olmayan bir durum. O gençler bunu başarıyorlar. Bu yolda köpek de onları yalnız bırakmıyor. Adı da Kıtmir köpeklerinin. Burada Cenab-ı Hak demek istiyor ki “Bakın bir köpek bile iyilere tabi olarak kurtuluşa erdi, Ben size Peygamberler gönderdim ama siz hâlâ onlara tabi olmamakta direniyorsunuz.”


Köpek deyip geçme. Münir Bey anlatmıştı: Bir gün, bir velî zat uslanması için getirilen çocuğa nazar edeyim derken, çocuğun topu kaçıp peşinden koşması üzerine nazar köpeğine ve annesine isabet ediyor. Sonra o hanım da, o köpek de kendi toplulukları içinde evliyâ oluyorlar. Köpek artık hiç havlamıyor, kimseyi rahatsız etmiyor.


− Efendim, Ashabı Kehf’in mağarada kaç yıl kaldıklarının gizli olduğu bildiriliyor. Cenab-ı Hak bu süreyi niçin gizleme gereği duymuştur? Bunun önemi nedir?


SABRİ BABA:


− Yavrum, bu süreyi doğru bilen kimsenin mânevi gözünün açıldığına hükmederiz. Bunun için gizli tutulmuştur.


− Efendim, bu mübârek gençlerin isimlerinin okunmasında çok büyük hayırlar olduğunu okumuştum bir dua kitabında.


SABRİ BABA:


− Yavrum, meselâ benim annem Abdulkâdir Geylâni Haz­retlerinin bağlılarındandı. Bazı zikirleri olurdu. Ayrıca annem her gün özel olarak Ashab-ı Kehf’in ruhu için Fatiha okur, ba­ğışlardı.


− Efendim, bu durumda bir gönül bağı mı kurulmuş oluyor arada?


SABRİ BABA:


− Herhalde yavrum.


(Sayın Büyüğümüz soruyor…)


− Ashab-ı Kehf’in isimlerini say bakayım, nasıldı?


− Yemliha, Mekselina, Mislina, Sazenuş, Tebernuş…


(Sayın Büyüğümüz yardım ediyor…)


− Mernuş, Kefeştetayyuş (çoban olan genç), bir de köpekleri Kıtmir.


− Efendim, Ashab-ı Kehf’in isimleri bir kağıda yazılarak yangına atılacak olursa yangın söner diye bilinirmiş. Bir velî zata sormuşlar: “Biz de böyle yapıyoruz ama yangın sönmüyor.” demişler. O zat da “Onların isimlerini halka şeklinde yazınız, halkanın ortasına da köpekleri Kıtmir’in adını yerleştiriniz” diye tavsiye etmişler, bir yerde okumuştum. Bu mübârek gençlerin isimlerini okumanın başka bazı hassalarını anlatan kitaplar da var efendim. Bir de yanlış hatırlamıyorsam Peygamber Efen­dimiz “Ashab-ı Kehf’in isimlerini çocuklarınıza ezberletiniz.” bu­yurmuşlar. Demek ki çocuklar açısından da bazı hikmetleri olacak. Bunu da araştırmak lâzım.


SABRİ BABA:


− Evet yavrum, bir bak bakalım.


− Efendim, bu Sûre ilgili olarak bir hususu daha soralım. Kehf Sûresi’nin sonlarına doğru 83. Âyetten başlayarak iktidar ve güç sahibi Zülkarneyn (A.S)’dan ve Onun bazı yolculuk­larından bahsediliyor. Onun güneşin doğduğu bir tarafta (muh­temel doğu istikameti kastediliyor) bir memlekete yolunun düş­tüğünden, o memleket halkının şikâyetleri ve çaresizliği üzerine Ye’cüc ve Me’cüc adlı bir kavimden kurtarmak için aralarına eritilmiş demir kütleleri ve üstüne bakır dökerek çok güçlü bir set çektiğinden ve artık onların bu seddi aşamayarak zararlarını önlediğinden bahsediliyor. Ancak tayin edilen bir zaman gel­diğinde, bu seddi aşarak ortalığa dalga dalga yayılacakları bil­diriliyor. Bir kitapta okumuştum, Ye’cüc ve Me’cüc adlı top­luluğun çekik gözlü insanlar -muhtemelen Çinliler- olabileceği anlatılıyordu. Meselâ bugün Çin dünya ekonomisinde giderek büyüyen bir çıkış yaptı. Sizce bu ekonomik istilâ bu yorumu doğruluyor olabilir mi?


SABRİ BABA:


− Olabilir yavrum.


Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.


 

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]