Konu : Biz Müslüman mıyız?
Gönderen :
Ayla
Tarih :
11/29/2019 8:34:09 AM
.
Degerli büyügüm,
Bugünlerde gözlemlerimi yazamıyorum. Demek ki,etrafıma özenle bakmıyorum. Yakında bu durumum düzelir insaallah. Bugün okudugum, yasanmıs bir olay beni israf konusunda ne kadar dikkatli olmamız konusunda yeniden düsündürdü.
Efendim, Prof.Dr.Saffet Solak'dan bir anı.Saffet hocanın Amerika'da master yaptıgı yıllarda, calıştıgı üniversitenin yemek salonu acık büfe seklinde imiş. Herkes diledigi yemekten istedigi kadar alabiliyor; ama yemekhanenin kapısında "Take what you need. Eat what you take" (Yiyecegin kadar al, aldıgını da ye !) yazıyormus.
Bir gün, masada yemek yerlerken Cin'li bir ögrenci tabagında kalan son pirinc tanesini almaya calısırken görünce , Saffet hoca denemek icin soruyor: "Bir pirinc tanesi icin neden bu kadar ugrasıyorsun? Bırak tabakta kalsın." Cin'li ögrencinin verdigi cevap ise cok düsündürücü olup,"Her Cin'li bir pirinc tanesi israf etse, Cin nüfusu ile carp, bak bakalım, kac ton pirinc yapar? Biz kalabalık bir ülkeyiz, israf etme lüksümüz yoktur" der. Saffet hoca tekrar sorar: "Su anda Amerika'dasın.Tabagında bırakacagın pirinc tanesi Cin'i degil , Amerika'yı zarara ugratacaktır." Cin'li bu sözler karsısında güler ve söyle der: "Yasadıgım ülke olan Amerika'yı bu sekilde zarara ugratmak , onurlu bir davranıs olmaz." Hoca, Cin'liyi tebrik eder ve düsüncesini paylastıgını, Islam dininin bu konudaki, "Yiyiniz,iciniz, fakat israf etmeyiniz. Cünkü,Allah israf edenleri sevmez." buyrugunu acıklar. Tam o sırada, Urdün'lü Müslüman bir ögrencinin tabagındaki yemek artıklarını cöp sepetine bosalttıgını gören Cin'li "O, Müslüman degil mi?" der. Prof.Dr. Saffet Solak, o kadar üzülür ki ne diyecegini bilemez.
Degerli hocam, zaman zaman tabagımda bıraktıgım yemekleri düsündüm ve üzüldüm. Insaallah,bundan sonra israf konusunda daha dikkatli olmaya calısacagım. Efendim, bu yazıyı okuyunca siz degerli büyügümün Gönül Sohbetleri Kitabı Cilt 2'de israf konusunu islediginiz yazı geldi aklıma. Rahmetli babaannenizin pirinc ayıklarken yere düsürdügü bir tane pirinc tanesini araması ve o pirincin nasıl zorluklarla üretildigini size anlatması. Nur icinde yatsınlar,gercek Müslüman babaanneniz, anneniz ve sevgili esiniz Rana annemiz. Onlar, Nurlar icinde huzurla yatarken Yüce Rabb!im sizi bizlere bagıslasın efendim. Ellerinizden, hürmetle öpüyorum. Ayla B.
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
----------------------------------------------------------------------
Sayın Ayla Belen,
Kıymetli yavrum, şu içinde yaşadığımız hayat öyle inceliklerle dolu ki her an her yerde her konuda son derece dikkatli olmamız gerekiyor. Evde, halının üzerinde minicik bir iplik parçası görüp de almazsak evimize karşı da, hayata karşı da ihanet içinde oluruz. Alain, “Bir kimse” diyor, “yolda giderken yerde bir iğne görüp de onu almazsa bütün medeniyete karşı ihanet etmiş olur”. Çünkü o bir tek iğnenin arkasında binlece insanın el emeği göznuru vardır. İnsan vücudu da minicik hücrelerden meydana gelmiyor mu? Kanser dediğimiz olay, bir hücrede başlayan bozulmanın diğer hücrelere, sonra da diğer organlara sirayetinden başka nedir? Rahmetli profesör Saffet Solak’tan aktardığınız anektod ne kadar düşündürücü. Çinli genç tabağında kalan bir tek pirinç tanesini alabilmek için çaba harcıyor. Ürdün’lü genç tabağının bir kısmını hiç yemiyor.
İşte günümüzde Müslüman geçinenlerin hali. İslam ülkeleri diyoruz, şu kadar müslümanız diye nutuklar atıyoruz, insanın o zaman Ajda Pekkan’ın şarkısını söyleyeceği geliyor: “Palavra, palavra”. Bu kadar müslüman olsaydı, bu kadar esir, perişan sömürge ülke olur muydu? İnsan ister istemez Azerbeycan’lı şair Sabir’in mısralarını hatırlıyor:
“Dağdaki arslardan gorhmirem
Çöldeki fillerden gorhmirem
Harda bir Müsilman görirem
Andan gorhirem”
Allah, bizi de bütün Müslümanları da Kur’an’ın, Peygamberin yolundan giden gerçek Müslümanlardan eyleye. Tablo acı, ama gerçek bu.
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.
|