Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Allah dostlarının her işi hikmetlidir. Haddimizi bilelim.
Gönderen : Salih
Tarih : 12/27/2019 9:29:34 AM


.
Üstadım,

Bir süredir sitenizi takip ediyor, yararlanıyorum.

Hani derler ya, “taşı gediğine koyma “ diye . Öyle işte. Yanıtlarınız dopdolu, ama bazen, taş gediği büyütüyor gibi.

Cevaplarınızın içeriği dolu dolu . Ama kısa bir cevabınıza sığdırdığınız; aptal (ana), geri zekalı (baba), firavun (çocuk) , manyak (eğitimci), sersem (ana baba) , mikrop (çocuk), dejenere (kadın) sıfatları olmadan cevap verilse diyorum. Allah’a emanet ediyor, hürmetlerimi sunuyorum.

--------------------------------------------------------------------------------

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :

Sayın Salih Bey,

Efendim, iyi niyetle, temiz duygularla gönderdiğiniz maili okudum. Sizin istediğiniz gibi yazmayı ne kadar isterim bilseniz. Ama öyle bir toplumda, öyle zor şartlar altında yaşıyoruz ki sizin tertemiz duygularınız biraz platonik kalıyor. Bir ev alevler içinde, cayır cayır yanıyor. Siz bu alevlerin içinde çırpınan insanlara “Aman sakin ol, aman kibar ol” diyorsunuz. Salih Bey, Türk toplumu tarihinin hiçbir devrinde görülmedik bir kültür istilası içinde yanıyor, cayır cayır yakılıyor. Hangi kibarlık, hangi nezaket? Geçenlerde apartman komşumuz Necla Hanım anlattı: Bir ilkokulun önünden geçerken öğretmen nezaretinde ufacık çocuklarımız koro halinde şarkı söylüyorlar: “Bas bas paraları Leyla’ya, bir daha mı geleceğiz dünyaya”. Necla Hanım, çok hassas, ince ruhlu, kalbi insan sevgisiyle dolu, değerli bir insan. Fevkalade üzülüyor. Durumu okul müdürüne bildiriyor. Okul müdürü çok ağır sözler söylüyor. Düpedüz Necla Hanımı çağ dışı olmakla suçluyor. Şimdi bu adama ben sayın beyefendi mi diyeceğim? Salih Bey, lütfen bunu yapmayın bana. Ben, memleket çocukları elden gidiyor diye üzüntüsünden çıldıran bir insanım. Ben, bir Fransız şatosunda şık beylerin, kibar hanımların vals yaptıkları bir ortamda yaşamıyorum. Çevrem alçak beyefendilerle, rezil hanımefendilerle dolu. Yapmayın Allah aşkına. Çocuklarının rızkını içkiye, kumara, metreslerine yediren bir kimseye şerefsiz demeyecek miyim? Aklı fikri konkende olan, dedikoduda olan, lay lay lom bir hayat yaşayan bir kadına Rabia Sultan muammelesi mi yapacağım? Sevgili Salih Bey, ıstırabımdan her gece kahroluyorum. Hüngür hüngür ağlıyorum. Televizyonlar memleketi felakete götürüyor. Adına gazete denilen nesneler kültürü katlettiler. Yani benim onların önlerinde saygıyla eğilmemi mi bekliyorsunuz? Annesi çamaşıra, temizliğe giderek kazandığı parayla çocuğunu okutmak için çırpınıyor. Bu it herif annesinden aldığı harçlıkla birahanelerde vakit geçiriyor. Bu firavunluk değil midir? Yapmayın Allah aşkına. Ne olur beni anlayın. Memleket elden gidiyor. Keşke medeni bir toplumda yaşasak. Ben de herkese saygıyla, edeple, incelikle, zarafetle hitap etsem. İnanın bunu en az sizin kadar ben de istiyorum. Ama...

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]