Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Sevgiyi bekleyen değil götüren olalım.
Gönderen : Sabri Babadan Mesaj
Tarih : 12/27/2019 9:42:03 AM


.

Kıymetli yavrum,

Çevrenizden lâyık olduğunuza inan­dığınız sevgiyi görmemenin, beklediğiniz saygıyı bulamamanın ıstırabı içindesiniz. Bu sizi üzüyor, tedirgin ediyor. Çok hak­lısınız, sizi çok iyi anlıyorum. Gelin bir adım daha atalım. Kendilerinden sevgi, saygı, şefkat, dostluk, yakınlık beklediğiniz insanların bir kesimini bir bilim adamının tarafsızlığı içinde, bir sosyolog, bir psikolog gibi inceleyelim. Pek az müstesna dışında göreceğimiz nedir? Hasta, mariz, sakat, gerçek adına gerçeğe, güzel adına güzele düşman bir çağın; sevgiden, saygıdan, incelik, zerâfet ve yücelikten yoksun, zavallı, der­beder, perişan çocukları. Çevrenizdeki insanlar kendi içlerinde duyup yaşayamadıkları sevgiyi size nasıl gösterecekler? Büyük Yunus “Bir siz dahi sizde bulun, benim bende bulduğumu” derken bu gerçeği ne güzel belirtiyor.

Düşünün ki, günümüz insanlarının birçoğu, bırakın meslek­taşlarını, komşularını, kendi en yakın aile fertlerine bile sev­gilerini gösteriyorlar mı? Bu durumda kimi, kime şikâyet ede­ceğiz? Üşüten bir insan öksürse, ülseri olan insan mide san­cıları içinde kıvransa, onlara kızabilir misiniz? Cevabınız hayır değil mi? O halde sevgili okurum, çevrenizdeki ışıktan, sevgiden uzak kalmış insanlara biz sevgi götüreceğiz. Sevgiden, dost­luktan ve tertemiz duygulardan derilmiş, en güzel gönül çi­çeklerini biz götüreceğiz onlara. Gönül dünyamız Allah ve Mu­hammed aşkı ile öylesine dolacak ki, o aşkın sınırları içine, yerdeki en ufak çakıl taşından gökyüzünü kuşatan yıldızlara kadar bütün kâinat sığacak. Dağlarıyla, denizleriyle, gökyü­züyle, ağaçları, çiçekleriyle ve o güzelim insanlarıyla… Biz de, ebedî Yunus gibi “Yaradılanı hoşgör, Yaradan’dan ötürü” deyip, insanda buluşup, insanda birleşeceğiz. Sadece Allah rızası için, sadece güzeller güzeli Peygamber Efendimizin aşkı için. İnsanı, bütün izm'lerin, bütün ideolojilerin üstündeki hazreti insanı, öyle kucaklayacağız ki; işte o zaman solmayan rengi, pörsümeyen yeniyi, ebedî baharı bulmuş olacağız. İç dünyamız bütün günlük basitliklerin ve küçüklüklerin, zavallı nefsanî çır­pınışların üstüne yükselip, böyle büyük ve yüce bir aşkla dol­duğu zaman “Eğer âşık isem, ölmezem ayruk” diyerek aşkın en güzel rengine boyanacak, hayatın sonsuz güzelliklerini yudum yudum içecek ve tebessümlerin en masumu içinde “Aşk gelicek, cümle eksikler biter” deyip, bütün insanları, sevgi, saygı ve hoşgörü ile kucaklayacağız.

Kıymetli yavrum, hiç ateşe buz dayanır mı? Elbette eri­yecek. Önemli olan, o aşkı içimizde duyup, her gün besleyip, bir yanardağ gibi olabilmek… Mısrî Niyazi diyor ki:

“Ben sanırdım halk içinde hiç bana yar kalmamış

Ben beni terkeyledim, gördüm ki ağyar kalmamış”

O çizgiye geldiğimiz zaman, bütün uzaklar yakın olacak, imkânsızlıklar olurun sınırına girecek. Sakın psikolojideki telâfi mekanizmalarını sığınak olarak kullanmayın. Suçlu arayıp, suçu onun üzerine yıkmak bize ne kazandırır ki… Olgunlaşma yo­lunda olan bir insan için bundan daha zavallı ne olabilir? Hem insanlardan bu kadar ilgi beklemek için bir neden var mı?

Selam, saygı ve sevgi ile.

Sabri Tandoğan

Aziz Ruhlarına Fatihalarla

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]