“Eş dost uğruna ömrün, tanıdık, tanımadık uğruna”
der. İnsan hayatı adına banka kartı denilen kapı önündeki tezgahlarda adice, namussuzca satılan o paçavra kartonlardan ibaret değildir. İnsan ömrü büyük, yüce, kutsal, hayret verici, ürpertici bir olaydır. Ne olur şu hayatı, Allah’ın bize emanet olarak verdiği şu hayatı güzel yaşayalım, yüzümüze gözümüze bulaştırmayalım. O reenkarnasyon palavraları sadece aptallar, geri zekalılar, zavallı sürüngenler için çıkarılmış kuyruklu bir yalandan başka birşey değildir. Birisi size reenkarnasyondan bahsedecek olursa, bir vebalı, bir Aidsli gibi ondan kaçın, uzaklaşın. Dünyaya bir kere gelinir, bir kere gidilir. Doğum ve ölüm arasındaki şu süreci ne olur güzel, tertemiz, pırıl pırıl, aşkla dolu, inançla dolu, güzellikle dolu yaşayalım. Baştan sona hayatımız estetize edilmiş bir üslupta geçsin. Sevelim, daha çok sevelim, daha çok sevelim. Özdemir Asaf bir şiirinde
“Dünya kaçtı gözüme”
Diyordu. Evet, insan sevdiği zaman öyle büyüyor, öyle yüceliyor ki bütün dünya o sevginin büyüklüğü yanında bir toz zerresi gibi kalıyor. Hayatımızın odak noktasına sevgiyi, saygıyı, edebi, inceliği kanaati, sabrı ve şükrü koyalım. Ve
“Aşk gelicek cümle eksikler biter”
diyerek yerdeki bir kum tanesinden gökyüzündeki samanyoluna kadar bütün kainatı tek istisna olmadan insanıyla, hayvanıyla, bitkisiyle, eşya ve cemadatıyla kucaklayalım. Ve hep beraber koro halinde “Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz” diyelim.
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.