Konu : Trafik denen rezalet.
Gönderen :
Gökhan
Tarih :
1/23/2020 12:25:29 PM
.
Saygılar Sabri Bey Amca, ellerinizden öperim.
Bundan tam 3 hafta önce ayın 13’ü saat 18:30 sıralarında maddi hasarlı bir trafik kazası gerçekteştirdim. Aracıma arkadan çarpma şeklinde gerçekleşen bir kazaydı. Kaza sonrası biraz tefekkür ettim. Hatta birkaç gün boyunca da düşündüm. Benim bir eksiğim mi vardı diye? Kendimce birşeyler tespit etmiştim. En önemlisi benim abdestli olup olmadığımdı. Abdestliydim. Münir Derman Hz. nin Sizden öğrendiğim sözü “abdest müminin zırhıdır” sürekli aklımda da olan ve hayatımında bir parçası…
Bugün saat 18:00 civarları, tekrar bir kaza yaptım. Aracımı servisten alalı 3 gün olmuştu ki yine bir kaza gerçekleştirdim. Yine aracıma arkadan çarpma şeklinde ama öncekine göre daha büyük maddi hasarlı bir kazaydı. Çok şükür, kimseye bir şey olmadı. Yine abdestliydim. Yani abdestli bulunmaya nasip olduğu ölçüde çalışıyorum. Ama bu sefer sinirlerim çok bozuldu. Ama olan olaya değil. Kendime… Hele bu ikinci kazanında haftanın aynı gününe, yakın saatlere denk gelmesi, beni hem daha fazla düşündürüyor hem de sinirlendiriyordu. Sinirleniyordum, çünkü bu olaylardan çıkarmam gereken sonucun farkında değilim. Kendime çok kızıyorum. İlk olayda birşeylerden ders çıkarmam gerekirken, belli ki çıkartamamıştım.
Allah bu kazada da korumuştu.
Hele birde benim, hatırlarsınız, Sizlerle de paylaşmıştım, bundan önce 6 haziran 2007’de gerçekteştirdiğim bir kazam daha vardı. Büyük bir kazaydı, abdestliydim o zamanda. Çok şükür, kimseye bir şey olmamıştı, Allah bizleri korumuştu.
Sabri Bey Amca, bu olayları bir sentez halinde birleştirirerek, bir şeyler düşünüyorum. Kendimce bazı, belki radikal, kararlar almayı düşünüyorum. Ama ben olgunlaşmamış birisiyim. Yanlış kararlar, yanlış düşünceler içerisinde olabilirim. Aklıma sanki, bir daha hiç araba kullanmamalısın gibi düşünceler de geliyor. Allah korusun ilerde, sevdiğim insanlara da ve\veya başkalarına da zarar verebilirim. Gerçi bu son iki kazada da benim trafik kuralları açısından bir eksiğim yok. Kazaya karışan benim ama neden olan ben değilim. Hani bir trafik tabiri vardır 8\8 diye. 8\8 karşı taraf bulunuyor. Ama acaba, Allah katında bir eksiklerim mi var? Bilemediğim, daha doğrusu, anlayamadığım ve tefekkür edemediğim?
Size olan itikadımı, saygımı, sevgimi biliyorsunuz. Düşünceleriniz benim için çok önemlidir.
Saygılar Sabri Bey Amca, SEVGİLER, ellerinizden öperim.
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
--------------------------------------------------------------------------
Sayın Gökhan Bey,
Kıymetli yavrum, anlattığın konu o kadar hassas, o kadar ince bir mesele ki üzerinde günlerce konuşulabilir. Bugün Türkiye’de özellikle Ankara ve İstanbul’da trafik çıldırmış durumda. Yetersiz yollar, yetersiz trafik görevlileri işe tuz biber ekmekteler. Mesela Ankara’nın taksi ihtiyacı 5500-6000 arası. Ama şu anda sekiz bin küsur taksi seyrü sefer halinde. Bankalar, hükümetlerin yanlış politikasıyla çılgınca araba kredisi açtılar. Evine doğru dürüst yiyecek getiremeyen adam açılan bu krediyle araba aldı. Hertaraf araba mezarlığı. Öyle insanlar var ki benzin alacak parası yok, ama arabası var. Benim komşum bunlardan biri. Sadece gösteriş, çalım satmak, caka yapmak uğruna bütün Avrupa’nın modası geçmiş arabalarını Türkiye’ye doldurduk. İkincisi manyakça bir hız merakı var. Herkes önündekini geçmek istiyor. Sorsan kendisine, o sersem de bilmiyor. Ama bugün Türkiye’deki insanların beyni uyuşturulmuş gibi. Kimse ne yaptığını bilmiyor. Delice bir sürat. Nedenini o da bilmiyor. Trafik cezaları çok hafif. Hiçbir Avrupa ülkesinde bu kadar az trafik cezası yok. Bu da ruh sağlığı yerinde olmayan insanları çıldırtıyor. Sonra kaza yapan insanların, içki içen insanların trafik görevlilerine karşı küstahlığı. İnsan bu itleri görünce Allah belanızı versin diyor. Kahrolun. Tehditler; sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ve arkasından birtakım kendileri gibi şerefsiz insanların isimleri. “Ben şuyum, ben buyum, ben şunun şusuyum”. Allah hepinizi kahretsin. Allahsız herifler. Amerikan polisini televizyonlarda görüyoruz. Birisi böyle polise karşı ukalalık yapınca onu alıp bok çuvalı gibi polis arabasına atıyorlar. Allah yarattı demiyorlar. “İşte”, diyor insan, “polis dediğin böyle olur”. Ama bizde şerefsiz gazeteler, alçak televizyonlar birtakım aydın geçinen it oğlu itler polisi sindirmişler, ürkütmüşler. Ne yazık ki adına yasa denilen birtakım rezil maddeler de iyice polisi sindiriyor. Vallahi billahi bu şartlar altında polis iş yapamaz ki. Birileri çıkıp da rezil adamlar, “bu polis nasıl vazife yapacak, kesin sesinizi, hepiniz alçaksınız” demiyor. Bu şartlar altında yeryüzünün meleği Gökhan evladımız bu trafiğe giriyor. Değerli yavrum, senin ne kabahatın var. Biz, delilerin arasında yaşıyoruz. Allah yardımcın olsun. Sen temiz, tertemiz, pırlanta gibi bir insansın. Bu olayları hiç düşünme. Ne yapalım. Allah sonumuzu hayır getirsin.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.
|