Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Bazı insanlara haddi aştıklarında hadlerini bildirmek gerekir.
Gönderen : Cevat
Tarih : 2/5/2020 11:28:51 AM


.












Kıymetli büyüğüm,


Selam ve hürmetlerimi arz ederek bir sorunum hakkında, müsaadenizle, size danışmak istiyorum.


Bir üniversitemizde öğretim üyesi olarak görev yapıyorum; aynı zamanda "Dekan Yardımcılığı" gibi bir idari görevin emanetçisiyim. Bu görevin, Dekandan sonra fakültenin ikinci adamı olmak ve tüm akademik ve idari personelin amiri konumunda bulunmak gibi mesuliyetler getirdiğini belirtmek isterim. Talip olmadığım bu görevi layıkıyla yerine getirmek için kapasitem dahilinde, bu güne kadar özveriyle çalıştım ve deneyimsizlikten kaynaklanan ufak tefek hatalar dışında önemli bir kusurum olmadı; işler güzelce yürüdü.


Kırk yaşlarında, evli, çocuklu bir hanım var; Dekanlık yazı işlerinde çalışan personelden biri. Sorunum onunla. Değişmeyen asabi hali, ilk belirtmem gereken özelliği. Önceki dönemlere ait kavgalarını işittim; şimdi de yeni atanan personel şefi için gürültü kopardı; yeni şefi "tanımıyormuş!". Herhangi bir imza,evrak vb. için odama geldiğinde birden geriliyorum. Asıl belirtmek istediğim, zahiri statüme rağmen, sözüm ona üstü kapalı biçimde, saygısızca diyaloglara giriyor. Hiç cevap vermedim, hiç sinirlenmedim; fakat artık durumun oluruna bırakılır tarafı kalmadığı fikrindeyim. Emanetçisi olduğum makamı da küçültüyor.


Bu noktada şunu öğrenmek istiyorum: Zahiri statümden kaynaklanan gücü, bu hanımın şu veya bu biçimde cezalandırılması için kullanmalı mıyım? Böylesi bir teşebbüsüm, nefsani bir davranış olur mu? Bu hanımın davranışlarından rahatsız olan nefsaniyetim midir, yoksa insanlık onurum mudur, karar veremiyorum. Bir de, bu gibi ast-üst ilişkilerinde İslami bir edep ve incelik içinde, genel olarak, nasıl bir tavır takınmak gerektiğini öğrenmek istiyorum.


Selam ve hürmetlerimi yineler, ellerinizden öperim.


Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
-------------------------------------------------------------------


Sayın Cevat Bey,


Efendim, son derece önemli bir soru sormuşsunuz. Bunun en güzel şekilde halledileceğine inanıyorum. Önce şunu belirtmeliyim, bu küstah, bu şımarık, bu terbiyesiz kadına bugüne kadar sessiz kalmakla hata etmişsiniz. Ne ise, olan olmuş. Bundan sonra yapılacak nedir, ona bakalım.


Bu kadın yine gelecek, yine şirretliğini, lanetliğini yapacak. Sizin yapacağınız şudur, ona katiyyen güler yüz göstermeyin. Onu önce dinleyin, sonra “Efendim, oturun, sizinle bir konuyu görüşmek istiyorum” deyin. Bugüne kadar takındığı tavırdan çok rahatsız olduğunuzu, yaptıklarının medeni bir insana yakışmadığını söyleyin. Onun konuşmasına katiyyen imkan vermeyin. “Ben sizi dinledim, siz de beni dinlemeye mecbursunuz” deyin. Sonra bu şekilde bir tavır takınmakla en büyük zararı kendisine verdiğini ona anlatın. Meselelerin yalnız sevgiyle, saygıyla, edeple, incelikle, medeni bir şekilde halledilebileceğini ona anlatın. Eğer sizin karşınızda yine eski edepsizliğini takınacak olursa ona en büyük hakareti yapın. En ağır ceza ne ise onu verin. Ama önce onun kendisini ıslah etmesi için bir imkan verin. Bunun onu da rahatlatacağını, gerilimden kurtaracağını ona anlatın. Allah’tan başka kimseden korkmadığınızı ona söyleyin.


Sayın hocam, Allah yardımcınız olsun. Bunlar, hepimizin başına gelen durumlar. Aslında hepsi birer imtihan. Sizin bu imtihandan yüz akıyla, başarıyla çıkacağınıza bütün kalbimle inanıyorum. Aynı zamanda bu şekilde o zahiren küstah ve terbiyesiz ama aslında zavallı, biçare, perişan insan müsveddesi kadına da en büyük iyiliği yapacağınıza inanıyorum. En derin saygılarımla.


Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]