Saygıdeğer büyüğüm tavsiyeleriniz uygulamaya anı yaşamaya çalışıyorum. Endişelendiğim ve kaygılandığım zamanlar şimdi Allah'ın rızasını nasıl kazanabilirim ve insanlara nasıl faydalı olabilir ve kendimi nasıl geliştirebilirim diye düşünümeye ve etrafımdaki güzellikleri görmeye çalışıyorum. Ve bunları gerçekleştirebildiğim zamanlar kendimi inanılmayacak kadar huzurlu hissediyorum. O zaman sizin söylediğiniz bir an yaşıyorum bir ömre bedel sözünü ve sizi daha iyi anlıyorum.
Ben işten gelince kendimi çok yorgun hissediyorum ve zamanımın büyük bölümü uykuda geçtiği için kendimi manevi yönden geliştirmeye vakit ayıramıyorum. Bu durumdan nasıl kurtulabilirim.
Selam sevgi saygılarımla
--------------------------------------------------------------------------------
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
Sayın “Gönül Yolcusu”,
Kıymetli yavrum, işten yorgun gelmen işinin çokluğundan değil senin işine ve çevrene karşı takındığın tavırdan ileri geliyor. İşini çok seven, işini aşkla, heyecanla hergün braz daha iyi yapmak için çalışan bir insan evine yorgun argın değil canlı, neş’eli, hayat dolu olarak döner. Öyle gelir ki kapıdan içeri girdiği zaman duvardaki duran saat bile çalışmaya başlar. Çevresindeki mesai arkadaşlarını hayat yolunda tekamülüne yardım eden melekler olarak görür. Değerli yavrum, diyeceksin ki onların içinde beni üzenler, incitenler oluyor. Doğrudur. Daha başkaları da olabilir. Ama sen bütün bunları yetişmen, olgunlaşman için bir vesile olarak göreceksin. Aslında onlar senin sabunun. Sen onlarla temizleneceksin. Rahmetli babannem olgun, kâmil, yetişkin insanlar için “Yavrum, o çok değerli bir insan. Kırk puşttan kırk muşta yemiş.” derdi. Bu nedenle işine başladığın andan itibaren öyle bir aşkla çalışacaksın ki işini bitirdiğin zaman gözlerin pırıl pırıl olacak.
Gelelim fazla uykuya. Evet, insanların uyku ihtiyacı var. Tamam, doğrudur. Ama bu o kadar az ki. Geriye kalanı tembelliktir, hayattan kaçıştır, çeşitli korkular ve komplekslerdir. Bunlardan kurtul yavrum. Geçen gün Remzi Kitabevinde bir kitap gördüm: “Yalnız Aptallar Sekiz Saat Uyurlar” diyordu kitabın kapağında. Eve gelince uyumayı değil kendini yetiştirmeyi düşün. Her dakikanı değerlendir. Güzel kitaplar oku, güzel şeyler düşün, çevrende yalnız güzellikleri görmeye çalış. Diyeceksin ki çevremde çirkinlikler de var. Onları görme. "Bana ne onlardan" de. "Ben güzel bir insanım. Beni yalnız güzellikler ilgilendirir" de. Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından zevk alır.
Haydi yavrum, silkin ve ayağa kalk, dev mücadelene başla.
“Yürü, bu yol şeref, zafer yolu
Karşında bekliyor seni tanyeri
Yürü, atıl, devir karanlığı
Durma yürü, haydi ileri...”
Selam, sevgi ve saygı ile.
Sabri Tandoğan
Onun ve Hakk'a Göçen Ailesinin Aziz Ruhları Şad Olsun.