Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Çocuklarımızın kanına girmeyelim.
Gönderen : Sabri Babadan Mesaj
Tarih : 2/26/2020 10:57:04 AM


.


ÇOCUKLARIMIZIN KANINA GİRMEYELİM
"Peygamber Efendimiz, “Her doğan çocuk İslâm fıtratı üzere doğar” buyuruyor. Bir gün Resulullah Efendimiz, bir eve misafirliğe gider. Anne babanın gösterdiği aşırı sevgi ve hürmet çocuğu ürkütür. Çekindiği için bir türlü elini öpmeğe cesaret edemez. Bunun üzerine anne, çocuğa hitaben “Yavrum git Pey­gamber Efendimizin mübârek elini öp, duasını al, sana şeker verecek” der. Çocuk şeker sözünü duyunca, Peygamber Efen­dimize doğru yönelir. Kâinatın Efendisi birden yerinden kalkar, “Bana müsaade edin, birazdan geleceğim” der, çıkar. Bir süre sonra ter içinde geri döner. Önce çocuğa şekerini verir, sonra ev sahiplerine dönerek, sorularını cevaplandırır. “Siz çocuğa, Peygamber şeker verecek dediniz, çocuk şeker almak için bana geldi. Yanımda yoktu, veremeyecektim. Dışarı çıktım, çarşıda şeker aradım. Çoğu dükkân kapanmış, buluncaya kadar ara­dım. Eğer veremeseydim, bir daha bana inanmazdı.”



Bu olayı elli yıldır düşünüyorum, beni ürpertiyor, bazen ağlatıyor. Aman Yarabbi diyorum. Mânevi güzelliklerden ne kadar uzaklaşıyoruz. Birtakım ne idüğü belirsiz eğitimci geçinen hainlerin palavraları ile kendi gül gibi çocuklarımızın kanına giriyoruz. Çocuklarımız ayağı yanmış it yavrusu gibi, oradan oraya delicesine koşuş­turuyorlar. Rahmetli annem çocukluğumda işlediği birtakım na­kışları, el işlerini gösterirken, bunu derdi, dört yaşımda işlerdim, bu dört buçuk yaşımda, bunu beş yaşımda. Kendi çocukluğumu düşünüyorum, üç buçuk yaşımda iken okuma yazma öğrendim. Dört yaşımda idim, bir gün rahmetli babamın bir arkadaşı, misafir geldi. Misafire hoşgeldiniz efendim dedim. Elini öptüm. Misafir memnun oldu, bana beş kuruş verdi. Beş kuruş o zaman iyi para idi. O para ile kitapçıya gittim, Yunus Emre Divanı’nı satın aldım, okumaya başladım. Bendeki Yunus sevgisi dört yaşında başlar. İlk okula başladığım zaman, hepsi de okunmuş, yüzlerce kitaplık bir kütüphanem vardı. Bugüne kadar bir za­rarını görmedim.


Oturduğum evin üst katındaki ailenin altı ya­şında bir kız çocuğu var. Her gün çılgınlar gibi, sabahtan ak­şama kadar, kendini oradan oraya atarak hayatı bana zehir ediyor. Bazen ne okuduğumu anlıyorum, ne yazdığımı. Eminim ki, o çocuğun eline, ne bir iğne verildi, dikiş nakış gösterildi, ne bir harf öğretildi, ne bir boyama kitabı verildi. O çocuk bir tek dua ezberlemeden, bir tek evliyâ menkıbesi dinlemeden bü­yüyor. Bir gün cemiyetin başına belâ olan çağdaş firavunlar, çağdaş nemrutlar da böyle yetişmediler mi? Ne güzel ata­sözlerimiz var, ağaç yaş iken eğilir, diye. Ne verirsen elinle, o gider seninle, diye. Böyle evlât yetiştiren ana babalar şunu iyi bilsinler ki, onlar yarın kabirlerinde de rahat yatamayacaklar."
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]