Konu : Adına hayat denilen muhteşem kompozisyon.
Gönderen :
"Mukarreb"
Tarih :
3/2/2020 2:57:18 AM
.
Saygıdeğer Hocam;
Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi sizin ve tüm gönül dostlarının üzerine olsun. Gönül Dostlarımızın yazmış olduğu maillerden birinde, bir gönül dostumuzun dostlarıyla yaşadıkları sorunlardan dolayı üzülüp, ümitsizliğe kapıldığını okudum. Bunun üzerine bu maili yazmaya karar verdim.Sevmek ve sevilmek insani bir ihtiyaç gerçekten, ama dostlardan sevgi yerine bir düşmanlık gördüğümüzde kendimizi bu derece üzmekte doğru değil. Mevlana der ki: "Dostun sana düşmanlık eder, haset ve kinini dışarı vurursa senden yüz çevirdi diye feryat etme. Kendini ahmak ve bilgisiz hale düşürme. Allah’a şükret, yoksullara ekmek ver ki onun çuvalında eskimedin, yıpranmadın. Ebedi dostun Allah’tır." Evet, yegane ebedi dostumuz Allah'tır. Rabbül alemin bize bunu Kur'anda "Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Gerçek bir DOST olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah yeter.”diyerek haber veriyor. (Nisâ 4/45)
Evliyadan bir zata “Efendim, ne mutlu size! ne çok seveniniz var.” Diyorlar. O zatta gülümseyerek “Evlatlarım, insanların sevgisi bizim için ölçü değildir. İnsanlar bugün severler, yarın söverler.Efdal olan Hakkın sevgisi ve rızasını kazanmaktır.” diye cevap veriyor.
Ölçümüz insanların sevgisi ve dostluğu değil, Hakkın sevgisini ve dostluğunu kazanmak olmalıdır.Ancak, Hakkın sevgisini kazanmakta onun yarattıklarına gösterdiğimiz sevgi, merhamet ve hoşgörüden geçiyor.Dünya imtihan dünyası...Mal, makam, evlat ve diğer insanlar hepside birer imtihan vesilesi. Kimi zaman kazanacağız, kimi zaman kaybedeceğiz, kimi zaman kıracaklar , hor görecekler, incitecekler. Kimi zaman sabır denenecek, kiminde şükür...Her gecenin gündüzü olacak, her gündüzünde bir gecesi.Bize düşen, kin, nefret, kıskançlık, kibir gibi negatif duygulardan arınıp, Muhammedi bir aşkla tüm mahlukatı sevmek ve onları hoş görmek yaradandan ötürü... Ölümle uyanılacak, adına dünya denilen rüyayı kinle, nefretle, küskünlüklerle kabusa çevirmeye değer mi? İnanın , hiç değmez. Hani bir şarkıda der ya:
Ömür dediğimiz şey küsecek kadar çok mu?
Anlamsız gelirdi bu söz, ta ki İki yıl önce geçirdiğimiz kazada bir dakika önce gülerek konuştuğum oğlum gözlerimin önünde ölünceye kadar... Anladım ki ömür gerçekten küsecek kadar çok değilmiş... Bir zamanlar bende nice düşmanlıklar, nice nankörlükler görmüştüm dost bildiklerimden.Bende yıkılmıştım.Onlara küsmemiştim fakat çok gücenmiştim hatta diğer dostlara onlar hakkında "Niye bu insanlar bana böyle davrandılar?" diye şikayet bile etmiştim.Affet Ya Rabbi! ne boş şeylere üzülmüş, ömrümü hiç uğruna heba etmişim.
Gelin dostlar ! Şimdi affedelim bizi kıranları, incitenleri.Bırakalım gücenmeleri, küskünlükleri.Yarın hepimiz için geç olmadan, affedelim.Onlar için " Allahım bizi kıran, inciten kişilere hidayet et, onları sevdiklerin arasına yaz ve cennette onlara öyle güzel makamlar verki biz onları görüp imrenelim"diye dua edelim.Duayı ederken her zaman olduğu nefsiniz dürtecektir."Sen haklıydın ama..."diye tekrarlayıp öfkenizi ateşlemeye çalışacaktır.Ama lütfen, Mevlananın dediği gibi Kargaya benzer nefislerimize uymayalım, o bizi ancak çöplüğe götürür. Bize taa derinlerden seslenen gönül sesimizi dinleyelim, kulağını nefsine bir lahza tıkayan bu sesi işitir.Gönlün sesi özümüzdeki Allah'ın seslenişidir. Nefse kulağını tıkayıp, hayatını bu sese göre yönlendirenler huzur ve sükun sahiline ulaşırlar, dalgalı dünya deryasından.
Mevlanada söylediklerimizi doğrularcasına " Size düşmanlık besleyen bir kişinin 40 gün boyunca gittiğiniz her yerde iyiliğinden bahsedin.O kişi dostunuz olur. Çünkü gönüllerden dillere yol olduğu gibi dillerden de gönüllere yol vardır."der.
Niye böyle insanlar var deyip, isyana da sürüklenmeyelim sakın. Dünyada alimlerde bitmez, zalimlerde. Her şey yerli yerincedir.Bu ilahi bir hikmettir. Biri yanan, diğeri yakan gazın birleşipte, ne yanıp ne de yakan hayatın kaynağı suya dönüşümü misali.Biz bazen kainat resminin ucundaki bir aykırılığa takılıp bütünü göremiyoruz. Sonra, bu aykırı görüş hakkında Rabbimize sui zan ediyoruz. Halbuki bütünde ne çelişki vardır ne de zıtlık. Allah cümlemize zıtlıkları cem edip, tevhide ulaşmış her zerrede Allahın vechini seyredebilmişlerden olmayı nasip etsin,inşallah.
Selam ve dualarımla...
Mukarreb
Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
------------------------------------------------------------------------
Sayın “Mukarreb” Hanım,
Efendim, işte yine muhteşem bir mail daha. Onu okumalı, okumalı, her gün okumalı, yaşadığımız sürece okumalı. Hayatı ne güzel özetliyor. Allah sizden razı olsun. Bir gününüzü bin etsin.
Yeni maillerinizi bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.
|