BUGÜN, HAKK'A VUSLAT YILDÖNÜMÜNDE SON DEVRİN HAK AŞIKLARINDAN ŞAZİYE ANNE'Yİ DUALARLA ANIYORUZ
Onu Muhterem Sabri Tandoğan Büyüğümüzden dinleyelim:
"Şaziye Anne, tanıdığım kadın velîler içinde bir müstesna yere sahipti. Ömür boyunca tek düşüncesi Hak’ka yaklaşmak ve Hak’tan aldığını halka vermek oldu. Evinin kapısı herkese açıktı. Derdi olan, sıkıntısı olan, içinden çıkamadığı sorunları olan herkes Şaziye Anne’ye koşardı. Zaten kapısında kilidi de yoktu. İsteyen herkes, istediği zaman açıp girebilirdi. Şaziye Anne, Allah rızası için gelen herkesi bir hükümdarmış gibi karşılar, onları ağırlardı. Sofrası herkese açıktı. Bir nevi, evi âşıkların Kâbe’si gibiydi. O kapıyı çalıp da gönlü dolu olmadan giden hiç kimse olmadı. Herkes gönül kabına göre iyiden, güzelden, temiz, asil, büyük ve yüce olandan bir şeyler götürdü ve onu başkalarıyla paylaşmanın erişilmez güzelliğini yaşadı.
Şaziye Anne daima öğrencilerine aman yavrularım derdi, sâde evin tadı tuzu değil, ibadetlerinizi bile ağız tadı ile yapabilmeniz, eşlerinizle güzel geçime bağlı. Ne yapın edin eşlerinizle iyi geçinin, onlara hürmet edin. Her sohbetinde Şaziye Anne Resulullah Efendimizin “Veren el, alan elden daha hayırlıdır” sözünü tekrar eder, çevresindekileri imkân nisbetinde mânen-maddeten vermeye teşvik ederdi. Hayatında çok acılar, ıstıraplarla karşılaştı. Benim diyen insanın altından kalkamayacağı yükleri taşıdı ama hiç itiraz etmedi, yüzündeki tebessüm hiç eksilmedi. Ne gelirse Hak’tandır dedi. Sineye çekti. Tanıdığım insanlar içinde Şaziye Anne kadar hoşgörü sahibi, insanları oldukları gibi kabul eden, onları itirazsız bağrına basan bir kimse görmedim. Ne olursa olsun, vardır bir hikmeti der, sesini çıkarmazdı. Kendinden vermenin, vefanın, fedakârlığın bir simgesi gibiydi. Allah’ın rahmeti, Peygamber’in şefaati üzerine olsun."
Sabri Tandoğan Efendi Hz.
Hepsinin Aziz Ruhlarına Fatihalarla.