Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : “Yürü, bu yol şeref, zafer yolu”
Gönderen : "Kelebek"
Tarih : 3/27/2020 11:07:19 PM


.
Değerli büyüğümüz ve sevgili dostlar,

Kömür ve elmas ,insanlara çok benzeyen iki madde olması açısından bana hep düşündürücü gelmiştir.Kömür ve elmas aynı atomlardan oluşmuştur.İkisinin de yapı taşı karbon atomlarıdır. Kömürdeki karbon atomları düzensiz dizilmişlerdir.Elmastaki karbon atomları ise son derece sıkı ve düzenli dizilmişlerdir.Bu yüzden elmas dünyadaki en sert maddedir ve çok değerlidir. Atomları aynı olduğu halde dizilişlerindeki farklılıklar iki madde arasında çok büyük bir fark ortaya çıkarmaktadır.

Elması, elmas yapan bulunduğu ortamın şartlarıdır. Elmas çok daha yüksek basınç ve sıcaklıkta meydana gelir. Elmasın bulunduğu ortamın şartları çok zordur. Kömür ise hiçbir zaman elmas gibi zor şartlara, yüksek basınç ve sıcaklığa maruz kalmaz. Bir bakıma kömür elmasa göre daha rahat bir ortamda keyifli bir hayat sürer.Bu yüzden elmas kadar olgunlaşamamış ve kömür olarak kalmıştır.

İnsanlar da ruhsal olarak aynı doğarlar, hepimizin yapı taşı aynıdır. İnsanın sağlam bir karakteri, iyi ve faydalı bir hayatı olursa aynı elmas gibi çok değerli bir varlıktır. Böyle insanlar çevrelerine ışık ve güzellik saçarlar. Bunun tersi olursa insan aynı kömür gibi yanacak bir varlıktır,hem bu hayatında,hem öbür hayatında. Seçim insanın kendi elindedir.

Dolayısıyla bizim düşünmemiz ve yapmamız gereken şey elmas gibi sağlam,güvenilir ve güzel olma yolunda bütün zorluklara göğüs germek,hep daha iyiye gitmek için öğrenmek, çalışmak ve bu yolda yaşamaktır. Hayatımız çok kısa ve ne yaparsak bu dünyada yapıyoruz.

Selam, sevgi ve saygılarımla

Kelebek

Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
----------------------------------------------------------------------

Sayın “Kelebek”,

Kıymetli yavrum, gönderdiğin maili bütün insanların okumalarını ve üzerinde düşünmelerini isterdim. İnsan-ı kamilin oluşumunu o kadar güzel anlatmışsınız ki hiç olmazsa sitemizin çok değerli mensupları mailinizi ibretle, hikmetle okusunlar ve üzerinde uzun süre düşünsünler. Bazı kimseler önüne gelen insana hayatta çektikleri sıkıntıları, üzüntüleri, acıları uzun uzun anlatıp dert yanarlar. Bilseler ki bu sıkıntılar, bu çileler olmayınca insan hayat yolunda tekamaül edemiyor, elmas olamıyor. Sadece kömür olarak kalıyorlar. Bizim ilkokul kıraat kitabında bir şiir vardı. Bir yerinde

“Yüksel ki yerin bu yer değildir

Dünyaya gelmek hüner değildir”

diyordu. Hayatı yalnız yeme içme, giyinip, kuşanma, gezip tozma, gülüp eğlenme, göbek atma görenler ne kadar zavallı insanlardır. Rahmetli babannem böyleleri için “Ver yesin, ört uyusun” derdi. Dünyaya gelişten kasıt her gün biraz daha iyiye, güzele, mükemmele gitmektir. Ama bu gelişme, bu ilerleme kolay olmuyor. Bir süreç içinde insanın elinden gelen çabayı göstermesi, karşısına çıkan problemlerle onların çözüme ulaşması, mutlu sona gitmesi için canını dişine takıp mücadele etmesi gerekiyor. Başka türlü lay lay lomla bu işler olmuyor. Bu uzun yolculuğu mertçe, yiğitçe, efendice geçebilenler menzil-i maksuda erişiyor. Mutlu sona ulaşıyor. Allah bu güzellikleri bizlere de yeryüzündeki bütün insan kardeşlerimize de nasibetsin. Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]