.
Sevgili büyüğüm, hayırlı günler dilerim,

Gönül Sohbetleri kitabınızın birinci cildinde

“Nasıl Hazreti İbrahim ateşe atılırken, inancını, teslimiyetini bozmadı. Rabbim beni yakmaz, beni korur dedi. Ve ateşin için­de gül bahçesi oluştu. Günümüzde de o yolda olan güzel in­sanlarımız var. Şartlar ne kadar ağır olsa, onlar yine sabırla, sükûnetle, edeple, “Rabbim beni sınıyor, inşaallah bu sınavımı da yüzakıyla verip, mânâ yolunda bir basamak daha çıkacağım” diyorlar ve “Hak’tan gelen şerbeti içtik elhamdülillah”ın huzurunu ve mutluluğunu yaşıyorlar. Allah onlardan razı olsun. Onlar ne güzel insanlar...”

diye buyuruyorsunuz. Efendim, burada teslimiyet konusu karşımıza çıkıyor. Teslimiyet ile tevekkül kavramları aynı şeyi mi ifade eder? Bugünün bunalımlı insanları için gerçek çıkış yolu teslimiyetdir diyebilir miyiz?

Değerli büyüğüm, her şey için çok teşekkür eder, hürmetlerimizi ve sevgilerimizi sunar hayırlı, bereketli zamanlar dileriz. Bütün dostlara da selamlar, sevgiler, hayırlı günler...



Sayın Sabri Tandoğan Efendi Hz'nin cevaben yazdıkları :
---------------------------------------------------------------------------

Sayın Çiğdem Hanım,

Kıymetli yavrum, tevekkülde Allah’ı vekil tutma var. Teslimiyet ile aralarında nüans farkı var. Teslimiyette kayıtsız, şartsız bir kendini bırakış var. En ufak itiraz olmadan. Teslimiyette ölünün yıkayıcısına kendini teslim etmesi gibi bir durum görüyoruz. İtiraz etmeden, parantez açmadan, kayıtsız şartsız. Zaten o zaman onun bir anlamı oluyor. Parantez açıldığı anda o teslimiyet olmuyor.

Sevgili yavrum, yeni maillerini bekliyor, selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sabri Tandoğan
Aziz Ruhları Şad Olsun.