Sayın Esra Hanım,

13.6.2007 tarihli mailinizi aldım.

Kıymetli yavrum, işin özeti şu: Tevhid yolunu seçeceğiz. Öyle seçeceğiz ki madde ile mana, ruh ile beden, dünya ile ahiret arasında fark kalmayacak. Kur’an-ı Kerim’de “Ne yana bakarsan bak, Allah’ın vechi oradadır” buyruluyor. Biz de şu yaşadığımız hayat içinde her zerrede Hakkı müşahede edeceğiz. Kalbimiz ve kafamız her an aydınlık, temiz, nezih duygular ve düşünceler içinde olacak. Kalp aynasını tertemiz yaptığımız zaman kainatın bütün güzelliklerini, bütün gerçeklerini oradan seyredebileceğiz. Işık gelince karanlık gider. Allah’ın ve Peygamber’in nuruyla aydınlanan bir insanda çirkin, kötü, adi düşünceler barınamaz. Resulullah Efendimiz her gece yatarken şu duayı söylermiş: “Allah’ım, beni bir an, bir andan da kısa bir zamanda nefsime bırakma”. “Şüphesiz ki nefis kötülüğü emredicidir”.

Allah’ın farz kıldığı ibadetlerimizi yapalım. Sade insanlarla değil hayvanlarla da, bitkilerle de, eşya ve camadatla da güzel geçinelim. Onların hepsini tek istisna olmadan Muhammedi bir aşkla kucaklayalım. Yalan söylemeyelim, dedikodu yapmayalım, malayaniden kaçalım. Kalbimizde şartlar ne olursa olsun kin, nefret, intikam duyguları olmasın. Bizi sevmeyen, beğenmeyen, istemeyen insanlara da biz hayır dua ile mukabele edelim. Onların iyiliğini isteyelim. Onlar için iki dünya saadeti dileyelim. Ve Yunus Emre gibi biz de

“Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz”

diyelim. Ya hayır söyleyip, yahut susalım, iki günümüz birbirine eşit olmasın. Hep daha iyiye, daha güzele, mükemmele doğru gidelim. Ve dünyadan ayrılmak zamanının geldiğini hissedince Kelime-i Şehadet getirelim ve

“Sevginle gireceğim toprağa

Sevginle çıkacağım topraktan”

diyelim.

Sevgili yavrum, ben burada sana onbinlerce yıllık insan kültürünün özetinin, özetinin, özetini söyledim. Bunları harfiyyen uygula, sana yeter.

Selam, sevgi ve saygı ile.

Sabri Tandoğan

Sayın Sabri Tandoğan'ın cevaben yazdıkları :