Sizden Gelenler

 

subHeader_l

Konu : Yaşamak bir aşktır, sermayesi çalışmak ve üretmektir.
Gönderen : Sabri Babadan Mektup
Tarih : 6/4/2020 12:18:42 PM


.
SABRİ BABADAN MEKTUP VAR
YAŞAMAK BİR AŞKTIR, SERMAYESİ ÇALIŞMAK VE ÜRETMEKTİR
Kıymetli yavrum,
Bugüne kadar canımın sıkıldığı bir tek günü hatırlamıyorum.

Güzel, çok güzel, inanılmayacak kadar güzel bir dünyada yaşıyoruz. Bize düşen bu güzellikleri yapabildiğimiz, becerebildiğimiz kadar içimize akıtabilmek. O güzelliklerin aşkıyla, heyecanıyla, seviyorum, seviliyorum diyebilmek. Hayatta hiç kimse hazır sermaye ile bir güzelliği yaşamamıştır. Yaşamak bir aşksa, bir heyecansa onun vazgeçilmez koşulu da çalışmaktır, faaliyettir, üretmektir, ortaya bir eser koyabilmektir.

Şiir yazmak güzel, şiir okumak da güzeldir ama önemli olan hayatımızı bir şiir haline getirebilmektir. Hayat sonsuz güzelliklerle dolu, doğanın güzellikleri, insan güzellikleri, bilimin ve sanatın güzellikleri. Bunları algılamaya, özümlemeye bir ömür yetişmez ki.

Bir sanat eseri ne kadar okunursa okunsun, dinlenirse dinlensin ona doyum olur mu? Her gün artan bir heyecanla, aşkla, ürperişle çevremize, yanımıza, yöremize bakabilmek. Kur’an’da boşuna “Ne yana bakarsan bak Allah’ın vechi oradadır” buyrulmamış. Evet, Allah her an yeni bir şe’n üzerinde.

Çevremizdeki her şey değişiyor ama biz de değişiyoruz. Hepimiz daimi bir oluşumun içindeyiz. Benim dün baktığım Leonardo da Vinci’nin La Jokont’ u bugün aynı değil. Ama ben de dünkü ben değilim, ben de değiştim. O zaman sonsuz bir yarış başlıyor; zamanı yakalayabilmek. Onun için Yunus Emre “Her dem taze doğarız bizden kim usanası” diyor.

Ben, merhum eşim Rana Hanımla kırk dört yıl evli kaldım. Ona hergün yepyeni bir gözle baktım ve onda hergün yepyeni güzellikler gördüm. İnsan Beethoven’in 9. senfonisini değişik zamanlarda yüzlerce kere dinlese bıkabilir mi? Fuzuli, Yunus Emre, Şeyh Galip, Necip Fazıl yüzlerce defa okunsa bıkmak mümkün mü? Ben çok küçük yaştan itibaren her gün Peygamber Efendimiz’in “Ya hayır söyle, yahut sus” Hadisini okuyorum ve her gün ondan yepyeni manalar, güzellikler çıkarıyorum.

Önemli olan hayata her an yepyeni gözlerle bakabilmek, ondan yepyeni güzellikler çıkarabilmek. Can sıkıntısı aslında hayata yanlış bir bakış açısından doğan tatsız bir durumdur. Önemli olan her an kainattaki sonu gelmeyen güzellikleri, incelikleri yakalayabilecek bir aşk ve heyecan içinde olabilmek.

Bizler acaba, bırakın her şeyi birtarafa, Besmelenin manasını bilebiliyor muyuz? Rükudaki, secdedeki sonsuz incelikleri, ürperişleri sezebiliyor muyuz? Einstein, “yirminci yüzyıl insanının en zayıf tarafı bir gülün karşısında heyecan duyamamak, ürperememektir” diyor.

Yahya Kemal bir şiirinde “İnsanlar anlaşıldı, cihanın da sırrı yok” diyordu. Ah sevgili şairim ne büyük gaflet! İnsanların neyi anlaşıldı, kainatta sır olayan ne var ki? Bunlar hep düşünülmeden sarfedilmiş birtakım yuvarlak sözlerdir. Ne söyleyene ne dinleyene en ufak faydası yoktur. Kainat dün olduğu gibi bugün de sonsuz sırlarla dolu, muhteşem bir olaydır. Özdemir Asaf bir şiirinde

“Bana yakın geldin dedi vurdu

Bana uzak kaldın dedi vurdu

Adlarını sordum,

İnsan dediler”

diyor. Bana göre hayatın güzelliği, büyüklüğü, ihtişamı biraz da buradan geliyor. Fazıl Hüsnü Dağlarca bir şiirinde

“Geceler geceler içindesin

Anlaşılmaz gecelerin teki

Kimi aşk diyor, kimi ölüm

Bu ne ki”

diye ürpererek sorar. Bir mısraında “Ve bir an yaşıyorum, bütün bir ömre bedel” diyor. Önemli olan o anları çoğaltabilmek, bütün bir ömrü o an gibi yaşayabilmek. Ve sonra Yunus gibi “Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun” diyebilmek.

Efendim, sizlere sevgiler, saygılar sunuyorum. Bütün günleriniz yaşama sevinciyle dolsun.

Sabri Tandoğan
Aziz Ruhlarına Fatihalarla.

...::Bu yazıyı arkadaşına gönder::...

Geri Dön

 

[Ana Sayfa] [Sabri Tandoğan] [Kitapları] [Yazıları] [Röportajları] [Resim Albümü] [Sizden Gelenler] [Dosya Arşivi] [Arama] [İletişim]